İSTANBUL - HDK Eşsözcüsü Ali Kenanoğlu, 2025 yılı başlarında gerçekleştirmeyi hedefledikleri konferansla barışın önemini anlatacaklarını, yine tehdit altındaki halklar ve inançlar için bir forum düzenlemeyi planladıklarını aktardı.
2024 yılı, siyasetten ekonomiye, sağlıktan ekolojiye, eğitimden yargıya birçok alanda krizlerin derinleştiği bir yıl oldu. Ülke kaynaklarının büyük bölümünün Federe Kürdistan Bölgesi ile Kuzey ve Doğu Suriye'ye yönelik saldırılara harcanması yıl içerisinde ekonominin daha da kötüye gitmesine neden oldu. İşçiler, emekliler, kadınlar, gençler ve çocuklar yoksulluk içinde yaşam mücadelesi verirken, ülkedeki işsiz sayısı 11 milyon 246'a yükseldi. Enflasyonda da artış durmadı. TÜİK'in Kasım ayında açıkladığı verilere göre, enflasyon yıllık bazda yüzde 47,09 oldu. ENAG’ın Kasım ayına ilişkin enflasyon verilerine göre yıllık enflasyon yüzde 86,76 olarak gerçekleşti. Savaş politikaları ve bağlı olarak gelişen çoklu krizler yıl başında yapılan yerel seçimlerde iktidara kaybettirdi. AKP, yerel seçimlerde ikinci parti konumuna düştü, birçok büyükşehir ve ilde belediyeleri kaybetti.
Halkların Demokratik Kongresi (HDK), iktidarın politikalarına karşı azınlıkların, ezilenlerin ve dışlananların bir araya gelerek Üçüncü Yol siyasetinde buluşması için yıl boyunca çalışmalarını sürdürdü. HDK, işçi direnişlerinden kayyım eylemlerine, Kuzey ve Doğu Suriye ile Filistin'e dönük saldırılara karşı hep alanlarda oldu. Ayrıca 3 Kasım’da “Umutla, direnişle hep birlikte özgürlüğe” şiarıyla 13’üncü Genel Kurulu'nu gerçekleştirerek, yeni yönetimini belirledi. HDK, gerçekleştirdiği kurulda birçok kesim ve alandan yeni bileşenlerle yapısını genişletti. HDK'nin yeni eş sözcüleri ise Meral Danış Beştaş ve Ali Kenanoğlu oldu.
HDK Eşsözcüsü Ali Kenanoğlu, 2024 yılında yaşanan gelişmeleri ve kurulun önümüzdeki dönem yol haritasına dair konuştu.
HDK'NİN HEDEFLERİ
Kenanoğlu, HDK’nin kurulduğu 2011 yılında yaşanan gelişmeler ile bugünkü süreç arasında benzerlikler olduğuna işaret etti. Kenanoğlu, her iki dönemde de Suriye’de savaşın olduğunu ve Kürt sorununun çözümüne dair tartışmaların yürütüldüğünü belirtti. Kenanoğlu, "HDK kurulduğunda belediye başkanlarının kelepçelerle gözaltına alındığı bir süreci yaşıyorduk. Ekonomik verilerin dibe vurduğu, toplumun tüm katmanlarının bu anlamıyla sıkıntı içerisinde olduğu bir süreçte HDK kurulmuştu. HDK, bütün halkların, inançların, siyasi partilerin, sivil toplum kuruluşlarının, demokratik kitle örgütlerinin, meslek örgütlerinin, inanç kurumlarının ortak mücadele platformu olarak kuruldu. HDK, Türkiye'nin demokratikleşmesi, barışın gelmesi, çatışmalı ortamların bitmesi, ekonomik refahının sağlanması, Türkiye'deki işçilerin, emekçilerin, kadınların ve gençlerin haklarını alabileceği bir mücadele ortamı oluşturdu” diye konuştu.
'BARIŞIN TOPLUM AYAĞI ÖRÜLMELİ'
"Yeniden HDK, yine HDK” şiarıyla yıl içerisinde genel kurullarını gerçekleştirdiklerini ifade eden Kenanoğlu, "Bu kurula giderken, siyasi ve ekonomik ortama baktığınız zaman HDK'nin kuruluş sürecine benziyor. Tüm bunlar aslında şunu ortaya çıkarttı: Bu işler böyle siyasete bırakılacak, yani sadece siyasi aktörlere teslim edilecek meseleler değil. Toplum katmanlarının bu işlere dahil olması gerekiyor. Bütün bu meselelerin başında gelen Kürt sorunu ve coğrafyamızdaki yaşanan savaşların bütünüyle hayatımızı etkilediğini biliyoruz. Yani Türkiye'nin demokratik hayatını da sosyal hayatını da ekonomik hayatını da etkiliyor. O nedenle bu barış meselesinin başta toplum ayağının örülmesi, toplumun bu işe dahil olması konusunda bir kanaat var” ifadelerini kullandı.
HALKLAR VE İNANÇLARLA ORTAK FORUM HEDEFİ
Genel kurul sürecinde örgütlenme çalışmalarına ağırlık verdiklerini ifade eden Kenanoğlu, bu kapsamda motokuryelerden atık kağıt işçileri derneklerine kadar birçok alandan kurula katılım sağlandığını aktardı. “HDK için yeni mücadele alanları oluştu" diyen Kenanoğlu, yeni süreçte bir barış konferansı düzenlemeyi planladıklarını kaydetti. Kenanoğlu, "Ege'de, Çukurova'da, Akdeniz'de, Karadeniz'de ve Marmara'da yerel forumlar, paneller ve buluşmalar gerçekleştirerek, barışın sadece Kürt halkıyla Türkiye arasında yürütülecek bir barış olmadığını aktarmamız gerekiyor. Ege'deki köylünün de, turizm sektöründe çalışan emekçinin de, Trakya'daki çiftçinin de, Karadeniz'deki balıkçının da, herkesin meselesi olması gerektiğini aktarmamız gerekiyor. Diğer taraftan Suriye'de çok şey değişti. Rojava'nın bir bütün tehdit altında olduğunu biliyoruz. Lazkiye'de Aleviler büyük endişe yaşıyor. Suriye'de yaşayan Hristiyanların yaşadığı korku ve endişeler var. Bu önemli; çünkü bunun Türkiye yansımaları var. Burada HDK’nin rolü devreye giriyor. Bu anlamda Ocak ayında bir halklar ve inançlar buluşması meydana getiriyoruz. Suriye'de yaşayan toplulukların buradaki temsilcileri bile bir araya geleceğiz, bir forum şeklinde bu meseleyi tartışacağız” diye konuştu.
‘ORTAK MÜCADELE HATTI ÖRÜLMELİ’
Halkların, inançların, ezilen kesimlerin ve tüm toplumsal yapıların ayakta kalabilmesi için örgütlü yapılara ihtiyaç olduğunu vurgulayan Kenanoğlu, şöyle devam etti: "Ezilen hakların, inançların, kimliklerin, cinsiyetlerin ortaklaşa mücadele hattını örmesiyle ancak başarıya ulaşabilir. O anlamıyla bütün halklara, inançlara, ezilen toplumsal yapılara, kimliklere çağrımızdır: HDK ortak mücadele platformudur. 2025 yılında herkesi bu platform içerisinde mücadeleyi yükseltmeye çağırıyoruz."
MA / Yeşim Tükel