DAİŞ'in 2014'te Kobanê'ye saldırı başlatmasıyla Kürdistan'ın bütün kentlerinden yurttaşlar, saldırılara karşı Kobanê sınırına aktı. Kürtler arasında birlik ruhunun kendini gösterdiği önemli olaylardan biri haline gelen sınırdaki nöbet, yaklaşık 10 yıl sonra bu kez Türkiye ve ona bağlı Suriye Millî Ordusu'nun (SMO) Kuzey ve Doğu Suriye'ye yönelik saldırılarına karşı başlatıldı. 

 

DAİŞ saldırılarına karşı 2014'te sınırdaki nöbete katılan ve Kobanê'nin direnişine, kurtuluşuna tanıklık eden Barış Anneleri, yeni saldırılara karşı da aynı tavrın gösterilmesini istedi. 2014'te Kobanê sınırına gidenlerde arasında yer alan Barış Anneleri'nden Hanım Babat (68), direnmeye her zaman hazır olduklarını ifade ederek, "Kendisine insanım" diyen herkesin Rojava'ya sahip çıkması gerektiğini söyledi. 

 

BASKILARA RAĞMEN SÜREN NÖBET

 

O dönemde yaşananları anlatan Hanım Babat, "O zaman Kobanê'yi sahiplenme çağrıları yapılıyordu. Bizler de Botanlı anneler olarak, Kobanê sınırına aktık. Biz, orada nöbet tuttuk. Oraya insanlık onurunu korumaya gelen halka yemek yapıyorduk, gelen cenazeleri kitlesel bir şekilde memleketlerine gönderiyorduk. Ben, 6 gün orada kaldım. Ama daha sonra döndükten 2 gün sonra, tekrar oraya gittik. Orada nöbet tuttuğumuzda çadırlarımızı yakıyorlardı, her gün biber gazıyla bize saldırıyorlardı. Gençler sınır tellerini kopartıp Kobanê'ye geçiyordu. Sınırın diğer tarafından DAIŞ, bu tarafında ise asker ve polis bize saldırıyordu. Ancak biz anneler yine bu engelleri tanımadık ve Kobanê'yi savunmayı sürdürdük. Bizim yine 2014 ruhuyla Kobanê'yi sahiplenmemiz gerekir" dedi. 

 

'ZILGITLARIMIZLA ZAFERİ MÜJDELEYECEĞİZ'

 

Kürdistan'ın dört parçasında Kürt ittifakının sağlanması gerektiğini söyleyen Hanım Babat, sağlanacak ittifakla Kürt halklarının kazanımlarının sahiplenilmesini istedi. Hanım Babat, "Bizler yine ayaktayız, üzerimize ne düşerse yapmaya hazırız. Dört parça Kürdistan'a çağrımızdır: Birlik olun. Bizler bir olmazsak bir bir gideriz. Bizler o zaman nasıl ki çocuklarımıza, Kobanê'ye sahip çıktıysak yine sahip çıkmalıyız. Bizler yaşadığımız sürece Rojava'yı sahipleneceğiz. Geceleri gözümüze uyku girmiyor, savaş ağır, halkımızın çocukları savaşın içinde. Bugün gün var olma ve yok olma günüdür. Bizim varlığımıza sahip çıkmamız gerekir. Şimdi Kobanê ve Qamişlo sınırlarında nöbetler tekrar başlatılmış. Hepimizin tekrar katılması gerekir. Başarı bizimdir, zafer halklarındır. Biz o zaman zılgıtlarımızla Rojava devrimine destek verdik, güç olduk. Yine bu zılgıtlar durmayacak ve zılgıtlarımızla zaferi müjdeleyeceğiz. Bunun için de tek ihtiyacımız birliktir" ifadelerini kullandı.  

 

'BİZ ANNELER SÜRECİ OMUZLAMAYA HAZIRIZ'

 

DAİŞ'in saldırısındaki tarihi döneme sınırda tanıklık edenlerden Barış Annesi Emine Alkış, bu günlerin de tarihi olacağını ifade etti. Emine Alkış, "2014 yılında halk ayağa kalktı ve seferberlik başlatıldı. Kadınlar, gençler ve yaşlılar hep birlikte ayağa kalktı ve Kobanê'yi savundu. Ben, 7 gün sınırda kaldım.  Biz anneler bir taraftan yemek yapıyorduk, bir taraftan da destek veriyorduk. Üstümüze düşen ne ise yapıyorduk. Bizler halkımıza Kobanê'yi sahiplenme çağrısında bulunuyorduk. Eğer ki bizler bugün aynı ruhlu sahiplenmezsek 100 yıl daha geriye gideceğiz. Bugün gün özgürlük günüdür. Bugün elimizde bu fırsat var. Kobanê yalnız değildir. Onların anneleri, yani bizler varız. Biz anneler hazırız. Halkımıza çağrımız:  Kabul etmeyin. Bizler yine sınırlarda olacağız, direneceğiz. Anneler şunu bilsin ki bizim varlığımız ve yokluğumuz bu süreçte belli olacak. Gün birlik olma günüdür. Dört parça da birlik olsun. Anneler artık ağlamamalı, çocukları ölmesin diye direnmelidir" diye konuştu. 

 

'ELLERİNİZİ BİRLEŞTİRİN'

 

Rojava devrimine o dönemde sınırda şahitlik ettiğini söyleyen Barış Anneleri'nden Rihan Arsu (70), Qamişlo ve Kobanê sınırında başlatılan nöbet eylemine katılım çağrısı yaparak, şunları kaydetti: "Ben 8 gün sınırda kaldım. Bizler oraya barış için, eşitlik ve özgürlük için gittik. Bu süreçte de üzerimize düşenini, anneler olarak yapacağız. Biz Botanlı anneler bütün Kürdistanlı annelere sesleniyoruz: Ellerinizi birleştirin. Bu savaş artık bitin. Bizler birlik olmadan başaramayız. Biz anneler bu sürecin sorumluluğunu almaya hazırız, bu süreçte üzerimize ne düşerse yapacağız. Herkes bu duyarlılıkla hareket etmeli ve ittifak olmalı. Eğer ki ittifak olmazsak başarımızda olmaz."

 

MA / Zeynep Durgut