Besê Hozat'tan Bahçeli'ye: Buyur, İmralı orada

img
HABER MERKEZİ - KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanı Besê Hozat, Devlet Bahçeli'nin "iç barış" açıklamalarını "yeni bir oyun peşindeler" şeklinde değerlendirerek, Kürt sorununun çözümü için "Alsın Erdoğan'ı da Özgür Özel'i de İmralı'ya gitsin. Buyur, İmralı oradadır" çağrısı yaptı. 
 
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, 1 Ekim'de yeni yasama yılının açılışında Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan ile bazı milletvekilleriyle tokalaştı. Bahçeli, hemen sonrasında "iç barış" mesajı verdi. Bahçeli, DEM Partililerle el sıkışma kararını da AKP'li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Genel Kurul’daki konuşmasından sonra aldığını açıkladı. Bahçeli, bugün Meclis'te yaptığı açıklamada da bir kez daha tokalaşma konusuna işaret ederek, "Uzattığım el, milli birlik ve kardeşliğimizin mesajıdır" dedi. 
 
Medya Haber'de yayınlanan özel bir programda konuşan KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanı Besê Hozat, Bahçeli'nin açıklamaları ve tokalaşmasını değerlendirdi. Fırat Haber Ajansı'nda (ANF) yer alan habere göre; Besê Hozat, Bahçeli’nin DEM Partililerle el sıkışmasını “Bunlar yeni oyunlar peşindeler” şeklinde değerlendirdi. Hozat, “Bir yaklaşımın varsa “Keremke (buyur), İmralı oradadır” dedi.
 
ULUSLARARASI KOMPLO
 
Hozat, PKK Lideri Abdullah Öcalan'ın Suriye'den çıkarılmasının 26. yıl dönümüne girildiğine işaret ederek, "Uluslararası komplo, Önder Apo şahsında Kürt halkına karşı, bölge halkına karşı geliştirilen bir komploydu. Önder Apo, uluslararası kapitalist hegemonik güçler tarafından büyük bir engel olarak görüldü. Ortadoğu'ya yönelik bir müdahale söz konusuydu. Zaten bu müdahale 90'ların başında başlamıştı. Üçüncü Dünya Savaşı'nın başlangıç tarihidir aynı zamanda. Sovyetler’in çöküşüyle birlikte zaten Üçüncü Dünya Savaşı başladı. Saddam'ın Kuveyt saldırısıyla, sonrasında Amerika müdahalesiyle başlayan bir süreç oldu ve yoğunlaşarak devam etti. Uluslararası Komplo da Üçüncü Dünya Savaşı'nın önemli bir aşamasında geliştirildi. 9 Ekim 1998 yılı önemli bir aşamaydı. O süreçte doğrudan Irak'a daha güçlü bir müdahale gündemdeydi. Saddam'ın tasfiyesi hedefleniyordu. Saddam iktidarının devrilmesi hedefleniyordu. Afganistan'a müdahale gündemdeydi. Çok kapsamlı bir Ortadoğu müdahalesi gündeme alınmıştı. Önder Apo, PKK hareketi bunun önünde bir engel olarak görülüyordu. Çünkü bölgede temel devrimci dinamik güçtü. PKK önceliğinde büyük bir mücadele yürütülüyordu. Kürt halkının özgürlük mücadelesi, halkların özgürlük mücadelesi bu halklarda çok ciddi bir bilinçlenme, aydınlanma ortaya çıkarıyordu. Kürt halkını ve bölge halkını mücadele içerisinde tutuyordu ve mücadele büyüyordu. Bölge çapında çok ciddi bir etkiye yol açmıştı. Bu bir engel olarak, tehdit ve tehlike olarak görüldü. O açıdan Önder Apo'ya dönük böyle bir komplo gerçekleştirildi. Böylelikle işbirlikçi, ihanetçi çizginin Kürdistan'da da önü açıldı. Kürdistan'a da bu çizgi hakim kılınmak istendi. Bu çizgiden de uluslararası hegemonik güçler bölge politikalarında, bölgeye müdahalede yararlanmak istediler. Bu anlamda böyle bir komplo geliştirildi" ifadelerini kullandı. 
 
"İmha ve tasfiyenin" amaçlandığı komplonun Abdullah Öcalan'ın Demokratik Ulus paradigmasıyla boşa çıktığını söyleyen Hozat, "9 Ekim 1998 sonrası da komplo sürekli güncellenerek devam etti. Soykırım saldırıları, topyekun soykırım saldırıları sürdü. Buna karşı büyük bir direniş de gelişti. Bu direnişin merkezi de elbette İmralı'ydı, Önder Apo'ydu. Komplo sonuca, başarıya ulaşamadı.  Mücadele ve direniş, komployu boşa çıkardı" diye kaydetti. 
 
ÜÇÜNCÜ DÜNYA SAVAŞI 
 
Abdullah Öcalan'ın komployla Türkiye'ye getirildikten sonra yaptığı "Üçüncü Dünya Savaşı" tespitine değinen Hozat, "Şu anda Üçüncü Dünya Savaşı tüm yoğunluğuyla bölgede yaşanıyor. Savaş giderek derinleşiyor ve yayılıyor. İsrail'in işte Lübnan'a saldırısını, Gazze'ye saldırısını sadece Gazze ve Lübnan'da sınırlı ele almamak lazım. Türkiye'nin Kürtlere saldırısını, soykırım saldırısını sadece Kürtlerle, Kürdistan'la da sınırlı ele almamak lazım. Bütün bölgeyi etkiliyor. Bu savaş, bir dünya savaşıdır. Dünya savaşının merkezidir. Şu anda dünya savaşı, Ortadoğu'da yoğunlaşmış, derinleşmiş durumdadır. Böyle değerlendirmek lazım. İsrail'in arkasında büyük güçler var; Amerika var, İngiltere var, Avrupa var. İsrail bu güçlerden destek alarak saldırıyor. Aslında bir konsept, bir strateji uygulanıyor. İsrail bunun pratik uygulama gücü, vurucu gücüdür mevcut durumda. Öyle görmek lazım. Bu saldırıların hedefinde İran var. Birçok kesim de değerlendiriyor.  İran'ı hedefleyen, İran rejimini hedefleyen bir savaş durumu yaşanıyor. Bu konuda İsrail ABD'nin, İngiltere'nin, Batı'nın desteğiyle giderek bölgede de etkisini, gücünü arttırıyor, etkili duruma geliyor. Ve bölge giderek bu hegemonik güçlerin İsrail'in çıkarları temelinde bir şekillenmeye, yeniden bir dizayna tabi tutulmaya çalışılıyor" değerlendirmesinde bulundu. 
 
'TÜRKİYE VE İRAN DARBE YEDİ'
 
Yaşanan saldırılarda Hizbullah'ın büyük bir darbe yediğine dikkati çeken Hozat, "Adeta ölümcül bir darbe yedi. Elbette tamamen tasfiye olması zordur, ciddi bir toplumsal tabanı var. Fakat büyük bir darbe yediği de çok açıktır. Hizbullah'ın darbe yemesi, İran'ın darbe yemesidir. Hamas çok ölümcül bir darbe yedi. Hamas'ın darbe yemesi, Türkiye'nin darbe yemesidir. İran'ın darbe yemesidir. Bu açıktır. Hamas’ın 7 Ekim saldırısının arkasında kesinlikle Türkiye var. Türkiye, Hindistan'dan Doğu Akdeniz, Kıbrıs, Avrupa'ya uzanacak o enerji yol projesini sabote etme temelinde böyle bir saldırının gelişmesinde büyük rol oynadı. Farklı güçler de rol oynadı. Rol oynamadı değil ama Türkiye çok belirleyici bir rol oynadı. Sonrasında da Hamas üzerinden sürece, denkleme dahil olmak istedi. Ateşkes yapılması için, bunda arabulucu olmak için her şeyi yaptı. Hiçbir girişimden sonuç alamadı" diye kaydetti. 
 
'TÜRKİYE ÇIKMAZDA'
 
İran'ın hedefte olduğunu dile getiren Hozat, "Mevcut durumda İran hedeftedir fakat aynı zamanda Türkiye'nin bölgede yürüttüğü politika, dış politikası, iç politikası, bölge politikası açısında da çok büyük bir darbe yedi. Böyle bir durum da ortaya çıktı. Şu anda Türkiye'nin denge politikası tıkanmış durumdadır. Türkiye, Rusya ile Amerika arasında, Avrupa ile Asya arasında sürekli bir denge politikası yürüttü. Yıllarca bunu kullandı. İşte Ukrayna sorununu da kullandı, Gazze-İsrail savaşını da kullanmak istedi. Her bir kriz çıktığında bu denge politikasını kullanmak istedi. Irak’ta, Suriye'de bunu çok etkili kullandı. Artık bu politikanın sonuna doğru gidiliyor. Ciddi bir tıkanma yaşıyor, çıkmaz yaşıyor Türkiye. Böyle de bir durum var ortada. Bu savaş tamamen enerji yollarını kontrole, denetime geçirme, enerji kaynaklarını denetime geçirme, bölgeyi yeniden dizayn etme savaşıdır. 21. yüzyılın siyasi dengelerini, ekonomik dengelerini, siyasi sistemini yeniden kurma, yeniden düzenleme savaşıdır bu savaş. Şimdi bu savaşta Türkiye giderek kan kaybediyor. İran ciddi zayıflıyor. Zaten Suriye'nin, Irak'ın durumu ortadadır. Amerika'nın, İngiltere'nin, Batı'nın desteğiyle de İsrail giderek etkisini artırıyor, gücünü artırıyor. İsrail ekseninde giderek böyle bir bölgeyi dizayn durumu ortaya çıkıyor" dedi. 
 
'İSRAİL TÜRKİYE'YE SALDIRMAZ' 
 
Bölgede yaşanan gelişmelerin AKP-MHP'yi ciddi bir çıkmazın ve paniğin içine soktuğunu belirten Hozat, "Türkiye üzerinden de şöyle bir şey yürütülüyor. Türkiye bir NATO ülkesidir. Elbette öyle Erdoğan'ın iddia ettiği gibi İsrail'in Türkiye'ye saldıracağı falan yoktur. Bunların hepsi bir özel savaştır. Muhalefeti dizayn etmenin, Türkiye'nin iç siyasetini dizayn etmenin taktik siyasetidir. Böyle bir durum söz konusu olmayacak. Öyle İsrail'in Türkiye'ye saldıracağı falan da yoktur. Türkiye'nin bütün korkusu Kürtlerdir. Kürtlere karşı bir soykırım politikası yürütüyor. Bu soykırım politikasının zayıflamasını istemiyor. Bu soykırım saldırılarının, savaşının zarar görmesini istemiyor. Engelsiz bir biçimde, sorunsuz bir biçimde bu soykırım savaşını sonuca götürmek istiyor. Kürtlerin Ortadoğu'da derinleşen bu kriz ve kaos ortamından, bu savaş ortamından yararlanmasını istemiyor. Böyle bir durumun olmaması için de içeride, dışarıda panik atak bir biçimde bir arayış içerisine girmiş. Elbette bu savaşın Suriye'de yansımaları olacak. Şimdiden zaten saldırılar yoğunlaşmış durumda. Suriye'deki Hizbullah'a dönük de çok ciddi saldırıların gelişeceği açıktır. Zaten saldırılar sürüyor. Suriye rejimi de etkileyecek" ifadelerini kullandı. 
 
IRAK VE SURİYE'NİN DURUMU
 
Savaşın Suriye ve Irak'a olası yansımalarına da değinen Hozat, "Suriye rejimi Amerika, İsrail, Batı ekseninde bir siyaset mi yürütecek? Türkiye ile uzlaşarak, anlaşarak bir siyaset mi yürütecek? Yoksa Kürtlerle anlaşmayı, uzlaşmayı kendi çıkarına görüp, kendi iç sorunlarını demokratik biçimde, Suriye'yi demokratikleştirme temelinde, Kürt sorunu da demokratik çözme temelinde bir arayışa mı yönelecek? En doğrusu budur. Suriye'ye kazandıracak olan da bu seçenektir. Aynı biçimde bu savaş, Irak'ı da yoğun etkileyecek. Bu saldırılar zaten uzun zamandır başlamış. Heşdi Şabi üzerine saldırılar çok yoğun. Irak’taki saldırılar, özellikle son bir yıldır çok yoğunlaşmış durumdadır. Bu saldırılar doğrudan onlar şahsında İran’ı hedefliyor. İran'ın Irak'taki etkisi kırılmak isteniyor bu saldırılarla. Türkiye de çok yoğun çalışıyor. Kendisine bağlı Sunnileri örgütlemeye, etkili hale getirmeye çalışıyor. Amerika aynı biçimde Irak'ta da yeniden bir Sunni-Şii dengesi kurmaya çalışıyor. Kendi güdümünde, kendi denetimindeki kesimleri etkili hale getirmeye çalışıyorlar. İran etkisini tamamen kırmaya çalışıyorlar" diye kaydetti. 
 
TÜRKİYE'YE ÇAĞRI
 
"Kürt düşmanlığı Türkiye'yi bitirecek" diyen Hozat, "Biz tekrar Türkiye'ye diyoruz ki; bundan vazgeç. Bu sana bir şey kazandırmayacak. Bu seni bitirecek. Kürtlerle anlaş, Kürtlerle uzlaş, Kürtlerle müzakereye otur. Kürtlerin haklarını, hukuklarını tanı, özgürlüklerini tanı, dilini tanı, kültürünü tanı, siyasi haklarını tanı. Türkiye'yi kurtaracak tek şey, Kürdistan'da demokratik çözüm, Türkiye'nin demokratikleşmesi. Bu, Türkiye'yi kurtarır. Sonuçta Önder Apo'nun çözümüne geliyoruz. Bölgedeki güçler savaşta ısrar ettikçe, Kürt düşmanlığında ısrar ettikçe, şiddet politikasında ısrar ettikçe bir sonuç alamazlar. Gerçekten bu yıkım demektir. Ama demokratik çözüme, barışa yöneldikçe bu, bu güçlere kazandıracak. Bölgeye de kazandıracak. Tabii ki en çok da halklara kazandıracak. Bu bir gerçek. Bu anlamda gerçekten bölge çok tehlikeli bir süreçten geçiyor. Bu savaş yayılacak. Herkesi etkileyecek. Bu anlamda Önder Apo'nun demokratik ulus, demokratik konfederal çözüm projesi tek kurtuluş projesidir. Kürt halkı açısından da bölge halkları açısından da, bölge devletleri açısından da bu durum böyledir. Aksi durumda gerçekten bölge büyük bir kan gölüne dönecek. Büyük bir yıkım yaşayacak. Bu, herkese kaybettirecek" çağrısı yaptı. 
 
BAHÇELİ’NİN TOKALAŞMASI 
 
Bahçeli'nin DEM Partili milletvekilleriyle tokalaşmasını da değerlendiren Hozat, şunları söyledi: "Türkiye'nin korkusu nedir? Öyle İsrail Türkiye'ye saldırıyor meselesi değil. Bu savaş ortamından 'Aman aman Kürtler yararlanabilir. Kürtler daha fazla kazanım elde edebilir. Benim yürüttüğüm soykırım politikaları çöpe gidebilir, tamamen tasfiye olabilir, Uluslararası Komplo tamamen ortadan kalkabilir' diyor. Bütün korku panik budur. Bu savaştan 'Suriye'de Kürtler yararlanabilir, Irak'ta yararlanabilir, olur ya her yerde Kürtler yararlanabilir' diyor. O yüzden Bahçeli'nin o Kudüs İttifakı da bu anlama geliyor. Suriye'yi de, Irak'ı da, İran'ı da yanlarına alarak anti-Kürt ittifakı kurarak böyle Suriye'de, Irak'ta, her yerde Kürtlerin üzerine gidip soykırımı tamamlamak istiyorlar. Kuzey Suriye'ye, Rojava'ya saldırıda Suriye rejiminin, İran'ın, Irak'ın desteğini almak için bu politikayı yürütüyor."
 
İMRALI ÇAĞRISI 
 
"Kürt halkının artık gözü açılmış. Bölge halklarının da gözü açılmış" diyen Hozat, "Bölge devletleri de az çok neyin ne olduğunu biliyor. Suriye'yi bu hale getiren Türkiye'dir. Büyük bir yıkımı yaşatan Türkiye'dir. On binlerce çeteyi Suriye'deki rejime karşı örgütledi. Irak'ı bu hale getiren de Türkiye'dir. Bu çok açıktır yani. Şimdi ne yapıyor? İçeride muhalefeti dizayn etmeye çalışıyorlar. İşte geçen gün Bahçeli, mecliste DEM Parti yönetiminin elini sıktı, selamlaştı. CHP ile Özgür Özel'le bir diyalogları var; basında yoğun gündem oldu. Hepsine sıcak mesajlar veriyor. İç cepheyi güçlendirelim diyor. O diyor, Erdoğan diyor. AKP-MHP rejimi iç cepheyi güçlendirme adı altında Türkiye'nin bekası, ulusal çıkarları adı altında İsrail Türkiye'ye saldıracak lafı çerçevesinde muhalefeti bir bütün kendi çıkarları, politikaları temelinde yeniden dizayn etmeye çalışıyorlar. Ortada muhalefet bırakmamaya çalışıyorlar. Muhalefeti tamamen tasfiye etmeye, etkisizleştirmeye çalışıyorlar. Yeni bir oyun kuruyorlar. Devlet Bahçeli DEM Parti ile selamlaştıktan sonra basıncılar soru sormuş. Demiş ki 'dışarıda biz barış isterken elbette içeride barış gerekiyor. İçeride de barış isteyeceğiz. MHP bir Türkiye partisidir. MHP böyle bir adım atmadan diğer partiler böyle bir adım atamaz' diyor. Böyle çeşitli açıklamalar yapmış. Tamam, yani o zaman Bahçeli'ye de şunu diyoruz. Madem ki diyorsun artık 'iç barışı' sağlayalım, madem Erdoğan, Devlet Bahçeli'nin bir dediğini iki etmiyor; Devlet Bahçeli Erdoğan'ı da, Özgür Özel'i de yanına alsın, İmralı'ya gitsin. İmralı'ya gitsin, Önder Apo'yla otursun. Kürt sorununu görsün, müzakere etsin. Kürt sorununu çözsünler demokratik temelde" şeklinde konuştu. 
 
'YİNE BİR OYUN PEŞİNDELER'
 
Hozat, Devlet Bahçeli'ye çağrı yaparak, şunları söyledi: "Devlet Bahçeli, AKP MHP faşist rejiminin temel aktörüdür. Şu anda Türkiye, Devlet Bahçeli'nin zihniyetiyle yönetiliyor. Türkiye'yi Devlet Bahçeli yönetiyor, MHP yönetiyor. Devlet Bahçeli çözüm istesin, kimse bir şey diyemez. Alsın Erdoğan'ı da Özgür Özel'i de, İmralı'ya gitsin. Gider mi? Gitmez. Çünkü bunlar yeni bir oyun peşindedir. Bunların derdi öyle Kürtlerle barışmak, Kürtlerle anlaşmak, Kürtlerin haklarını tanımak değil. Kürt sorununu çözmek, Türkiye'yi demokratikleştirmek değil. Dertleri bu değil. Bu derdi Önder Apo taşıyor. Önder Apo'nun bütün derdi, çabası Kürt sorununun demokratik çözümü Türkiye'nin demokratikleşmesidir. PKK'nın bütün çabası, Kürt sorununun demokratik çözümü, Türkiye'nin demokratikleşmesidir. Bunların böyle bir derdi yok. Bunlar yeni bir oyun, yeni bir hile, yeni bir komplo örüyorlar. Bu soykırım politikalarını yürütmek için içeride muhalefeti tamamen etkisiz hale getirme, Kürtlerde kafa karışıklığı yaratma, çok gereksiz, yersiz çeşitli beklentileri varsa böyle kesimler koyma, Kürtleri mücadelesiz bırakma, pasifleştirme, mücadele, direniş iradesini kırma, beklentiye koyma, demokratik siyaseti beklentiye koyma, etkisini, aktivitesini kırma; yapabilirse içeride bir operasyon yapma, DEM Parti içerisinde de, demokratik siyaset içerisinde de yapabilirse, başarabilirse bir parçalanma yaratma, buna teşne olan bazı kesimler varsa, kulak kabartan bazı kesimler varsa onların kafasını daha fazla bulandırma, Kürtlerle karşı karşıya getirme, CHP'yi tamamen teslim alma, kendi hizmetine koyma, muhalefet gücü olmaktan tamamen çıkarma, bu soykırım politikaları etrafında herkesi hizalandırma amacındalar. Oyun budur. Gerçek budur. O tokalaşmanın altında yatan niyet budur. Amaç budur. Bunun çok açık görülmesi gerekiyor.
 
Devlet Bahçeli'nin, AKP'nin, Erdoğan'ın böyle bir niyeti, yaklaşımı varsa 'kerem ke' (buyur) İmralı oradadır. Sizin denetiminizdedir, işkence, tecrit sistemini kendiniz kurmuşsunuz, mutlak bir tecrit uyguluyorsunuz. Yıllardır Önderlikten haber alınamıyor. Şimdi Devlet Bahçeli de istese oradaki tecridi bir saat içerisinde bitirebilir. Çok kirli, çok sinsi bir politika yürütülüyor. Bu da tamamen Kürt soykırımını, politikasını yürütmeden muhalefeti tamamen devre dışı bırakmayı, Kürt halkını tamamen etkisiz hale getirmeyi hedefliyor."
 
CHP'YE ELEŞTİRİ
 
CHP’nin izlediği politikanın AKP-MHP'nin siyasetine hizmet ettiğini söyleyen Hozat, şöyle devam etti: "Adeta böyle ekmeğine yağ süren, koltuk değneği olan, geçmişteki rolünü, misyonu sürdüren bir siyaset yürütüyor. Yani öyle ciddi bir muhalefet yaptığı falan yoktur. Giderek de kendisini muhalefet gücü olmaktan düşürüyor. CHP'nin verdiği bütün mesajlar bu anlama geliyor. Yine belli ki bu iktidarın bekası adına CHP'yi de bir bütünen yanına çekmeye çalışıyorlar. Mevcut haliyle de böyle buna açık bir duruş sergiliyor CHP. CHP'nin şimdiye kadar tecride karşı tek bir sözü olmadı. Orada korkunç bir hukuksuzluk uygulanıyor. Ahlaksızca bir siyaset uygulanıyor. İnsanlık dışı bir uygulama var. Bu Türkiye'deki o hukuk dedikleri hukuku ortadan kaldırıyor. Korkunç bir çürüme yaratıyor. Türkiye'deki siyasette, toplumdaki bu çürümenin, kirlenmenin, çeteleşmenin, mafyalaşmanın, fuhuşun, her türlü kirliliğin, çirkinliğin, çocuk cinayetinin, kötülüklerin temel kaynağı bu Kürt soykırım politikalarıdır, işkence-tecrit politikalarıdır. Bu politikalar her türlü kirlenmeye zemin açıyor. Çünkü bu kirli siyasetle kirlileri tasfiye edeceklerini, ortadan kaldıracaklarını düşünüyorlar. Yıllardır, yüzyıldır bunu yürütüyorlar. Bu çeteleri bunun için örgütlüyorlar.
 
NORMALLEŞME İMRALI’DAN BAŞLAR
 
CHP'nin tecride karşı, savaşa karşı bu kadar kirlenmeyi yaratan bu politikalara karşı tek bir politikası yoktur. Kürt sorununun çözümüne dönük, barışa dönük tek bir politikası, tek bir sözü yoktur. Normalleşme söylemleri almış başını gidiyor. Normalleşme de AKP-MHP faşist iktidarına, politikalarına hizmete dönüşmüş durumdadır. Eğer bir normalleşme olacaksa, her şeyden önce İmralı'daki işkence-tecrit sisteminin ortadan kaldırılması lazım. Bir normalleşme olacaksa Devlet Bahçeli'nin, Erdoğan'ın, Özgür Özel'in İmralı'ya gidip Önder Apo'yla oturması lazım, görüşmesi lazım. Normalleşme İmralı'dan başlar."

Diğer başlıklar

15:23 İsrail Konsolosluğu önünde BM'ye çağrı: Soykırımı durdur
14:55 Mezardaki kemikler Cem Garipoğlu'na ait çıktı
14:39 Korgan’da maden aramanın yürütmesi durduruldu
14:39 Adana’da 13 Ekim hazırlıkları: Barışın anahtarı İmralı’da
14:21 ‘Cezaevlerindeki kötü muamele ve ihlaller endişe verici boyutlara ulaştı’
14:14 Hatimoğulları'ndan Bahçeli'ye: Atılacak adımları izleyeceğiz
14:09 İşkence merkezi Diyarbakır Cezaevi’nde yıkım başladı
13:46 Kireç fabrikasından yayılan toz tepki çekti
13:43 Öğrenciler kadın katliamlarını protesto etti
13:22 Özgür Gündem davasında ceza talebi
12:49 'Konuş sen nerelisin?' davasının ilk duruşması görüldü
12:39 Hatimoğulları: Çözümün yolu İmralı tecridinin kaldırılmasından geçer
12:08 Besê Hozat'tan Bahçeli'ye: Buyur, İmralı orada
11:50 Bahçeli'den 'tokalaşma' açıklaması
11:15 Hasret Tutal Davası’na çağrı: Tüm kadınları bekliyoruz
11:02 Mêrdîn ve Şirnex'te ev baskınları
10:20 Erkek şiddeti: Darp, tehdit ve cinsel saldırı
09:59 Manisa'da kayboldu Uşak'ta cenazesi bulundu
09:52 Erdoğan ‘hedef Türkiye’ dedi: Meclis İsrail gündemiyle toplanıyor
09:37 AYM'den 'yaşam hakkı ihlali' kararı
09:19 Sincan Yüksek Güvenlikli Cezaevi'ndeki ihlaller
09:18 Federe Kürdistan seçimleri: KDP'nin işbirliğine öfke var
09:16 Polislerin darp ettiği kardeşler: Sadece arama izni istedik
09:16 Kabaiş 12 gündür kayıp: Tüm kamera kayıtları incelenmeli
09:15 Botanlılar 13 Ekim'de Amed’e olacak
09:14 3 kent için sarı kod uyarısı
09:13 Konca: Abdullah Öcalan kadın devrimi çağrısı yapan ilk lider
09:09 Failin polis olduğu dava 8 yıldır sürüncemede
09:07 Kadınlara 'özgürlük' mitingi çağrısı: En ön safta olalım
09:05 Cezaevinde katledilen Kuday'ın arkadaşı uyarmış: Son aşamadayız
09:03 Kartal: Bütün insanlık için alternatif bir modernite yarattı
09:00 Öcalan’la seyahat eden Ayhan: İnsanlara umut oldu
09:00 08 EKİM 2024 GÜNDEMİ
07/10/2024
23:17 Kuzey ve Doğu Suriye Ekonomi ve Tarım Meclisi kuruldu
22:40 Silopiya’da kapı kapı miting çalışması
20:49 Riha'da 5 Ekim konseri: Karanlığa teslim olamayacağız
20:11 İntihar girişiminde bulunduğu iddia edilen tutsağın durumu kritik
19:41 Kadınlar mücadelede kararlı: Özgürlük ve adalet için her yerdeyiz
19:31 ‘Özgürlük yürüyüşümüzle komploya karşı direniyoruz’
19:20 Türkiye Psikiyatri Derneği: Şiddeti psikiyatrik nedenlere bağlamak sorunu çözmez
18:49 Öğrencilerin yurttan atılması protesto edildi
18:28 Özgürlük Mitingi’ne çağrı: Amed barış için misyonunu oynamalı
18:12 Kürt sanatçılar Arslan ve Kızılkar gözaltına alındı
17:46 Hazine 33 milyar lira borçlandı
17:40 Kabaiş’ten 11 gündür haber alınamıyor
17:21 CHP DEM Parti’yi ziyaret edecek
17:01 KESK üyelerine gözaltı
16:55 Kobanê’de binler komploya karşı yürüdü
16:07 RTÜK Başkana dair haberlere erişim engeli
15:40 Katledilen Ayşenur'un okul arkadaşları: Bu sistemi reddediyoruz
15:23 Balçova Belediyesi'nde TİS eylemi
15:07 Foçalılardan orman yangınlarına tepki
15:06 ‘Özgürlüğe ses ver’ eyleminde hasta tutsaklar için çağrı
14:47 Cezaevleri Sağlık Çalıştayı: Tahliye edilen tutsaklar deneyimlerini anlattı
14:02 DFG’den ‘Gazeteci katliamlarının önüne geçin’ çağrısı
14:00 Öğrencilerden kadın katliamlarına karşı eylem
13:50 Aydın’da gözaltına alınan DEM Parti yöneticileri serbest
13:39 Cinsel saldırıya maruz bırakılan Sıla bebek yaşamını yitirdi
12:57 İtalya eski Başbakanı’ndan komplo itirafı: Clinton ‘Öcalan’ı Türkiye’ye verin’ dedi
12:56 KESK iktidarın ekonomi politikalarına karşı alanlara iniyor
12:47 AYM ‘KHK’li tazminat alamaz’ hükmünü iptal etti
12:26 Meclis Başkanlığı’na açık mektup: İstanbul Sözleşmesi yeniden imzalansın
12:20 ‘Özgürlük mitingi’nin programı belli oldu
12:19 İzmir'de kadına saldırı: Hayati tehlikesi sürüyor
11:40 Temelli’den ‘Kapalı oturuma’ tepki: Türkiye savaşı körüklüyor
10:40 Pirejman’da madencilik faaliyeti doğayı kirletiyor
10:32 DFG: Gurbetelli’nin mirası yolumuzu aydınlatıyor
09:57 Birçok kent için sağanak uyarısı
09:37 MGK Kürt Kadın Gazeteciler Günü’nü kutladı: Mücadelemizi sürdüreceğiz
09:29 Pasûr'da madene karşı ortak tepki: Toprağımızı vermeyiz
09:05 Babası tutuklandıktan 3 ay sonra doğdu: Hukuksuzluk 32 yıldır sürüyor
09:04 Büyük Özgürlük Mitingi’ne çağrı: Yüz binler çözüm için Amed’de olmalı
09:03 Tezgahlardaki Guhişk 200 TL’den alıcı buluyor
09:03 Emekçi: Komplonun hukuki boyutu zamana yayılıyor
09:00 Yazar Kalkan: Özgürlük olmadığı sürece komplo sürüyor demektir
09:00 07 EKİM 2024 GÜNDEMİ
06/10/2024
23:52 HDK’den işçi dayanışması konseri
22:51 Avrupa’daki gazetecilerden Süleymaniye’ye 3 günlük ziyaret
22:21 Polis darp ettiği kardeşlerden şikayetçi oldu
22:09 DEM Parti’nin ‘Eğitim Politikaları Konferansı’ sona erdi
21:34 'Özgürlük Okumaları'nda 13 Ekim çağrısı
21:32 Sanatçılar kadın katliamlarını protesto etti
20:24 İran’da uçuşlar iptal edildi
20:08 ‘Uluslararası Cezaevleri Sağlık Çalıştayı’ sonuç bildirgesi açıklandı
19:11 İsrail, Suriye’ye saldırdı
18:49 Reşit Kibar için 'Yaşam Nöbeti'
18:39 Can: İmralı’da 26 yıldır eşi benzeri olmayan bir sansür var
17:32 TJA: Güvenliğimiz için bir araya gelmek zorundayız
17:05 ‘DAİŞ düştü onu sahiplenenler de düşecek’
16:44 Son 1 haftada en az 8 kadın katledildi
16:00 Kasor Havzası’ndaki madene tepki: 60 mahalle susuzlukla karşı karşıya
15:57 Amed’de ‘Özgürlük Mitingi’ için ilçelerde seferberlik
15:01 Bakırhan: Anayasayı değiştirmekte samimiyseniz tecridi kaldırın
14:58 İsrail okul ve camiyi bombaladı: 24 ölü, 93 yaralı
14:48 Bakırhan’dan Anayasa açıklaması: Müzakereye de mücadeleye de varız
14:09 Kadın katliamlarına tepki: Bireysel değil politik suçtur
13:43 Ordu’da madene karşı yapılacak mitinge çağrı
13:32 Manisa'da 10 Ekim Gar Katliamı anması
13:06 Çiçek: İhlaller sadece hukuksuz değil toplum sağlığını da tehdit ediyor
12:43 ‘Pişman değilim’ diyen katil zanlısı tutuksuz yargılanmayı talep etti
12:29 Uysal: Kobanê direniş ve zaferin sembolü
11:03 DEM Parti’den konferans: AKP’nin eğitimdeki tek derdi kadrolaşma
09:49 Farah Zeynep Abdullah ödülünü ‘pes etmeyen’ kadınlara adadı
09:15 Gazeteciler 8 aydır 'ev' hapsinde: Soruşturma sürüncemede bırakılıyor
09:14 Eylül ayı şiddet çetelesi: 30 kadın ve 1 çocuk katledildi
09:14 Ortadoğu'daki gelişmeler Kurdistan’ı nasıl etkiler?
09:13 Özgür Basın'ın Zühre Yıldızı: Gurbetelli Ersöz
09:11 Kadın siyasetçiler: 13 Ekim’de Amed’e akalım
09:10 KASED 5 yılda her yaştan onlarca kadına temas etti
09:08 5 yakını tutuklanan Tekin: Bu yapılan zulümdür
09:05 40 yıl sonra topraklarına dönerek tarıma başladı
09:03 Kolon kanseri tutsak ölüm riski nedeniyle revirde tutuluyor
09:03 Karamus: Tecrit tüm Kurdistan'ın sorunu
09:02 Komplo sürecinde cezaevleri: Ateşten bir çember oluştu
09:00 06 EKİM 2024 GÜNDEMİ
08:35 Jin Dergi'nin 84'üncü sayısı çıktı
07:55 İsrail'den Beyrut’a saldırdı: Ölü sayısı bin 181’e çıktı
05/10/2024
23:24 İsrail, İran saldırısında iki üssün vurulduğunu açıkladı
23:20 Berlin’de Kürt derneğine baskın
22:17 Hunergeha Welat’ın ‘Pejna Ba’ çalışması yayında
22:07 Yüzlerce kadın Taksim’den seslendi: Erkek vuruyor devlet koruyor
21:32 Özgürlük mitingine çağrı: Toplumsal barış için tecrit kırılmalı
21:20 Amed Surfest Festivali’nde coşkulu final
20:53 Kadınlar alanlara çıktı: Katleden ve aklayanlardan hesap soracağız
20:10 İstanbul ve İzmir'de İsrail karşıtı yürüyüş
18:42 'Özgürlüğe ses ver' eylemi: Komplocular kaybedecek
18:02 Kayıp olan 85 yaşındaki yurttaşın cansız bedenine ulaşıldı
17:52 Müzisyen Aranjörü Kılagöz: Kürt sanatı her zaman direndi
17:07 İzmir'de Avesta Dil ve Kültür Araştırmaları Derneği açıldı
16:48 Kültür politikaları ve sansürün boyutları tartışıldı
16:33 Sûr'da uzman çavuş evli olduğu kadını katletti
16:17 Lübnan'dan göç edenler Serêkaniyê Kampı’na yerleştirildi
14:53 TTB, Agirî’de temsilcilik açtı
14:44 3 kentte ortak çağrı: Hasta tutsaklar tahliye edilsin
14:25 Emekçilerin işe iade talepli eylemi sürüyor
13:56 ‘Dillerin özgürlüğü için 13 Ekim mitingine katılacağız'
13:52 MKG: Eylül'de 2 kadın gazeteci gözaltına alındı
13:28 Kayıp yakınları: İki elimiz yakanızda
12:57 29 yıl önce gözaltında kaybettirilen Tekin’in akıbeti soruldu
12:36 İran Dışişleri Bakanı'ndan Şam'a ziyaret
12:22 Katledilen kadınların cenazeleri ATK’den alındı
11:50 Meclis 8 Ekim’de toplanacak
11:04 Nergis Muhammedî’nin tedavisine engel
11:01 Hasta tutsak gazeteci 28 gündür ilaç almayı reddediyor
10:39 ‘Sansür ve otosansür’ buluşması: Filmlere müdahale var
10:34 Gazeteci Zerai: İsrail, İran’ın nükleer altyapısını hedef almaya zemin hazırlıyor
09:41 Kabaiş 9 gündür kayıp: Aramalar gölde yoğunlaştı
09:07 'Abdullah Öcalan'a özgürlük' talepli yeni eylem ve etkinlikler
09:06 Elkê yaylalarında kış hazırlığı
09:05 Salih Müslim: Adana Mutabakatı genişletilmek isteniyor