Cengiz Çiçek: HDK, toprağın yaşam suyuyla buluşmasıdır

İSTANBUL - Kuruluşlarının "çoraklaşmaya yüz tutmuş toprağın yaşam suyuyla buluşması" olduğunu söyleyen HDK Eşsözcüsü Cengiz Çiçek, sorumluluklarının arttığına işaret ederek, "Toplumsal ittifakı her alanda kuracak yeni bir doğuma ihtiyacımız var” dedi.
 
Türkiye’deki farklı kimlikleri, inançları ve kültürleri bir çatı altında toplamak, toplumsal barışı sağlamak, temel hak ve özgürlükler için mücadele vermek amacıyla kurulan Halkların Demokratik Kongresi (HDK), 13 yaşında. HDK, yaklaşık 20 sol-sosyalist bileşen ve 820 delegenin bir araya gelmesiyle 15 Ekim 2011'de kuruluşunu ilan etti. HDK'nin kuruluşu, bir yıl sonra Halkların Demokartik Partisi'nin (HDP) kurulmasına da öncü oldu. HDK, kurulduğu günden bu yana meclisler üzerinden bir örgütlenme ağı kurarak, birçok alanda faaliyet gösteriyor. HDK'nin “umuda yolculuğu" 13 yıldır aralıksız bir şekilde devam ediyor. 
 
Kuruluşunun 13’üncü yıldönümünde HDK Eşsözcüsü Cengiz Çiçek ile HDK’nin kuruluş süreci, kendisini konumlandırdığı paradigma ile topluma etkisi ve bugününü konuştuk.
 
Cengiz Çiçek
 
EZİLENLER MÜCADELESİNDE YENİ DOĞUM
 
HDK ve HDP’nin kongre-parti fikriyatı ortaya çıktığını ve stratejik olarak ele alınan toplumsal mücadele ittifakı sözleşmesinin ürünü olduğunu söyleyen Çiçek, aynı zamanda da Türkiye’de ezilen halkların demokrasi ve özgürlük mücadelesi açısından yeni bir doğumu ifade ettiğini belirtti. Çiçek, “Kongremiz, Türkiye'de baskı ve sömürü sistemini ayakta tutan egemenlerin iki kutbu karşısında kendisini bir Üçüncü Yol, kutup ve ezilenlerin tarihsel ittifakı olarak tarifledi. Ezilenlerin tarihsel ittifakı ne demekti? Türkiye ve Kürdistan'daki bütün toplumsal mücadele gruplarının, politik hareketlerin, Türkiye'de mevcut resmi paradigmayı ayakta tutan ulusalcı ve siyasal İslamcı egemen bloklar karşısında baskı ve sömürü sistemini kalıcı olarak ortadan kaldırmaya odaklanmış yeni bir tarihsel buluşmanın kendisiydi. Tekil ve kolektif mücadele geçmişlerimizden tarihsel dersler çıkarılması ve bunun sözünün ve eyleminin demokratik halk iktidarı hedefiyle yeniden kuruluşuydu. HDK ve partisinin yeni bir sözleşmeyle mücadele hayatına atılması, Türkiye ve Kürdistan’daki eşitlik, adalet ve özgürlük mücadelelerinin, toplumsal mücadele birikimlerinin ve ortaya çıkardığı potansiyelin daha güçlü, örgütlü, dönüştürücü bir politik özne olarak tariflenmesi, tarih sahnesine davet edilmesi demekti. Bu bizler için çok önemli ve hayatiydi” dedi.
 
'MAYA TUTTU' 
 
HDK’nin kuruluşuyla muazzam bir sinerji yarattığını ve bunun da Türkiye ve Kürdistan halklarının tarihsel bir özleminin sonucu olarak ortaya çıktığını vurgulayan Çiçek, "Türkiye ve Kürdistan halkları, demokratik ve özgür bir yaşam uğruna bedel ödeyen halklar. Kendilerine yönelik darbeci, asimilasyoncu ve katliamcı politikalara tamamıyla teslim olmadılar, diz çökmediler. Ancak bu durum tek başına yeni yaşamı sağlamaya da yetmedi. İşte kongremizin doğumu, tekçi sistem karşısında diz çökmemiş, teslim alınamamışların direnişlerini ortaklaşması kadar eşit, adil, özgür yeni yaşamların inşasında da ortaklaşma demekti. Tekçi sistemin toplumsal direniş gruplarını tek tek, birbirlerinden yalıtık tutma politikası karşısında birliğin, ittifakın, ortak mücadelenin kuruculuğuydu. Başka vesilelerle de ifade ettiğimiz üzere aslında bu yeni buluşma, çoraklaştırılmak istenen toprağın su ile buluşması gibiydi. HDK ve HDP'nin kuruluşu, çoraklaşmaya yüz tutmuş toprağın kendi yaşam suyuyla buluşması demekti. Bugüne kadar onca saldırının ve özellikle 2014'ten bu yana çöktürme planının hedefinde bu öz vardı ve onca zorluğa, engele, saldırıya rağmen ayakta kalmasının en temel nedeni o toprağın suyla buluşması ve bir mücadele mayalanmasının oluşturulmasıdır. Yani şu anda aslında o buluşma başka bir mayalanmayı, ezilenlerin mücadelesine önemli bir kültürü de aslında aşıladı. Bu aşı büyük oranda tuttu. Mesela nereden tuttu? Bugüne kadar yan yana gelmez denilen ve gerçekten halkın da haklı olarak umudunu neredeyse kesmek üzere olan bütün mücadele grupları, aslında HDK'nin kuruluşundan bugüne en netameli, gergin, can sıkıcı konuları bile bir araya gelerek olgunlukla ve bir mücadele kültürü etrafında tartışma, ele alma, planlama ve kararlaşma sürecinin artık kendisi oluşturmaya başladı. Siyasal çevreler, bireyler arası oluşan bu kültürün kendisi bile tek başına kongre fikriyatının başarısını ve önemini gösteriyor" diye konuştu. 
 
HALKLARIN MÜCADELE MECLİSİ
 
HDK’nin kuruluşundan bugüne toplumsal muhalefet ile Kürdistan ve Türkiye'nin sosyalist hareketlerine ortak düşünme, kararlaşma ve hareket etme kültürünü büyüttüğünü ve gelinen aşamada bunun büyük oranda başarıldığına dikkat çeken Çiçek, “Bu yönüyle ele aldığımızda gerek HDK'nin, gerek bugünkü adıyla DEM Parti’nin bütün bileşen ve birey gerçeğini, onun kurulu bütün mekanizmalarının, organlarının kendisini ‘halkların mücadele meclisi’ olarak da tarifleyebiliriz. Son yıllarda bu konuda kimi daralmalar, yalpalanmalar olsa da tekrar dönemin gerektirdiği yeni açılımları da yaparak bu inşa edilen yeni siyasal mücadele kültürüne yeni halkalar eklemeliyiz. Bu kaçınılacak, vazgeçilecek bir şey değil, tersine demokratik-devrimci sorumlulukla yüzleşilecek bir şey. İttifak, ortak mücadele gibi. Kongrenin kuruluşunun tılsımı ve onu bugünlere taşıyan itekleyici güç de buydu. O nedenle bu, bile başlı başına ezilenlerin mücadelesi için HDK'nin sağladığı tarihsel bir kazanım olarak nitelendirilmeli. Yani aslında bir siyasal kültür, politik mücadelede yeni bir siyasal kültürü de inşa etti. Aslında bu yönüyle ele alındığında bütün tartışmalardan bağımsız, HDK hala toplumsal mücadelemizin ihtiyaçları için vakti gelmiş ve geçmekte olan bir fikriyat, yani yüzyılın fikriyatıdır” ifadelerini kullandı. 
 
'YENİ İHTİYAÇLAR ORTAYA ÇIKTI'
  
Gelinen aşamada bardağın dolu ve boş tarafını gören bir yerden 13 yıllık birikimin tekrardan masaya yatırılması gerektiğini vurgulayan Çiçek, “Büyüyen beden gibi biz de aslında bu süreç zarfında kendi mücadelemizi büyüttük ama büyüttükçe de yeni ihtiyaçlar ortaya çıkıyor. Mesela bu siyasal buluşmayı, ittifaklaşmayı toplumsal mücadeleyle ne kadar tahvil ettik? Bu ne demek? Aslında aynı zamanda demokratik yani etkileşim altında olduğu bütün mücadele gruplarını politik anlamda dönüştürmek ve toplumu, yurttaşı, kendi öz örgütlenmeleri etrafında bir mücadele öznesi yapmak. O zaman şu soruyu sadece HDK’ye değil, HDK'yi vücuda getirmiş, HDK programı etrafında buluşmuş bütün mücadele gruplarının ve bireylerin hepimizin kendisine sorması gerekiyor. Toplum şu an itibariyle HDK'nin ilk kuruluşunda hedeflediği toplumsal örgütlenme; ekoloji, kadın, gençlik, emek alanında, halklar, inançlar alanında, bir bütün olarak yaşam savunuculuğunun olduğu bütün alanlarda toplum ne kadar kendi öz ihtiyaçları etrafında örgütlüdür, bu örgütlülükler ne kadar birbiriyle bakışımlıdır ve sistem bu öz örgütlülüklerle ne düzeyde zorlanmaktadır? Esasında söz konusu HDK ya da Kongre fikriyatıysa, onun tartışmasıysa partisinden bileşen ve bireylerine; en az onlar kadar HDK yönetimlerinin, meclislerinin kabul etmesi gereken bir şey var. O da şu: Kongreye dair dönemin tartışmaları ve arayışları, ideolojik ve politik olarak sistem içine çekilmeye çalışılan, -teşbihte hata olmaz- 'Ankara solcusu, Ankara Kürt'ü, Ankara emekçisi, Ankara ekolojisti…' kılınmak istenen saldırılara karşı toplumsal mücadele güçlerinin sistem dışı karakterini nasıl koruyacağız, bunun için hangi mücadele araçlarını inşa etmeli ve korumalıyız gibi sorulara verilecek yanıtlarla ilgilidir" diye kaydetti. 
 
‘SINIRILI İTTİFAK ANLAYIŞININ YETMEDİ’
 
Gelinen aşamada HDK şahsında yürütülen mücadelede siyasal bileşenlerle yürütülen sınırlı bir ittifak anlayışı ve tarzının yetmediğine dikkat çeken Çiçek, “Çünkü bizim yeni yaşam dediğimiz HDK diyalektiği direniş ve inşadır. Yani bir taraftan politik mücadelenizi, direnişinizi büyütüp güçlendirirsiniz ama aynı zamanda kendi özgür yaşam ilişkilerinizi, toplumsal örgütlülüğünüzü kılcal damarlar misali toplumun her tarafında yaratarak kendi yeni özgür yaşamınızı da inşa edersiniz. Siyasal ittifakla birlikte toplumsal ittifakı her alanda gerçekten kuracak yeni bir sözleşmeye, yeni bir doğuma, yeni bir kuruculuğa ihtiyacımız var. Çoklu krizler karşısında can çekişen milyonların olduğu bir ortamda sosyal mücadeleleri siyasal mücadelelerle buluşturmayı, daha doğru bir ifadeyle siyasal mücadelenin sosyal mücadelelerle tahkim edileceği bir ilişki biçimini, mücadele zihniyeti ve tarzını hayata geçirmek zorundayız. Bu da Üçüncü Yol mücadelesinin içinde kendini gören tüm birey ve örgütlerin asli sorumluluğudur” diye vurguladı. 
 
YENİ DOĞUM NASIL OLACAK?
 
Bu noktada HDK ve bileşenleriyle duruma ilişkin bazı dönemlerde kimi tartışmalar yürüttüklerini söyleyen Çiçek, tartışmalarda öne çıkan noktalara ise şöyle değindi: “Şimdi HDK'nin içinde bulunduğu durumun eleştirisini, kritiğini yapan her örgütün ortaklaştığı en temel husus şu; HDK fikriyatı hala bize en gerekli fikriyat. Yani halen herkes fikriyatın kendisinin üstüne titriyor. Ama bu fikriyatı ete kemiğe büründürmek, bu fikriyatı somutlamak, bu fikriyatı bir toplumsal mücadele öznesi kılmak noktasında da aslında parçalı duruşlar ve fikir yürütmeler var. Mesela bu tablo bile bize şunu gösteriyor. Aslında HDK halen içinde barındırdığı fikir, öneriler, mücadele yolu ve yöntemi itibariyle kendi doğumunu bekliyor. Ve aslında bütün toplumsal mücadele grupları, siyasal özneler, politik özneler aslında yeniyi arıyor ama ‘yeni nasıl doğacak; ne yapmalı, nasıl yapmalı?’ noktasında parçalı akıl yürütmeler ve pratik tarzlar mevcut. Aslında Emek ve Özgürlük İttifakı'nın özellikle son genel seçimler sürecinde yaşadığı handikap, içine düştüğü tartışmalar da bununla ilgili. Yani yeniye dair olan, o yeni doğumun sancısıyla ilgili bir şey.”
 
‘POLİTİK ODAK OLUŞTURMALIYIZ’
 
Dönemin koşullarının iyi tahlil edilerek yeni bir hamle sürecinin başlatılmasının gerekliliğine vurgu yapan Çiçek, “Bize düşen görev, Kürdistan ve Türkiye’nin her bir tarafında ayağa kalkmış, itirazını gün ve gün yükselten mücadele gruplarının bulunduğu her yerde bir toplumsal örgütlülük perspektifiyle bir politik odak oluşturmaktır. Toplumun da aslında kendisini boğmak isteyen sistem karşısında irade ve direnme sorunu yok. Ama bu irade ve direnişin kendi özgürlük alanlarını yaratma ve kendi politik odağını oluşturma sorunu var. İşte Üçüncü Yol’un böyle bir sorunu var bugün itibariyle. Yani Üçüncü Yol, iki egemen blok karşısında kendi politik odağını ne kadar oluşturabiliyor?  Şimdi içimizde ve dışımızda yoldaşlarımızın ve dostlarımızın yaptığı bütün tartışmaların merkezinde doğal olarak bu var. Çünkü gelinen aşamada demokratik halk iktidarını hayata geçirecek koşullarımız mevcut günümüz Türkiye ve Ortadoğu’sunda.  O yüzden bizim 13’üncü yıl dönümünde HDK ve DEM Parti şahsında tartışmamız gereken belki de en temel şey bu. Bunu sağladığımız oranda zaten o politik odak, politik merkez oluşturacak ve aslında kendi politik hegemonyasını da böyle oluşturacak. Şimdi hepimizin gözü önünde ‘normalleşme’ adı altında kendi ulus devletçi sistemini Üçüncü Dünya Savaşı koşullarında ayakta tutmaya çalışan sistem güçleri karşısında; halkların özgürlük sistemini yaratmak zorunda olan bizlerin parçalı, ayrıksı fikir yürütmelere ve pratiklere düşme lüksümüz elbette yok. O nedenle HDK, ittifak, ortak mücadele gibi başlıklar birbirinden ayrıksı başlıklar ya da sorunlar değil. Tersine hepimizin siyasal ve toplumsal geleceğiyle ilgili temel başlıklardır ve bu bilinçle, sorumlulukla ele alınmalı, yüzleşilmelidir. Ayrıca kuruluşuna imza atan bütün aktörlerin devam eden süreçte de aynı sorumluluk ve ilgiyle dahil olması, bizlerin kendi emeğimize, ödediğimiz bedellere öz saygımızın bir gereğidir. Israr edilen eski ve ona ait kalıplar değildir; yeni ve onun halen kendisini dayatan doğum sancılarıdır; bundan kaçınılamaz” şeklinde konuştu.
 
‘ÜÇÜNCÜ YOL BİR POTANSİYELDİR’
 
Tüm eksiklik ve yetmezliklere rağmen Üçüncü Yol mücadelesi üzerinden HDK fikriyatının bugün hala toplumun temel ihtiyacı olduğunu belirten Çiçek, “HDK ve DEM Parti şahsında aslında Üçüncü Yol mücadelesi, bugün itibariyle ulaştığımız halk gücüyle sınırlı değildir. Üçüncü Yol aynı zamanda bir potansiyeldir. Erişemediklerimizdir, el ele tutuşamadıklarımızdır. Yani şimdi adalet ve özgürlük değerlerini savunanlar, bu iktidara karşı mücadele yürüten gruplar sadece bizim içimizde yok, dışımızda da var. Her geçen gün iktidar ve toplum arasında çelişkiler derinleşirken, hele hele böyle bir ortamda sadece kendi seçmenini değil başta DEM olmak üzere toplumsal muhalefete gönül vermiş kitleleri başta yerel yönetimler zemininde olmak üzere daha keskin bir ideolojik ve politik mücadeleyi gündemimize almamız gerekiyor. Kongre-HDK aklı bunu gerektiriyor. Aslında bir bütün olarak özellikle son 31 Mart seçimlerine baktığımızda ülkenin yarısından fazlası bu iktidarın gitmesini istiyor ve HDK, DEM Parti, Üçüncü Yol bu yönüyle aslında bir potansiyelin de taşıyıcısı. HDK, bu potansiyeli politik olarak dönüştüren, politik mücadelesine katan, tarafını, bilincini netleştiren mücadelenin de adıdır” dedi.
 
‘SİSTEME Mİ KOŞACAĞIZ YOKSA TOPLUMA MI?’
 
HDK ile ilgili hem özeleştiri vereceklerini ancak bir taraftan da HDK’nin misyonuna ilişkin bir duruma dikkat çekeceklerini belirten Çiçek, “HDK siyasi partiler gibi temsili, biçimsel alana sıkıştırılacak bir yapı değil. Yani HDK’yi şuradan hep birlikte zorlamamız gerekiyor. Yani HDK’yi eğer yeniden kuracaksak, yeniden öz fikriyatının üstüne oturtacaksak o zaman hepimizin şununla yüzleşmesi gerekiyor; Biz nereye koşuyoruz? Son sürat arkamıza bakmadan sistem içine mi koşacağız, yoksa toplumun içine mi koşacağız? Bunları netleştirdiğimiz oranda zaten HDK gerçek anlamda kendi rolünü oynayabilecektir. Yani o nedenle HDK'yi gerek DEM Parti'nin içinde bulunduğu tartışmalardan, gerekse Emek ve Özgürlük İttifakı'nın bileşenlerinden ve onların gündemlerinden bağımsız bir yapı olarak düşünmemek gerekiyor. Tartışılan, bize dairdir ve bu ‘biz fikri’ ısrarı parçalı, ayrıksı, komportmanlaşmış anlayışın da panzehiridir” diye ifade etti. 
 
Çiçek, şöyle devam etti: “Hedefe gidecek mücadele mekanizmaları, araçları nedir, nelerdir ve nasıl inşa edilmelidir sorusuna son derece yakıcı ve gerçekçi cevaplar vermeliyiz. Bu cevapları somutladığımız, pratikleştirdiğimiz ölçüde HDK ve DEM Parti önümüzdeki mücadele döneminde savunduğu politik ve toplumsal değerler ve önüne koyduğu hedefler itibariyle önü en açık ve gerçekten bu topraklarda başta demokratik cumhuriyet olmak üzere adalet ve özgürlük mücadelesinin de başarıya ulaşabilecek en temel mücadele zeminidir.”
 
MA / İbrahim Irmak
 

Diğer başlıklar

17/10/2024
18:11 ‘Bilmiyorum’ yanıtı üzerine üst sınırdan ceza
17:38 Tutsak kadın yazarların kitapları imzalandı
16:52 Öğretim üyeleri kadın katliamı protestosuna saldırıya kınadı
16:49 DEM Parti Eş Genel Başkanlarından Demirtaş’a ziyaret
16:45 Pasur'da sağanak hayatı olumsuz etkiliyor
16:31 DFG’den ‘kriz haberciliği’ atölyesi
16:03 Barış Annelerinin eyleminde kaburgaları kırılan Kösen taburcu oldu
15:57 Dicle Nehri'nden alınan numuneler temiz çıktı
15:53 Şirnex’te öğrenciler Rojin için yürüdü
14:51 Şebnem Korur Fincancı'ya para cezası
14:40 Fernas işçileri Soma'ya doğru yola çıktı
14:31 Merkez Bankası faizi yüzde 50'de sabit tuttu
14:18 Barış Anneleri: Savaş istemiyoruz
13:38 Gençlik örgütlerinden ajanlaştırmaya tepki
13:33 Çıplak arama davası: Polislere beraat ve ‘iyi hal’ indirimi
13:14 Bakanlığa göre polis şiddeti yasal!
13:11 Kırşehir Cezaevi’nde ihlallere karşı açlık grevi
13:06 Şemrex'te coşkulu konser
13:04 Kürtçe Kitap Fuarı: Kitaplarımızı tanıyıp, okuyalım
12:55 Serbest bırakılan gazeteciler: İşkenceyi belgelediğimiz için hedef alındık
12:40 Sendika üyeliği nedeniyle işten çıkarıldılar
11:44 Sivas'ta 4.7 büyüklüğünde deprem
11:34 Arınç: Öcalan çağrı yapsın diyorsanız, bunun içini doldurmalısınız
10:58 Eski FARC üyeleri ile ateşkes 6 ay uzatıldı
10:46 Avukatlardan savcı ve cezaevine görüşme başvurusu
10:39 Lübnan'dan Kuzey ve Doğu Suriye'ye göç sürüyor
09:43 Silopiya'da savaş karşıtı direniş 3'üncü gününde
09:36 Sıfıra Yükselmek'le 'erkekliğe' mercek tutuyor
09:32 Pasûr’da halk konserine yoğun ilgi
09:19 30 yıllık hasta tutsağın tahliyesi uzatıldı: Örgütle bağı kopmadı!
09:01 Seçimlere 3 gün kaldı: Yarış 'xakfiroş' ve 'xakparêz'ler arasında
09:01 Abdullah Öcalan’ın avukatı: Görüşme söylemleri manipülatif bir değer taşıyor
09:00 Abdullah Öcalan’dan kadınlara: Tek kurtuluş özgürlük
09:00 Tahliyeye 'toplumla bütünleşmeye hazır değil' engeli
09:00 17 EKİM 2024 GÜNDEMİ
08:13 11 kent için sarı kodlu uyarı
08:04 Fernas işçileri: Müzakere yolu açıldı
00:19 Önder, Nasıroğlu ile görüştü: Ön mutabakat zemini hazırlandı
16/10/2024
23:29 WHO: Lübnan'da 72 sağlık çalışanı ve hasta öldü
22:09 Yük treninin çarptığı kadın ağır yaralandı
21:35 Fernas işçileri, Nasıroğlu’nu yerinde bulamadı
21:16 Paramiliter gruplar çatıştı Kilis’te yangın çıktı
21:13 Barış Anneleri: Direnişi büyütelim
21:10 İHD: Mahpuslarla dayanışmak suç değil
20:45 Eskişehir'den Fernas işçisine destek
20:16 Ağır hasta tutsak Güler, İskenderun'a sevk edildi
19:37 Arende ilçe eşbaşkanı serbest bırakıldı
19:34 Wan Barosu’ndan Kabaiş açıklaması: ATK sürecinin dışında tutulduk
19:25 Yargıtay, Argın’a verilen müebbet hapis cezasını onadı
19:16 KESK'ten 'geçinemiyoruz' mitingine katılım çağrısı
19:03 Wan’da meşaleli yürüyüş: Rojin Kabaiş’e ne oldu?
18:23 İzmir'de sağlık emekçisine saldırıda 1 tutuklama
18:20 Yönetmen Kazım Öz'e soruşturma
18:09 Hastane işçilerinden eylem: Krizin faturasını ödemeyeceğiz
18:03 Kürtçe Kitap Fuarı’nda bir kitaba el konuldu
18:00 Yerlikaya: Depremde 187 kişi etkilendi
17:55 Kılıçdaroğlu hakkında ‘zorla getirme’ kararı
17:39 Cenevre eyleminde uluslararası kurumlara ‘harekete geç’ çağrısı
17:20 Silopiya’da gözaltına alınan gazeteciler serbest bırakıldı
17:14 Barış Anneleri, duruşmaya 9 gün kala başka cezaevine sevk edildi
17:05 Polis şiddetine uğrayan gazeteciler İHD’ye başvurdu
16:44 Kürtçe Kitap Fuar’ının startı verildi
16:19 ‘Wan Ekoloji Derneği’ açılışını gerçekleştirdi
16:11 Şemrex’te çocuklar Kürtçe tiyatro ile eğlendi
16:07 Özgür Özel Demirtaş’ı ziyaret edecek
15:58 Tutsak gazeteci Ezîzî’nin ailesi ve avukatlarıyla görüşmesi engelleniyor
15:56 Depremde Xarpêt’te 94 kişi yaralandı
15:46 Kadınlardan Kabaiş için sessiz yürüyüş: Katillerini bulacağız
15:26 Fernas işçileri barikata rağmen eylemlerini sürdürmekte kararlı
15:13 Dink davası, Yılmazer'in savunması için son kez ertelendi
14:52 Erdoğan Barzani görüşmesi başladı
14:34 Kabaiş’in otopsi işlemine katılan Dr. Yaviç: Süreç şeffaf yürütülmeli
14:24 Rojin Kabaiş'in babası: İntihar değil cinayettir
14:14 TFF: Amed stadyumu oyun akışı ve sporcu sağlığı için uygun değil
14:05 Wan'da öğrenciler Rojin Kabaiş için yürüdü
13:51 RTÜK üyesi İpekyüz: Açık Radyo'nun lisans iptali adil değildir
13:45 Mustafa Karasu: Devlet Bahçeli’nin el sıkması özel savaş siyaseti gereğidir
13:34 Hasta tutsağa ilacı verilmedi
13:07 Barış Anneleri'nin nöbeti ikinci gününde
12:46 8 ay sonra iddianame hazırlandı, mahkeme kabul etmedi
12:36 Deprem sonrası Amed’de eşbaşkanlar sahaya indi
12:33 İçişleri Bakanı’ndan deprem açıklaması
12:29 Meslek örgütleri: Gazetecileri hedef almaktan vazgeçin
12:24 BES-AR: Açlık sınırı bir ayda yüzde 3,99 arttı
12:11 Deprem sonrası açıklama: 2023'ün artçısı
11:50 Fernas işçileri serbest bırakıldı
11:12 DEM Parti’nin İnegöl ilçe binasına saldırı
11:11 Kaburgaları kırılan Kösen: Annelerin direnişini selamlıyorum
10:54 Meletî'de 5.9 büyüklüğünde deprem: Birçok kentte hissedildi
10:35 Silopiya’da gözaltına alınanların ifade işlemleri tamamlandı
10:30 Amed ve Meletî'de gözaltı
10:22 Nöbetteki Barış Anneleri: Mücadelemiz sürecek
09:52 İstinaf Dedeoğulları'na ilk saldırı davasında itirazı reddetti
09:39 Erkek şiddeti: Ağır yaralanan kadının hayati tehlikesi var
09:02 Askeri duvar ve kuleler köyü yaşanmaz hale getirdi
09:02 Cenazesi 18 gün sonra bulunan Kabaiş defnedildi
09:02 Yeni Yaşam'a engelleme: Tecridin itirafıdır
09:02 Katliamlara karşı kadınlardan örgütlü mücadele çağrısı
09:00 İşçiler 20 Ekim'de Kartal’da olacak: Çözüm birleşik mücadelede
09:00 16 EKİM 2024 GÜNDEMİ
08:38 Katledilen kadınları suçlayan AKP'li istifa etti
08:18 Barış Anneleri nöbette: Askerler battaniyeleri çöpe attı
08:06 Rojin’in ön otopsisi raporu Wan Barosu’na verilmedi
00:09 Gözaltı sırasında kaburgaları kırılan Kösen hastaneye kaldırıldı
15/10/2024
23:37 Açlık grevindeki Fernas işçiler gözaltına alındı
23:08 Kastamonu'da bir polis, Burçin Sevgi T.'yi katletti
22:44 Bakırhan ve Hatimoğulları'ndan Kabaiş açıklaması: Meclis acil göreve
22:33 Talabani’den Barzani’ye: Seni durduracağım
22:04 Licê’de hava hareketliliği
20:26 ‘Fernas İşçileriyle Dayanışma Platformu’ kuruldu
20:04 Bismil Belediyesi’nden Dicle Nehri uyarısı: Suyunu kullanmayın
19:48 Bakan ‘ekiplerimiz buldu' demişti: Kabaiş’in cenazesini mahalleli buldu
19:19 KESK 56 ilde emekçilere seslenecek: Gelin omuz omuza verelim
18:36 Saldırıya uğrayan Barış Anneleri'nin direnişi sürüyor
18:13 Rojin Kabaiş’in cenazesi ATK’ye getirildi
18:08 17 kurumdan ortak çağrı: Hasta tutsak Gemicioğlu'nun infazı ertelensin
17:43 DEM Parti, Demirtaş ve Yüksekdağ’ı ziyaret edecek
17:02 Önder'den 'tokalaşma' yorumu: İyi niyeti aşan bir boyutu var
16:28 196 akademisyenden Fernas işçileri için imza kampanyası
16:21 Êlih Kürtçe Kitap Fuarı yarın başlıyor
16:10 Rojin Kabaiş'in cansız bedeni bulundu
16:08 Barış Anneleri ve 3 gazeteci gözaltına alındı
15:57 Şemrex’te kültür ve sanat etkinliklerine yoğun ilgi
15:54 Kadın katliamlarını protesto edenlere faşist saldırı
15:51 Çocuğa tacizde bulunan temizlik görevlisi tutuklandı
15:43 Merîwan'da kolberlere işkence
15:13 Tevriz Dora davasında 'polis' uyarısı sonrası karar değişti
14:56 Fatma Oğur'un failine ağırlaştırılmış müebbet ceza talebi
14:38 Bütçe açığı geçen yıla göre yüzde 110 arttı
14:30 Silopiya'da 'Savaşa hayır barış hemen şimdi' eylemi
13:46 Halk JES toplantısına izin vermedi
13:23 5 askerin yargılandığı davada ATK raporu beklenecek
12:47 Gazeteciler davası: Adli kontrol şartı kaldırıldı, yeni soruşturma açıldı
12:43 Bakırhan’dan Bahçeli’ye: İmralı’nın kapılarını açın, Öcalan'ı dinleyelim
12:26 Mahkeme Nisêbîn'i yağmalayanları akladı!
12:12 Gazetecilerin katledildiği yerde inceleme yapılmamış
11:42 Fernas işçilerinin açlık grevi eylemi 2’nci gününde
11:30 Bahçeli: Devletin masaya oturmasını kimse beklemesin
11:19 Kadınları hedef alan AKP'li disipline sevk edildi
10:48 Erdoğan'ın inkar ettiği anadil yasakları sürüyor
10:46 Özgür Gündem davası ertelendi
10:33 43 aydır haber alınamayan Abdullah Öcalan’ın avukatlarından başvuru
09:58 Faili meçhul cinayetler davasında beraat kararları onandı
09:25 Gözaltında şiddet ve taciz: İrademizi kıramazlar
09:06 36 ilde 269 gözaltı
09:01 Cengiz Çiçek: HDK, toprağın yaşam suyuyla buluşmasıdır
09:00 'Öcalan'ın fikirlerinin iletilmesiyle barış sürecine yeniden girilmeli'
09:00 15 EKİM 2024 GÜNDEMİ
08:50 Gundikê Melê’de bir parka ‘Narin’ ismi verildi
08:24 Serhat için sağanak uyarısı