AGIRÎ- Hayvancılığın yaygın olduğu kentlerin başında gelen Agirî'de, artan maliyetler ile et ithalatının hayvancılığı gerilettiğini belirten besiciler, ithalatın durdurulması ve hayvancılığın desteklenmesini istedi.
Hayvancılık denilince akla gelen illerin başında gelen Agirî'de, besiciler; yem, küspe, saman, arpa ve kepek fiyatlarındaki artış nedeniyle zor günler geçiriyor. Hayvancılıkta artan maliyetler ve iktidarın et ithal etme politikasının hayvancılığı olumsuz etkilediği kentte, hayvancılık gerilemiş durumda.
Kentte 35 yıldır kentte hayvancılık yapan Osman Turan, piyasanın geçmişte hiç olmadığı kadar kötü durumda olduğunu ifade etti. Fiyat artışlarının geçen yıla göre arttığını ve hayvancılığın ciddi anlamda gerilediğini dile getiren Turan, gerilemenin nedenini "Yanlış politikalardan kaynaklı hayvan ithalatıdır. Bu nedenle hayvanlarımız para etmiyor. Devletin ekonomisi çökmüş. Hayvancılığın gelişmesi için ithalata son verilmesi gerekir, yoksa ekonomi düzelmez" sözleriyle açıkladı.
'BÖYLE GİDERSE KÖYLÜ HAYVANCILIĞI BIRAKACAK'
Satış yapamadıklarını ifade eden Resul Bakış, "Her bir yem torbası 700 TL oldu. Dışarıdan getirilen hayvan alımına karşıyız. Hayvanlarımız bize yeter ve artar. Geçen yıl 30 büyükbaş hayvan beslerken, bu yıl sadece 10 hayvan besleyebiliyoruz. Maliyetler arttı, ancak süt litresi için bizden 11 ile 12 TL alıyorlar, marketlerde ise 30 TL'ye satılıyor. Hayvan pahalı değildir, burada hayvan ucuzdur, ama para etmiyor. Maliyetler çok yüksek, böyle giderse köylü tarım ve hayvancılığı bırakacak. Eğer ithalat yapacaklarsa, gelsinler bizden alsınlar" ifadelerini kullandı.
HAYVANCILIK PİYASASI DÜŞÜŞTE
40 yıldır hayvancılık yapan Ali Taşdemir, 3 yıl öncesine kadar hayvan piyasasının oldukça iyi olduğunu, ancak son yıllarda hayvan ithalatının artması ve hayvancılıkla ilgili giderlerin yükselmesi nedeniyle piyasanın düştüğünü belirtti. Hayvanların beslenme giderlerine işaret eden Taşdemir, "Bir çuval yem, günlük 8 hayvana yetiyor. Geçen yıl en pahalı yem 500 TL iken, bu yıl en iyi yem 500 TL'den başlayıp 650 TL'ye kadar çıkıyor. Küspe fiyatında ise geçen yıla göre 350 TL artış var. Bizden etin kilosunu ucuz alırken, marketçiler yarı fiyatına ekleyerek kazanç sağlıyorlar. Sonuçta yetiştirici zarar ediyor" diye konuştu.
ETİKETLERDEKİ ARTIŞ
Hayvancılıkta 50 yılını tamamladığını ifade eden 73 yaşındaki Hayrettin Demir, eskiden iyi para kazandıklarını, ancak son yıllarda hayvan besiciliği maliyetlerinin artması nedeniyle artık kazanç sağlamakta zorlandıklarını söyledi. Hayvan satmak için her arabaya 500 TL kira verip hayvanlarını getirdiğini, ancak satış yapamadan geri götürdüğünü belirten Demir, "Böyle giderse tarım ve hayvancılık biter. Hayvancılık yapan birinin 6 aylık masrafı 50 bin TL'ye çıkıyor. Hayvanı sattığımızda borca veriyoruz ve zamanı geldiğinde bu parayı da alamıyoruz. Sonbaharda 130 bin TL'ye aldığım hayvanı aylardır besliyorum, şu an ise 100 bin TL veriyorlar. Eskiden hayvan almadan para veriliyordu, şu an ise tam tersi yaşanıyor. Hayvancılık bitmiş durumda. Düzelmenin yolu yem fiyatlarının düşmesi ve dışarıdan hayvan alımının azalmasıyla olur" şeklinde konuştu.
'İTHALATI YERİNE ÇİFTÇİSİNİ DESTEKLESİN'
Çocukluğunda babasından öğrendiği hayvancılığı Mehmet Nuri Aslan Kılıç, Agirî'de hayvancılıktan başka bir gelirin olmadığını ve bölgenin sanayisinin de hayvancılık olduğunu belirtti. Hayvan besiciliği maliyetlerinin her geçen gün arttığını, ancak hayvan piyasasının gerilemeye devam ettiğini ifade eden Kılıç, şöyle devam etti: "Canlı hayvanın kilosu 250 TL. Etin kilosu ise bizden 300 TL'den alınıyor. Bir hayvanı beslerken masrafların altından kalkamıyorsunuz. Yem 750 TL, kepek torbası 400 TL, maliyetler çok yüksek ve hayvan besicisi zarar ediyor. Geçen Kurban Bayramı’nda etin kilosu 400 TL iken, şu an 300 TL’den satabiliyoruz. Maliyetler arttı, ancak etin kilosunu daha ucuza satıyoruz. O dönem yem torbasını 400 TL'den alıyorduk, şu an 750 TL'ye alıyoruz. Bir hayvanın 6 aylık gideri yaklaşık 25 bin TL. Piyasada iş yok, bu işte büyüdüğümüz için hala devam ediyoruz. Şu an 70 hayvan besliyorum. Her hayvan başına günlük 7 kilo yem, 3-4 kilo kepek ve 3 kilo saman veriyorum. Günlük bir hayvanın maliyeti 200 TL oluyor. Bizi kurtarması için hayvan satışı 200 bin TL'nin altında olmamalı ve etin kilosu 450 TL'den aşağı olmamalı. Bir tatlının kilosu bin 500 TL olmuş, kimse bundan bahsetmiyor, ama etin kilosunu gündem yapıyorlar."
Et ithalatı yerine hayvancılığın desteklenmesi gerektiğini ifade eden Kılıç, "Dışarıdan hayvan ithalatıyla olmaz. 'Taşımalı suyla değirmen dönmez'. Burada kendi çiftçimizi bitirip, başka ülkelerin çiftçilerini kalkındırıyoruz. Böyle giderse köylü biter, köylü biterse ülke biter. Çözüm, çiftçinin desteklenmesi, maliyetlerin düşürülmesi ve ithalatın durdurulmasıdır" diye belirtti.
MA / Mehmet Güleş