AMED - İmralı tecridinin Türkiye’ye çoklu kriz olarak yansıdığını söyleyen gazeteci Cahit Mervan, "İmralı tecridi ve Kürtlere karşı savaş sonu uçurum olan bir sokaktır” dedi.
İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Cezaevi'nde tutulan PKK Lideri Abdullah Öcalan, 25 Mart 2021 tarihinde yaptığı kesintili telefon görüşmesinden bu yana ne avukatları ne de ailesiyle görüşebiliyor. İmralı tecridinin kaldırılması ve Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğünün sağlanması talebiyle küresel düzeyde yapılan eylem ve etkinlikler ise devam ediyor. Gazeteci Cahit Mervan, İmralı tecridinin yansımalarını ve iktidarın bu politikadaki ısrarını değerlendirdi.
'SALDIRININ İLK NOKTASI İMRALI OLDU'
DAİŞ'in Kobanê'ye dönük saldırılarına karşı başlayan eylemler sonrası Ankara'nın yol ayrımıyla karşı karşıya kaldığını ifade eden Mervan, "Ya hem içte hem dışta Kürtlerle yeni, eşit ve adil bir barışa dayalı yeni konsensüse gidecekti ya da tekçilik üzerine şekillenen kurucu kodlarına geri dönecekti” dedi. AKP’nin "Çöktürme Planı" ile ikinci yolu seçtiğini ifade eden Mervan, "AKP, Kürtlere karşı yeni ve sonuç almayı hedefleyen topyekun bir saldırıya geçti. Bu saldırının ilk odak noktası İmralı oldu. 5 Nisan 2015’te İmralı’da mutlak tecrit uygulayarak başladı. Bu konseptten vazgeçmedikleri için tecridi derinleştirerek devam ettiriyorlar” dedi.
Cahit Mervan
‘SAVAŞ SONU UÇURUM OLAN BİR SOKAKTIR'
İmralı tecridi politikasının Türkiye'ye ekonomik ve siyasal kriz ile sosyal çürüme gibi sorunlarla geri döndüğünü söyleyen Mervan, "Eğer Türkiye İmralı’da Sayın Abdullah Öcalan ile kurduğu masayı devirmemiş ve çözüm sürecini çökertmemiş olsaydı, bugün Türkiye hem ekonomik hem de demokrasi parametreleri açısından çok iyi bir yerde olacaktı” dedi.
Mervan, tecridin devam etmesinin "Türkiye’yi daha büyük felaketlere, krizlere, hatta iç savaş ve çatışmaya sürükleyeceğini" kaydetti. Mervan, şunları söyledi: "Son 10 yıl, hatta son 2 yılda bölgede ve dünyada hiçte aklımızda olmayan o kadar kötü şey oldu ki; Türkiye barışa ve çözüme yönelmezse bundan muaf kalamaz. Tecridin kalkması durumunda herkes rahatlar. Diyalog, müzakere ve çözümün kapısı aralanır. Bu olduğu zaman Türkiye’de ekonomik göstergeler iyiye gider. Çünkü savaşın, tecridin olmadığı yerde, Kürtlerin kolektif haklarının tanınmadığı bir ülkede ancak sopa zoruyla istikrar sağlanır. Bu da karşıtını, yani direnişi doğurur. Tecrit de çöktürme planı da başarıya ulaşmadı. Ya burunlarının dikine gidecekler ya da aklın yolunu seçecekler. Başka çare yok. Yoksa tecrit ile şekillen Kürt karşıtı savaş, yeni bir 15 Temmuz'u gündeme getirir. Şuan ittifak içinde Kürtlere saldıranların birbirlerini kör satırla doğramaları bile gündeme gelebilir. İmralı tecridi ve Kürtlere karşı savaş çıkmaz, dönüşü olmayan ve sonunda uçurum olan bir sokaktır."
‘ULUSLARASI DAYANIŞMAYLA TECRİT KALDIRILIR'
Abdullah Öcalan üzerindeki tecridinde küresel çapta bir dayanışmayla kaldırılabileceğini vurgulayan Mervan, şöyle devam etti: "Sayın Öcalan, 21. yüzyıl dünyasında küresel vicdanın yeni adresidir. Bu çok kıymetlidir. Bu nedenle her zamankinden daha fazla küresel dayanışmayı büyütmenin koşulları var. 10 Ekim 2023’te başlayan küresel çaptaki kampanya bunun mümkün olduğunu gösterdi. Bunun kalıcı kılmak, derinleştirmek ve çeşitlendirmek elbette uluslararası komploda yer alan güçlerinde tavrının değişmesine neden olacaktır."
MA / Delal Akyüz