İZMİR - Türkiye ve İsrail tarafından gazetecilerin katletmesine tepki gösteren siyasi parti ve sivil toplum örgütleri, faillerin açığa çıkartılmasını talep ederek, “Saldırılar yalnızca gazetecilere değil, tüm insanlığa karşı işlenmiş bir suçtur” dedi.
İzmir'de bulunan siyasi parti ve sivil toplum örgütleri, Nazım Daştan ve Cihan Bilgin ve İsrail'in katlettiği 5 gazeteci için İnsan Hakları Derneği (İHD) İzmir Şubesi’nde toplantı düzenledi. Toplantı yapılan salona "Gazetecilik suç değildir" pankartı asıldı. Toplantıya birçok siyasi parti ve sivil toplum örgütü temsilcisinin yanı sıra gazeteciler de katıldı.
Kurumlar adına basın metnini okuyan İHD İzmir Şube Yöneticisi Ahmet Çiçek, çatışma bölgelerinde sürekli gazetecilerin hedef alındığına dikkati çekti. Gazetecilerin hedef alınmasını yaşam hakkının yanı sıra özgür ve demokratik bir toplumun sürdürülebilirliğine saldırı olduğunu belirten Çiçek, "Uluslararası İnsancıl Hukuk ve Cenevre Sözleşmeleri’nin açık bir ihlalidir. Savaşa taraf olmayan sivillerin öldürülmesi, Roma Statüsü’nün 8/2/b/ii. maddesi uyarınca savaş suçu olarak tanımlanmıştır. Gazetecilerin yaşam hakkının ihlali, yalnızca bireysel bir hak kaybı değil, halkın gerçeklere erişim hakkına yönelik topyekûn bir saldırıdır" dedi.
NAZIM VE CİHAN’IN HEDEF GÖSTERİLMESİNE TEPKİ
Katliamlara tepki gösterenlerin tutuklanmasına da değinen Çiçek, halkın haber alma özgürlüğünün uluslararası sözleşmelerle korunma altına alındığını, devletlerin, bu hakların korunması ve etkin kullanılması için yükümlü olduğunu ifade ederek, "Ancak ülkemizde, özellikle muhalif gazetecilik yapmak adeta suç haline getirilmiştir. Bazı medya organlarında Nazım Daştan ve Cihan Bilgin için yapılan 'zaten teröristtiler' yönündeki ithamları şiddetle reddediyoruz. Gazetecilerin çatışma bölgelerinde maruz kaldıkları saldırılar, yalnızca mesleki faaliyetlerini engellemekle kalmıyor, en temel insan hakkı olan yaşam haklarını ellerinden almaktadır. Bizler, aşağıda imzası bulunan kurumlar olarak, gazetecilerin yaşam hakkının, düşünce ve ifade özgürlüğünün, gazeteciliğin ve halkın haber alma hakkının önündeki engellerin kaldırılmasını talep ediyoruz" ifadelerini kullandı.
‘YAŞAM HAKKINI KORUMAK HEPİMİZİN GÖREVİ’
Devletler ve uluslararası kuruluşların, çatışma bölgelerinde gazetecilerin korunması için etkili önlemler alması gerektiğini sözlerine ekleyen Çiçek, "Gazetecilere yönelik saldırıların failleri derhal tespit edilmeli ve ulusal ya da uluslararası yargı önünde hesap vermeleri sağlanmalıdır. Basın özgürlüğünün korunması ve gazetecilerin yaşam haklarının güvence altına alınması için uluslararası dayanışma artırılmalı, bu tür saldırılara karşı hukuki ve siyasi yaptırımlar uygulanmalıdır. Unutulmamalıdır ki bu saldırılar yalnızca gazetecilere değil, tüm insanlığa karşı işlenmiş bir suçtur. Gazetecilerin yaşam hakkını ve mesleklerini özgürce icra etme haklarını korumak, hepimizin ortak sorumluluğudur" diye konuştu.
METNİ İMZALAYANLAR
Metinde imzası bulunan siyasi parti ve sivil toplum örgütlerinin isimleri şu şekilde: Anadolu Yakınlarını Kaybedenlerle Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (ANYAKAYDER), Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) İzmir Şubesi, Demokratik Alevi Dernekeri (DAD) İzmir Şubesi, Dersim Kültür ve Dayanışma Derneği, Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) İzmir İl Örgütü, Ege Tutuklu ve Hükümlü Aileleriyle Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (EGETUHAYDER), Emekçi Hareket Partisi (EHP) İzmir İl Örgütü, Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP) İzmir İl Örgütü, Halkevleri, İHD İzmir Şubesi, Kaldıraç, KESK Şubeler Platformu, Özgürlük için Hukukçular Derneği (ÖHD) İzmir Şubesi, Partizan, Sosyalist Dayanışma Platformu (SODAP), Özgür Kadın Hareketi (TJA), Toplumsal Özgürlük Partisi (TÖP) İzmir İl Örgütü, Yeşil Sol Parti İzmir İl Örgütü, Bağımsız Devrimci Sınıf Platformu (BDSP), Mor Dayanışma, Demokratik Bölgeler Partisi (DBP).