AMED - Pasûr ilçesinin can damarlarından Hasandin Yaylası, maden arayan şirketlerin hedefinde. DEM Partili Serhat Eren, maden faaliyetleriyle bölgenin insansızlaştırılmak istendiğini belirterek, "Hiçbir şirkete izin vermeyeceğiz" dedi.
Amed’in Pasûr (Kulp) ilçesinde bulunan Hasandin Yaylası, maden rezervi arayan şirketlerin hedefinde. Bir maden şirketi ekibi, 24 Temmuz'da bölgede sondaj çalışması yaparak, maden için numune aldı. Askerler eşiğinde yapılan arama üzerine bölgedeki köylülere ayağa kalktı. Çevresinde Nêrçik, Şînas, Dimilyan, Hêlin, Beyrok ve İnika mahalleleri ile çok sayıda mezranın bulunduğu yaylada yapılan çalışmalar, köylülerin tepkisi üzerine durduruldu.
EREN: SADECE RANTLA İZAH EDİLEMEZ
Bölgede incelemelerde bulunan Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM) Amed Milletvekili Serhat Eren, yaylada herhangi bir maden ocağı kurulmasına izin vermeyeceklerini vurguladı.
Eren, "Batıda şirketlerin rantı için madencilik yapılırken, Kurdistan'da özel savaş politikası olarak doğa katliamı yapılmakta ve maden faaliyeti yürütülmektedir. Hidroelektrik Santralleri (HES), karakollar, kalekollar inşa edilmektedir. Bunun sadece rantla izahatı mümkün değildir. Kürtsüz, yurtsuz, insansız bir coğrafyayı hedefleyen faaliyetlerdir" ifadelerini kullandı.
Kurdistan’da yaşayan halkın temel geçim kaynağının hayvancılık, arıcılık ve tarım olduğunun altını çizen Eren, maden, HES ve Jeotermal Enerji Santralleri (JES) ile coğrafyanın insansızlaştırılmak istendiğini ifade etti.
'MADENCİLİK GÖÇE NEDEN OLACAK'
Eren, Hasandin Yaylası'nın eteklerinde onlarca mahalle ve mezranın olduğuna işaret ederek, yayladaki su kaynaklarının geniş bir alanı beslediğini söyledi. Eren, "Dolayısıyla burada yapılacak madencilik faaliyeti bu mahallelerin su kaynaklarını tamamen zehirleyecek, bütün mahalle ve mezraların suya erişimini engelleyecek. Hayvancılık, tarım ve arıcılık faaliyetini bu madencilik bitirecektir. Buraya yapılacak bir madencilik faaliyetinin, Hasandin eteklerinde yaşayan mahalle ve mezraların göç etmesi anlamına gelecektir" diye konuştu.
'TALANI PASÛR ÇAYI'NDAN BİLİRİZ'
Hasandin'in "Pasûr’un akciğeri" olduğunu söyleyen Eren, "Burası oksijen deposudur. Pasûr'un temiz hava almasını sağlayan coğrafyadır. Biz Pasûr'da yapılan talanı Pasûr Çayı'dan biliriz. Eskiden binlerce insan Pasûr Çayı'na gelip yeşil alanlarda nefes alırlardı. Onlarca çeşit balık yaşarken, bugün o çayda tek bir balık yok. Tek bir insan yok. İnsanların nefes alması için gerekli olan çay, rant uğruna peşkeş çekildi. Ama o çayın etrafındaki bütün yaşam alanları yok oldu. Dolayısıyla Pasûr halkı kendi doğasına yönelik bütün saldırıların nasıl sonuçlara evirileceğini iyi biliyor" şeklinde konuştu.
'BU ALANLARI TERK ETMEYECEĞİZ'
Hasandin'de yapılmak istenen madene izin vermeyeceklerini vurgulayan Eren, "Kürt halkına, Türkiye halkına çağrımızdır. Kurdistan'da yapılan doğa katliamına karşı herkesin bulunduğu yerde mücadele etmesini istiyoruz. Biz doğamıza, yaylalarımıza, geçmişimize, arılarımıza, anılarımıza sahip çıkacağız. Buraya hiçbir şirketin gelmesine izin vermeyeceğiz. Halkımızla birlikte buna karşı çıkacağız ve bu alanları terk etmeyeceğiz" dedi.
MA / Müjdat Can