Türkyılmaz: Öcalan özgür olmadan süreç olmaz, çözümün önündeki engel silah değil

img
ANKARA - Kürt sorununun çözümünün önündeki engelin "silah" olmadığını vurgulayan tarihçi Yektan Türkyılmaz, "Karşıda medeni bir muhatap yok. Öcalan özgür olmadan bir süreç olmaz. Bu işin ABC'si ev hapsi falan değil" dedi. 
 
Kürt sorununun çözümüne dair tartışmalar gündemdeki yerini koruyor. İmralı Adası'ndaki cezaevinde ağır tecrit altında tutulan PKK Lideri Abdullah Öcalan, 28 Aralık'ta DEM Parti heyetiyle yaptığı görüşmelerde, sorunun çözümü ve ülkenin demokratikleşmesi noktasında önemli mesajlar verdi. Kamuoyuna yansıyan 7 maddelik mesajda, tüm siyasi aktörlere "dar ve dönemsel hesaplara takılmadan inisiyatif alın" çağrısı yer aldı. En önemli çözüm zemininin Meclis olduğuna vurgu yapılırken, Türk-Kürt kardeşliğini yeniden güçlendirilmesi gerektiğinin altı çizildi. Mesajlar kamuoyunda geniş yankı uyandırırken, DEM Parti heyeti de Abdullah Öcalan önerisi doğrultusunda AKP, CHP, MHP, DEVA, Gelecek Partisi, Yeniden Refah Partisi ve Saadet Partisi ile görüşmeler gerçekleştirdi. Görüşmelerin önümüzdeki günlerde de sürmesi ve sonrasında İmralı'da yeni bir görüşme gerçekleşmesi bekleniyor. 
 
Tarihçi ve Kültürel Antropolog Yektan Türkyılmaz, Kürt sorununun çözümüne dair tartışmalar ve Abdullah Öcalan'ın mesajlarına dair sorularımızı yanıtladı. 
 
* Cumhuriyetin kuruluşundan bu yana Kürt sorununa dair yaklaşım değişmedi. Yönetime gelen partiler, sorunu ya yok saydı ya da kabul ettikten kısa bir süre sonra tersi bir tutum aldı. AKP döneminde de durum değişmedi. Söyleşimize, sorunun varlığı ve yokluğu üzerinden yürütülen tartışmalarla başlamak istiyorum. Neler söylersiniz?
 
Gerçekten çok yerinde bir soru ve konuşmalara buradan başlamamız lazım. Çünkü bir şeyi çözmekten bahsediliyorsa bunun adını koymak çok önemli. Bahçeli de, Erdoğan da Kürt sorunun olmadığını iddia ediyor. Erdoğan, "Her şeyiniz var, bir sorununuz yok" diyor. Bahçeli ise, "Bir Kürt sorunu yoktur, PKK sorunu var" diyor. Bu ikisi aynı değil. Neden aynı değil? Bahçeli, tarihsel olarak Türkiye’deki siyasilerin bugüne kadarki yaklaşımlarından daha doğru bir yerde yaklaşıyor. Şu açıdan doğru yaklaşıyor; Türkiye’de bir Kürt aktörlüğü olmasaydı böyle bir sorun olmayacaktı. Bugün Türkiye’de Kürt sorununun olma sebebi, bunun aktörünün olması. 
 
 İlk olarak Kürt sorununun arkasındaki ‘sorun’dan kurtulmamız gerekiyor. İkinci olarak, meseleyi tekil kullanmaktan kurtulmamız gerekiyor. Çünkü artık meseleler var. 
 
Aslında burada ikinci bir şey daha konuşmamız lazım. O da burada bir sorun mu var, yoksa bi mesele mi? Bunun adını sorun olarak koyarsanız, bunun karşılığı çözüm olur. Mesele diye koyarsanız, meselenin idaresi ve yönetimi olur. İlk olarak Kürt sorununun arkasındaki ‘sorun’dan kurtulmamız gerekiyor. İkinci olarak ise, meseleyi tekil kullanmaktan kurtulmamız gerekiyor. Çünkü artık meseleler var. 
 
Biraz açar mısınız? Ne tür meseleler? 
 
1990’lı yıllarda Kürt sorunu dendiği zaman Güney (Federe Kürdistan Bölgesi) konuşulurdu. Bir de Kuzey’in sorunları konuşulurdu. Rojava (Kuzey ve Doğu Suriye) falan yoktu. Siyasi bir mesele halinde değildi. Türkiye’ye baktığımızda ise en az iki tane Kürt meselesi var. Kürdistan illerindeki Kürtlerin karşı karşıya olduğu meseleler, beklentiler. Bir de metropollerde olan Kürtlerin beklentileri. İkisi birebir aynı değil. Ayrıca artık kocaman bir aktörlük de meselenin içine girdi. Bu da nedir? Rojava. Artık Kuzey ve Güney olarak ayırt edemiyoruz. Çoklu aktörler var. Çok aktörlü çok meseleler olduğu için, çok muhatabı da var. Örneğin Rojava için temel mesele artık Şam. Türkiye’nin saldırıları, tehditleri mutlaka gözardı edilmez ama artık Şam ile yapılacak müzakereler başat olmaya başladı. Onun muhatabı, artık bizim muhatabımız ile birebir aynı değil.
 
 İktidar, çözümü "silah bırakmaya" indirgeyen bir noktada yaklaşıyor. Dünyada tüm çatışmalı süreçlerde "silah bırakma" konusu sonda konuşulur. Ancak burada ilk şart olarak öne sürülüyor. Bu yaklaşımla sorun çözülür mü?  
 
Kürt meselesi bir ulusal meseledir. Etnik, kültürel ve siyasi bir meseledir. Sınırlar ile karışmış, göçler ile karışmış, siyasi felaketler, katliamlarla, trajediler ile kangrenleşmiş koskoca bir meseledir. Gelelim silah meselesine; Türkiye’de artık eskisi gibi bir çatışma süreci yok. Aslında Kuzey’deki sorun esas itibariyle artık bir silah sorunu değil. Bakın belediye başkanı seçiyorsunuz yerine kayyım atanıyor. Buradaki sorun neyden kaynaklanıyor biliyor musunuz? Kürt hareketinin bu rejimin çizgisine gelmemesinden kaynaklanıyor. Kürtlerin baskı görmesinin sebebi dağlarında gerillaların gezmesinden kaynaklanmıyor. Neredeyse 10 yıldır fiili bir çatışmasızlık var. Çatışmalar olmuyor mu? Oluyor. Ama başka gruplarla da karşılaştırırsanız onların da bu kadar oluyor. 
 
 
Çözümün önündeki engel silah değildir. Ancak Erdoğan Kürt sorununun çözümsüzlüğünün kar ettiğini düşünüyor. Hem siyasi açıdan hem diplomatik açıdan hem de bölgesel açından kazandırdığını düşünüyor. 
 
İkinci bir şey daha var. Bütün bu tartışmalarda bir engel. Erdoğan, Kürt sorununun çözümsüzlüğünün kar ettiğini düşünüyor. Hem siyasi açıdan hem diplomatik açıdan hem de bölgesel açından kazandırdığını düşünüyor. Sizin Irak’ta askerinizin ne işi var kardeşim? Suriye’nin bazı kentlerini niçin işgal ettiniz? Yani Kürt sorunu kriminalize edilerek Ortadoğu’daki yayılmacılık bir araç olarak kullanıyor. Bu mesele nedeniyle Türkiye, İsveç’ten milletvekilinin iadesini istedi. Bu meseleyi kullanarak istedi. Son tahlilde çözümün önündeki engel silah değildir. Kandil ile ilgili bir meseleniz var ise hal edin. Ama bu hal içinde bunun tek yanlı olması düşünülemez. Örneğin Güney Kürdistan’da Türkiye’nin askeri varlığının ne anlamı var?
 
Bir tarafta sorunun çözümünü "silah bırakmaya" indirgeyen bir iktidar, diğer yandan meselenin demokratik zeminde çözümünü isteyen Abdullah Öcalan var. Son görüşme sonrası açıklanan 7 maddede de çözüme ve demokratikleşmeye vurgu yapıldı... 
 
Abdullah Öcalan’ın çizgisinde bir değişiklik yok. Abdullah Öcalan, 1993’te ne diyorsa aşağı yukarı aynı şeyi söylüyor. Öcalan’ın bir kitabı var. "Bir Muhatap Arıyorum" kitabı. İçeriğine girmeden sadece isimden devam edeyim. Kürtlerin bir talihsizliği var. Kürtlerin karşısında medeni bir muhatap yok. Geçen süreç nasıl yerle yeksan oldu? Erdoğan, günlük siyasi tabloya bakıyor ve buna göre hareket ediyor. Kârına olmadığını düşündüğü zaman kıvırıp çöpe atıyor. Böyle oldu, oluyor. Karşıda medeni bir muhatap yok. Ne demek bu? İlk başta niyet konusunda şüphe olmamalı. İkinci olarak usul konusu şeffaf olmalı ve yanıltmaca olmamalı.
 
Kamuoyuna yansıyan 7 maddelik mesajı nasıl değerlendirdiniz? 
 
 
Öcalan, bir tek Kürtler için değil, Ortadoğu için de çok önemli bir lider. Abdullah Öcalan, sonuçtan çok süreci önemseyen bir lider. Ama bunun muhatabı kim? Türkiye'de bunun bir muhatabı yok. Şüpheli.  
 
Öcalan çok önemli bir siyasi lider. Öncelikle bunun altını çizmek lazım. Bir tek Kürtler için değil, Ortadoğu için de çok önemli bir lider. Bugün Rojava’yı konuştuğumuzda bir tek Kürtleri konuşmuyoruz ki. Nüfusunun yarısı bile Kürt değil ve 10 yıldan fazladır yönetiyor. Bu süre zarfında Suriye’nin en önemli bölgeleri olmaya devam ettiler. Bu büyük bir başarı. Bu zorla, şiddetle yapılacak bir şey değil. Dolasıyla Abdullah Öcalan önemli bir siyasi figür. Abdullah Öcalan sonuçtan çok, süreci önemseyen bir lider. Sürecin kendisini önemsiyor ama bunun muhatabı kim? Bu süreç ne zaman kıymetli olur? Bir muhatabı olduğu zaman. Türkiye’de bunun bir muhatabı yok. Şüpheli. Bu sürece nasıl bakıyorlar? Bence burada bir fırsat görüyorlar. Kürt meselesini araçsalaştırmak istiyorlar. Bu durum bu meseleyi hep deşer.
 
Abdullah Öcalan, "Sayın Bahçeli’nin ve Sayın Erdoğan’ın güç verdiği yeni paradigmaya, ben de pozitif anlamda gerekli katkıyı sunacak ehil ve kararlılığa sahibim" diyor. Öcalan burada neye işaret ediyor? 
 
Sürekli bir devlet aklına işaret ediliyor. Son iki yüzyılda Türkiye’de eşit yurttaşlık mücadelesi veren tek grup Kürtler değildir. Devlet aklı dediğinde; derin akıl, tarihsel akıl demiş oluyorsunuz. Eğer böyle bir akıl varsa bile, bu akıl iyi bir akıl değil. O akıl bugüne kadar hiçbir soruna çözüm merkezli yaklaşmadı. Yok etme, tasfiye etme merkezli yaklaşmıştır. Ancak bugün farklı olamaz diyemeyiz. Ama çıkıp açık açık şunu söylemeniz lazım; şu şu sebeplerden dolayı farklı olacak. Bunu demek zorundasınız. Ben bu sebepleri göremiyorum. 
 
Yeni süreç tartışmalarında öne çıkan başlıklardan birisi de toplumsal rıza. Hangi adımların atılması ya da sürece nasıl yaklaşılması halinde bu "rıza" oluşur?  
 
 
İki milletvekiliyle gülümsemeniz insanların gönlünü almıyor. İnsanlar Tişrîn Barajı'nın etrafında ne olduğunu gün be gün takip ediyor. Kürtler herhangi bir statü sahibi olmasın diye elinizdeki olanakları kullandığınızı takip ediyor. 
 
Toplumun ilgisine bakmak lazım. "Anayasayı değiştirdik", "Anayasada Türk'ü kaldırdık, Türkiyeli dedik"... Bunlar bence çok böyle heyecan yaratacak bir şey değil. Veyahut işte "ilkokullardaki bilmem ders saatini şöyle yaptık. Anadilde eğitimi bu kadar, böyle yaptık"... Türkiye Kürtleri, Kuzey Kürtleri, buna bakmıyorlar. Kuzey Kürtlerin gözü, kulağı nerede? Bence Rojava’da. Dolayısıyla şimdi sizin iki tane milletvekiliyle gülümsemeniz, iyi pozlar vermeniz insanların gönlünü almıyor. Çünkü insanlar Tişrin Barajı’nın etrafında ne olduğunu gün be gün takip ediyor. Sizin HTŞ'ye nasıl neleri salık verdiğinizi gün be gün takip ediyorlar. Sizin SMO ile neler yapmaya çalıştığınızı gün be gün takip ediyorlar. Sizin Kürtler herhangi bir statü sahibi olmasın diye elinizdeki bütün diplomatik, askeri olanakları kullandığınızı takip diyorlar. Sizin F-16’larınızı takip ediyorlar. Dolayısıyla bu siyasi çizgi sürdüğü sürece bir karşılığı olmaz. Ayrıca yaşanan sürecin bir adı da yok.
 
Kuzey ve Doğu Suriye'ye yönelik saldırılar sürerken çözümden bahsedilebilir mi? 
 
Paradigmatik bir değişikliğe ihtiyaç var. Sürekli Kandil'e parmak çeviriyorlar. Çünkü işlerine öyle geliyor. Ama bence Rojava'yı daha büyük bir tehdit görüyorlar. Türkiye, Rojava'yı niye tehdit görüyor? Rojava'dan Türkiye'ye yönelik bir saldırı mı olmuş? O kadar Rojava'ya yönelik saldırılar oldu ki Türkiye'den. Yani onun karşılığında yapılanlara bakarsanız hiçbir şey. Normal şartlarda savaş çıkar. Neden çekiniyorlar? Çünkü Rojava'daki Kürtlerin statüsü olursa siz Nusaybin'deki Kürt'ü bu koşulda tutamazsınız artık. Rojava'daki Kürtlerin statüsü olursa, Kobanê'dekiler kendi kentleriyle ilgili kararları kendileri verirlerse, siz Suruç'takileri Ankara'ya bakar durumda tutamazsınız. Kürt'ün kendi kendisine karar vermesine sizin ne kadar tahammülünüz var? Şimdi burada bu ölçülüyor. Bugünkü rejim, Suriye'ye baktığında ne görüyor biliyor musunuz? Suriye'ye geleceğini nakşedeceği bir toprak parçası görüyor. Yani Türkiye'yi yarın nasıl görmek istiyorlardıysa onu inşa edecekleri bir alan olarak görüyor. Bir kolonyal fırsat olarak görüyor.
 
Türkiye, Kuzey ve Doğu Suriye'nin statüsünü kabul etmez mi?
 
Statüsünü kabul etmeye mecbur kalacaktır.
 
Bunu neye dayanarak söylüyorsunuz? 
 
Esas itibariyle burada iki şey söylemek durumundayım; bir bölgesel dengeler, ikincisi ise SDG yönetiminin kendi gücü. Bölgesel dengeler buna izin vermiyor. İşgal etmeye çok yeltendi. 8 Aralık sonrası ilk haftada ortaya çıkan görüntü bu yöndeydi. Ankara'da büyük bir hareketlilik oldu, sınıra yığınak yapıldı ama gerçekleşmedi. Bunun gerçekleşmemesinin birinci sebebi, jeopolitika olduğunu, diplomatik dengeler olduğunu düşünüyorum. Özellikle de Amerika'nın engellemesi olduğunu düşünüyorum. Ayrıca İsrail'in diplomatik baskısının olduğunu düşünüyorum. Burada Almanya ve Fransız Dışişleri Bakanlığı'nın ortak açıklaması çok çarpıcı oldu. Dolayısıyla burada siz şunu demeniz gerekiyor; Türkiye'nin Rojava’ya bakışının değişmesi için Türkiye'nin kendisine bakışının değişmesi lazım.
 
 
 Rojava, Suriye'deki en makul siyasi aktörlerin başında geliyor. Türkiye, çözüm istiyorsa Rojava'yı ortadan kaldırmaya değil, ancak örnek almaya yönelebilir. 
 
Rojava’ya ister Amerika'dan ister Paris'ten ister Tel Aviv'den ister Tahran'dan bakın. Ankara dışında nereden bakarsanız bakın, Suriye'deki en makul siyasi aktörlerin başında Rojava’nın geldiğini görüyorsunuz. 8 Aralık'tan bu yana gelen açıklamalara bakın. Bu açıklamaların bir tanesinin ortamı provoke edici olduğunu düşünebilir misiniz? Gerginlik yaratmaya yönelik olduğunu düşünebilir misiniz? Düşünmemiz mümkün değil. Bugün SDG veyahut da bölgesel özerk yönetim bir olgunluğa gelmiş durumda. Bunu belki askeri olgunluğa indirmenin yanlış olduğunu düşünüyorum. O da var. O da önemsiz değil, ama esas itibariyle idari bir olgunluğa gelmiş durumda. Siyasi bir olgunluğa gelmiş durumda.
 
Rojava yönetimi açısından sadece Kürtleri yönetmek dünyanın en kolay şeyi olabilirdi. Yönetim sadece Kürtleri yönetmiyor. Ayrıca bir tek Kürtler tarafından kurulmuş bir yönetim de değil. Türkiye, çözüm istiyorsa Rojava'yı ortadan kaldırmaya değil, ancak örnek almaya yönelebilir. 
 
Abdullah Öcalan’ın mesajlarına dönecek olursak; Meclis vurgusu vardı. Meclis sorunun çözümünde nasıl bir rol alabilir?
 
Türkiye çok şanslı. Çünkü karşı tarafı temsilen Kürt hareketi var. Öcalan özgür olmadan böyle bir süreç olamaz. Emsali yok. Siz şimdi birinin elini kolunu kelepçeliyorsunuz sonra da gel bu sorunu çözelim diyorsunuz. 
 
Türkiye’de Meclis mi var? Türkiye’de başkanlık sistemi var ve Meclis’i bypas etmek üzerine kurulmuş bir sistem. Meclis varken Meclis’e getirmeyenler, dudağının arasındaki laf ile süreci yere atan, parça parça eden kişi hala ortada yoksa nasıl olacak? Türkiye’de bir meseleyi hal etmek isteyen için olanak çok. Bir de Türkiye çok şanslı. Çünkü karşı tarafı temsilen Kürt hareketi var. Talepleri açısından Kürt hareketi dünya örneklerine baktığın zaman en minimalize hareket diyebiliriz. Türk kamuoyunun razısı diye bir şey de yok. ‘Asalım’ diyorsunuz alkışlıyorlar, ‘Çözelim’ diyorsunuz alkışlıyor. Derdiniz çözmek olsa bununla uğraştırmazlar bile. Şunu bunu araçsallaştırmadan çok basit; bu işin muhatapları bir an önce özgür olmalı. O gün ne yemek yediğine sizin karar verdiğiniz insan ile çözüm olur mu?
 
 Kastınız Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğü mü? 
 
Öcalan özgür olmadan böyle bir süreç olamaz. Emsali yok. Siz şimdi birinin elini kolunu kelepçeliyorsunuz sonra da gel bu sorunu çözelim diyorsunuz. Bu işin ABC’si ev hapsi falan değil. Bir de Öcalan’ı aktör olarak görmek durumundalar. Öcalan çok önemli bir aktör. Diğer aktörler ile de görüşmek zorundalar. SDG ile görüşmek istiyorlarsa bunu ayrıca yapmak durumundalar.
 
DEM Parti'nin çözüm noktasındaki rolüne dair neler söylersiniz? 
 
Geçmiş süreçte çok önemli dersler çıkarmalılar. DEM Parti, aracı, postacı, kolaylaştırıcı değil, taraf olduğu bir süreç olmalı. DEM Parti, aracı değildir, ulak değildir. DEM Parti, taraftır. DEM Parti, görüşmek istiyorsa görüşür. DEM Parti’yi SDG ile görüştürmeyi düşünüyorlar. Kandil ile daha önce görüştürdüler. Yine yapabilirsiniz ama çözmek isteyen bütün bunları aynı çuvala atmaz. Çünkü bunlar birbirinden farklı meseleler. DEM Parti tabanı, rejime karşı en net tavrı ortaya koyabilen tabandır.
 
DEM Parti İmralı Heyeti, Meclis'te temsili bulunan partilerle görüştü. Siyasi temasların sürece katkısı nasıl olur? 
 
Siyasi temasın zararı olmaz. Ama bu sembolik temaslardan geçmeli. Bir de bu sorunu acil ve kati bir şekilde çözelim diyorlar. Çözelim de içinde tehdit var. Örneğin, “Ya silahları bırakırsınız ya da biz sizi gömeriz” diyorlar. Evrensel, medeni bir muhatap arıyoruz. Evrensel, medeni yollar ile çözmek istiyoruz. Onların nasıl olduğu belli.
 
Son yerel seçimlerde birinci parti olan CHP'nin tutumu dikkat çekici. Süreci destekleyip desteklememek arasında gidip geliyor. Katılır mısınız? 
 
 
CHP, 1989’un gerisindeler. SHP raporundan daha gerideler. Kendilerinin bir çözüm önerisi yok. Başkalarının önerileri konusunda yorum yapıyorlar. Bu çok acıklı bir durum. Bugün Özel’in bir alternatif proje koyması lazım. 
 
Gözden kaçırmamız gereken bir şey; 31 Mart’tan ortaya çıkan fırsatın çarçur edilmesi. Bir yandan "normalleşme", bir yandan 1 Ekim ile başlayan karmaşık hava, Türkiye’de daha geniş bir ittifakın olmasını berhava etti. CHP açısından çok açıklı bir durum var. Çünkü sürekli kurucu parti olduğunu söylüyor. ‘Türkiye’yi ve Cumhuriyeti kurduk' diyorlar. Ancak bütün meselelerde seyirci durumdalar. CHP, 1989’un gerisindeler. SHP raporundan daha gerideler. Kendilerinin bir çözüm önerisi yok. Başkalarının önerileri konusunda yorum yapıyorlar. Bu çok acıklı bir durum. Bu gün Ekrem İmamoğlu ya da Özel’in bir alternatif proje koymaları lazım. CHP bu işin olmayacağını düşünüyor ve bu tartışmalar bittikten sonra tepkileri toplamayı hedefliyor. Kürtler arasındaki tepkileri toplamayı düşünüyor. Çıkarını, iktidarını düşünüyor. Bu riskli bir şeydir. Erdoğan nasıl saklanıyor? Herkes görüyor ama kimse söylemiyor. Erdoğan’ın olmadığı bir çözüm olur mu? Erdoğan’sız çözüm çözümsüzlüktür.
                    
 Medyanın süreci ele alış şeklini nasıl yorumluyorsunuz? 
 
Rejim medyasına dair bir şey söylemeyeceğim, zaten herkes biliyor. Oranın ne şekilde işlendiği biliniyor. Acıklı olan ise; Halk TV, KRT TV ve CHP’ye yakın kesim ve medya, 90’larda Kürtlere yönelik savaşta aktör olanları yorumcu diye çıkarıp duruyor. Gerçek bir çözüm yerine onları ekrana koyuyor. İnkar, katliam projelerini övenleri ekrana koyuyorlar. Bu çok korkunç bir durum. Kürtlere çok büyük zararları olacağından değil, kendileri bir aynaya baksınlar. Bu yaptıklarının kendilerine zararlarına baksınlar. En büyük zararı kendilerine verdiklerini görecekler.
 
MA / Mehmet Aslan

Diğer başlıklar

13:29 PTT çalışanlarına saldırı Wan'da protesto edildi
13:25 Kuzey ve Doğu Suriye’ye saldırılar sürüyor
13:23 HDK'den Akdeniz tepkisi: İktidar halk iradesini tanımıyor
12:32 Demirtaş ve Yüksekdağ ziyaretinin saati netleşti
12:26 ‘10 Ocak’ı kutlamıyor, gazetecilik için mücadele ediyoruz’
12:12 14 basın meslek örgütünden ortak bildiri: Basın hürdür, sansür edilemez
12:08 Gar Katliamı anması: Adalet mücadelesi sürecek
11:37 Cumartesi Anneleri'nin duruşması ertelendi
11:24 Aileler İmralı’ya gitmek için başvurdu
11:24 Polisten belediyenin temizlik işçisine şiddet
11:17 Tutsak kadın gazeteciler Marmara Cezaevi'ne sevk edildi
11:11 Nisêbîn'deki kazada 2 genç hayatını kaybetti
10:32 Halk Akdeniz Belediyesi önünde toplanıyor
10:29 Karayılan: Savaş ve tehditle barışın sağlandığı nerede görülmüş?
09:23 Çalışan Gazeteciler Günü: Canımıza kastedildiği bir tablo var
09:12 Tüm eşyalarına el konulan hasta tutsağa tehdit
09:11 Ağaçhanlı’nın cinayet şüphelisi oğulları 4 aydır kayıp
09:10 Deprem Bilimci Karabulut: Karadeniz'de tsunami olasılığı var
09:09 KKP Sözcüsü: Süreç için Abdullah Öcalan özgürlüğü sağlanmalı
09:08 8 yıl sonra göreve iade edildi
09:07 Colemêrg yolundaki tünellerin açılmamasına tepki
09:07 Termik santralin külleri bir mahalleyi yok etti, kalanları da kanser etti
09:06 PSAKD: Aleviler 'özel' bir soykırıma tabi tutuluyor
09:05 Türkyılmaz: Öcalan özgür olmadan süreç olmaz, çözümün önündeki engel silah değil
09:03 Hukukçu Kanar: Mandela gibi Abdullah Öcalan’a eşit koşullar sağlanmalı
09:00 10 OCAK 2025 GÜNDEMİ
08:56 DEM Parti'den Akdeniz Belediyesi önünde toplanma çağrısı
08:43 DEM Parti: İktidar darbeci pratiklerinden vazgeçmiyor
08:07 Fransa'dan 'QSD' yanıtı: Özgürlük savaşçılarına borcumuzun bilincindeyiz
08:06 Marmara’da sağanak, Serhat’ta buzlanma tehlikesi
07:45 Hatay’da deprem
06:25 DEM Partili eşbaşkanlar gözaltında, belediye ablukada
09/01/2025
23:54 Duhok’ta 8 bin yıllık yerleşim alanı bulundu
23:35 Tişrîn Barajı’ndaki nöbet sürüyor
23:28 Tahliye edilen Gazeteci Topaloğlu: Mücadelemiz sürecek
22:09 Ağırlaştırılmış müebbet alan faile beraat
19:45 İdam cezası onanan Pexşan Ezîzî için imza kampanyası
19:03 Kuzey ve Doğu Suriye’de buğday depoları ve elektrik istasyonuna saldırı
18:50 Colemêrg’teki gözaltı gerekçesi Kürtçe şarkı!
18:14 Erdoğan-Bahçeli görüşmesi sona erdi
18:06 DEM Parti Gençlik Meclisi üyesi serbest bırakıldı
17:46 ‘Ölünün defin hakkı, ailelerin yas hakkı engellendi’
17:37 Eskişehirliler, İl Çevre Müdürü Çelik’in istifasını istedi
17:31 Emekliler TÜİK önünde: Çalışmadan geçinemiyoruz
17:22 Şavşat'ta ormana maden
17:17 5 Iraklının öldürülmesi davasının gerekçeli kararı: MİT ve JİTEM beyanları görülmedi
17:03 Engellilerden ÖTV düzenlemesine tepki: Yanlıştan dönün
16:43 Sûr’da katledilen Rozerin Çukur anıldı
16:30 Gazeteci Selamet Turan cezaevinden çıktı
16:28 Katledilen kadınlar anıldı: Özgürlük mücadelesi her yerde
16:21 Özel 'sürprizi' açıkladı: Erdoğan'a kırmızı kart gösterin
16:11 DEM Parti'li Eşbaşkan Sofya Alağaş’a ceza talebi
15:51 Gazetecilerin cenazeleri Rojava'da defnedilecek
15:50 Leyla Şaylemez anıldı: Kadın özgürlükçü paradigmadan vazgeçmeyeceğiz
15:21 Heyet Silopiya’da yürüdü: Kameraları yerde kalmayacak
14:49 Fidan Doğan mezarı başında anıldı
14:47 Meclis'te MA, JINNEWS ve Yeni Yaşam'a erişim engeline tepki
14:28 DİSK 2025 yılı mücadele hedeflerini açıkladı
14:01 Sakine Cansız mezarı başında anıldı
13:49 İHD: Daştan ve Bilgin'in cenazeleri teslim edilmelidir
13:46 Gazeteci Selamet Turan’a ceza ve tahliye
13:43 DEM Parti'den Abdullah Öcalan açıklaması: Herkesi ciddiyete davet ediyoruz
13:41 6 yaşındaki Şirin’i katleden faile ağırlaştırılmış müebbet
13:41 HABER-SEN: Ölümlerden PTT Genel Müdürlüğü sorumludur
13:35 Nisêbîn’de anma: Kadın, yaşam, özgürlük demeye devam edeceğiz
13:21 Polatlı'da hayatını kaybeden işçi sayısı 2'ye çıktı
13:11 7 haber sitesine erişim engeli
13:10 Hrant Dink’i anma programı açıklandı
12:34 Gazeteci Topaloğlu hakkında tahliye kararı
12:26 Cezaevlerindeki doluluk kapasitesi yüzde 27 aşıldı
12:25 Asrın Hukuk Bürosu: Düzeysiz tartışma ve söylemlerle çözüm çabasının altı oyuluyor
12:24 SİHA saldırısında katledilenlerin isimleri belli oldu
11:56 Colemêrg’te çok sayıda gözaltı
11:42 Nezir Tekçi davasında karar duruşması: Eskişehir Adliyesi’ne bekliyoruz
11:39 Sakine Cansız anıldı: Yürüttüğü kavgayı sürdüreceğiz
11:10 Abdullah Öcalan’ın avukatlarından görüşme başvurusu
10:27 11 yıl önce Kobanê sınırındaydı, bugün de Qamişlo
10:13 Darp edilen tutuklunun ailesinden suç duyurusu
10:11 Nisêbîn’i yağmaladılar, mahkeme akladı
09:56 Prof. Dr. Köker: Yeni paradigma demokratik bir düzeninin inşasıyla mümkün
09:51 AYM'den 'örgüt adına suç işleme' maddesine ikinci iptal
09:47 İzmir'de Dilek Ekmekçi'ye özgürlük talebi
09:44 Tunç Soyer: Süreci iktidarın insafına bırakamayız
09:43 HDK'li Şenoğlu: Türk-Kürt ittifakında herkes elini taşın altına koymalı
09:06 Migenda: Müzakereye geçilmesi için uluslararası baskı kurmalıyız
09:05 HDK’li Ergenç: Çözüm için halklar ve inançlara önemli rol düşüyor
09:04 Kadınlar: ‘Rojin’e ne oldu?’ diye sormaya devam edeceğiz
09:03 Dilan Andok: Sara Kürt kadınların direniş çizgisini yarattı
09:00 09 OCAK 2025 GÜNDEMİ
00:18 Cenazeleri almak isteyen heyet sınır kapısından ayrıldı: Yarınki protestoya herkesi davet ediyoruz
00:06 Suriye’de 5 kişi öldürüldü
08/01/2025
23:38 ‘Hayvan katliamı yasası AYM’de durdurulabilir’
23:24 BAE, Suriye'ye uçuşları durdurdu
22:09 Tişrîn'de nöbet eylemi başlatıldı
21:16 İşçiler, verilen söz üzerine eylemlerini sonlandırdı
21:07 Sirrîn’de bir yurttaş katledildi
21:00 Türkiye’nin saldırısında 3 yurttaş katledildi
20:20 DEM Parti Kadın Meclisi: Pexşan Ezîzî özgürlüğüne kavuşmalı
20:14 ABD Dışişleri Bakanlığı’ndan Baass Türkiye'ye geliyor
19:43 KHK eylemi 313'üncü haftasında
19:40 Sınırda bekletilen heyet CİMER’e şikayette bulundu
19:10 Tişrîn Barajı’ndan Uluslararası Koalisyon’a çağrı: Saldırıları durdurun
18:52 Wan’da iki genç gözaltına alındı
17:42 Halk Tişrîn Barajı’na ulaştı
17:36 Daştan ve Bilgin’in cenazelerine engel Meclis gündeminde
17:23 Kayyımın işten attığı işçilerin eylemi 6’ncı gününde
17:17 Pexşan Ezîzî’ye verilen idam cezası onaylandı
17:10 Habur Sınır Kapısı’nda inceleme yapıldı
17:02 Gözaltındaki gazeteciler serbest
16:58 İmralı Heyeti hafta sonu Demirtaş ve Yüksekdağ'ı ziyaret edecek
16:55 Binlerce kişi Tişrîn Barajı üstünde yürüyor
16:39 Gazeteci Cecilia Sala serbest bırakıldı
16:22 Paris Katliamı’nın aydınlatılması için Meclis’e önerge
16:15 Tişrîn Barajı’na gitmek isteyen yurttaşlara SİHA saldırısı
15:52 Engellilerden ÖTV düzenlemesine tepki
15:35 Emeklilerden iktidara kırmızı kart!
15:30 Qamişlo sınırından seslendiler: Gazetecilerin cenazelerini teslim edin
15:15 Bursa'da eğitim uçağı düştü
14:56 Riha Barosu: Keyfi uygulamaya son verin
14:52 Habur'da 'sistem arızası' bahane, herkes mağdur
14:32 Savcı gazeteciler için 'adli kontrol' istedi
14:25 Tutsak gazeteci Topaloğlu’nun duruşmasına çağrı
14:11 Aile hekimlerinin iş bırakma eylemleri yayılıyor
14:10 Hukuk örgütlerine gazetecilerin cenazeleri için çağrı
14:05 Çevrecilerden bakanlığa: 'Felaket' projesinden vazgeçin
13:51 Kanser hastası Hadi Elçiçek ikinci kez tutuklandı
13:46 Saldırılara karşı yeni eylem planı
13:42 Halklar Tişrîn Barajı yolunda
13:33 Metin Göktepe mezarı başında anıldı
12:51 Kobanê’de bir araca saldırı
12:37 Cenazeleri almak isteyen heyete dönük 'sistem' engeli sürüyor
12:36 Paris ve Silopiya’da katledilen kadınlar anıldı
12:24 Tutsaklar çıplak arama dayatmasına karşı görüşe çıkmadı
12:14 Amed Barosu: Yas ve gömülme hakkı insancıl hukuk güvencesindedir
12:13 Sincan’da kadın tutsaklar rutubetli koğuşlara yerleştiriliyor
11:49 Sakine Cansız için yazılan şarkı ve klibi yayınlandı
11:48 Gözaltındaki gazeteciler adliyeye sevk edildi
11:37 Hastanede kadın katliamı
11:12 DEM Parti: Göktepe cinayeti ne ilkti ne de son oldu
11:09 ‘Cenazelerin getirilmesinin engellenmesi zulümdür’
10:57 Tişrîn Barajı bombalanıyor
10:55 Binlerce kişi çatışmaların sürdüğü Tişrîn Barajı’na gidiyor
10:54 94 yaşında her gün Kerboran'dan sınırdaki direnişe katılıyor
10:30 30 yıllık tutsağın tahliyesi 6 ay uzatıldı
09:43 Abdullah Öcalan'ın Meclis'e atfettiği rol ve önem
09:30 Emniyet müdüründen heyete: Ankara’dan haber bekliyoruz
09:21 Sınırda infaz soruşturması: Üsteğmen ateş açıp istirahate çekilmiş!
09:20 Tutsağa gönderilen kışlık kıyafetlere 'renk' engeli
09:18 Benzinden sonra motorine de zam
09:13 Ülkü Ocakları ile MEB arasındaki protokol yargıya taşındı