RIHA - Suriye’nin tarihsel ve stratejik kaleleri Hama'da kontrolü sağlayan paramiliter gruplar, yönünü inanç ve etnisite merkezi olan Humus’a çevirdi.
Heyet Tahrir el-Şam (HTŞ) ile Türkiye destekli paramiliter gruplar, 26 Kasım'da Suriye’nin Halep kentine yönelik saldırı başlattı. Herhangi bir direniş ile karşılaşmadan Halep'in büyük bir kısmını alan gruplar ilerleyişini sürdürüyor. Gruplar, yönünü Suriye rejiminin kontrolünde olan Hama ve Humus'a çevirdi. Hama’yı da kısa sürede ele geçiren gruplar Humus’a doğru ilerleyişini sürdürüyor.
Hama ve Humus, Suriye’nin tarih boyunca hem siyasi hem de dini kimlik mücadelelerinde kilit rol oynayan şehirler. Bu iki şehir yalnızca coğrafi olarak değil, tarihsel olaylar ve toplumsal yapılarıyla da Suriye’nin sosyo-politik dinamiklerini barındırıyor. Özellikle 1982 Hama Katliamı ve 2011’de başlayan iç savaş sürecindeki rolleri, bu kentleri ulusal ve uluslararası politikaların merkezine yerleştirdi. Suriye açısından tarihsel ve stratejik kaleler olarak görülen iki şehir, HTŞ’nin hedefinde.
HAMA
Hama, tarihi Millat’tan Önce (M.Ö) 3 bin yıla kadar uzanan eski bir yerleşim yeri. Antik dönemde Arami uygarlıklarına ev sahipliği yapıp stratejik bir ticaret merkezi konumunda yer aldı. Osmanlı İmparatorluğu’nun bir parçası olan Hama, özellikle tarım ve ticaretle öne çıkan kentlerden biri. Bu dönemde, şehir nüfusunun büyük bir kısmı Sünni Araplardan oluştuğu belirtiliyor.
HUMUS
Humus, Roma ve Bizans dönemlerinde önemli bir yere sahiptir. Aynı zamanda Müslümanların Bizans’a karşı üstünlük kazandığı savaşların yaşandığı kentlerden biridir. Osmanlı döneminde ticaret ve tarım merkezi olan Humus, Fransız mandası sırasında toplumsal ve dini gruplar arasındaki gerilimlere sahne oldu.
DEMOGRAFİK ÇEŞİTLİLİK
Hama ve Humus, tarih boyunca farklı toplulukların bir arada yaşadığı kentler oldu. Hama, çoğunluğu Sünni Araplardan oluşuyor. Bölgede Hristiyan ve Nusayri (Alevi) nüfus da bulunuyor. Humus ise daha kozmopolit yapıya sahip. Sünni Müslümanlar çoğunlukta olsa da Hristiyanlar, Nusayriler ve diğer azınlık nüfusu da bulunuyor.
1982 AYAKLANMASI
1970’lerde Hafız Esad yönetimindeki Baas rejimi, İslamcı hareketlere karşı sert bir politika izlemeye başladı. Müslüman Kardeşler (İhvan), rejimin laik politikalarına karşı çıkarak 1976’dan itibaren silahlı eyleme geçti. Bu direnişin merkezi, İslamcı hareketlerin güçlü olduğu Hama oldu. Şubat 1982’de rejim, Müslüman Kardeşler’in Hama’da başlattığı ayaklanmayı bastırmak için kapsamlı bir askeri operasyon düzenledi. Hafız Esad’ın kardeşi Rıfat Esad liderliğindeki birlikler, kenti ağır topçu ateşi ve hava saldırılarıyla bombaladı. Çeşitli kaynaklara göre, yaşanan saldırılarda 20 bin ile 40 bin kişinin hayatını kaybettiği belirtiliyor. Şehirdeki tarihi yapılar ve altyapı büyük ölçüde yok edildi. Rejim, bu saldırılarla gücünü pekiştirdi ve İhvan hareketini neredeyse tamamen yok etti. Ancak bu, Sünni topluluklarla rejim arasında derin bir düşmanlık yarattı. Hama, İslamcı gruplar için, “şehadet” ve “direniş” sembolü haline geldi. Bu olay, daha radikal İslamcı örgütlerin doğmasına da zemin hazırladı.
İÇ SAVAŞ SÜRECİNDE HAMA VE HUMUS
2011 yılında başlayan iç savaşın ilk dönemlerinde Humus, Suriye muhalefetinin en güçlü olduğu yerlerden biri haline geldi. 2011 yılında muhaliflerin eline geçen bölgede, Suriye rejimi muhaliflerin kontrol ettiği mahalleleri yoğun bombardıman altına aldı. İki yıl süren bombardıman sonucu bölge tekrar Suriye Rejiminin eline geçti. 2014 yılında şehrin kontrolünü tamamen rejimin eline geçti.
Hama, 2011 yazında geniş çaplı protestolara sahne oldu. Ancak rejim, 1982’den farklı bir şekilde daha hızlı ve sert müdahalelerde bulundu. Rejim, şehirdeki kontrolünü daha erken sağlamış olsa da kırsal bölgeler, özellikle selefi gruplar için bir operasyon merkezi olarak kullanıldı. 2011 yılında başlayan iç savaşta kentin kontrolünü sağlayan Suriye Rejimi, HTŞ’nin 26 Kasım’da başlattığı saldırılarda ilk defa kentin kontrolünü kaybetti. HTŞ şimdi de Humus'un kapılarına dayandı.
HAMA VE HUMUS’UN REJİM AÇISINDAN ÖNEMİ
Hama ve Humus, Şam ile Lazkiye kıyı bölgelerini birbirine bağlayan stratejik bir koridorda yer alır. Bu koridor, rejimin Nusayri topluluğunun yoğun olduğu kıyı bölgeleriyle bağlantısını sürdürmesi açısından hayati önem taşıyor. Hama ve Humus üzerindeki kontrol, Suriye Rejimi için hem askeri hem de siyasi bir güç gösterisi anlamına geliyor.
SELEFİ GRUPLAR AÇISINDAN ÖNEMİ
Hama, selefi gruplar için 1982 katliamının intikamını almak ve rejime karşı direnişi sürdürmek için sembolik bir öneme sahip. Özellikle Hama kırsalı, El Nusra ve DAİŞ gibi grupların operasyon üssü olarak kullanıldı. İç savaş sırasında her iki şehirde de geniş çaplı nüfus hareketliliği yaşandı. Suriye Rejimi, muhalif nüfusu bastırmak için demografik mühendislik politikalarını uygulamaktan geri durmadı. Birleşmiş Milletler (BM), yaşanan göçlere ilişkin yaptığı son açıklamada 50 binden fazla insanın evini terk etmek zorunda kaldığını belirtti.
TARİHSEL VE GÜNCEL KIRILMALAR
Hama ve Humus, Suriye’nin tarihsel kırılmalarının ve güncel çatışmalarının birer özeti gibi öne çıkıyor. 1982 katliamından günümüz iç savaşına kadar bu kentlerde yaşananlar, sadece Suriye’nin değil, Ortadoğu’nun siyasi dinamiklerini anlamak için de kritik bir öneme sahip. Bu kentler, rejim ve muhalifler arasındaki çatışmanın simgeleri olmaya devam ediyor.
MA / Delal Akyüz