İSTANBUL - CHP’li belediyelere yönelik operasyonda gözaltına alınan 10 kişi hakkında delil bulamayan savcının, 10 yıllık HTS kayıtlarını incelettiği öğrenilirken, savcı 10 kişinin HDK’li olmasını ve “Kent Uzlaşısı” kapsamında faaliyet yürüttükleri gerekçesiyle tutuklanmalarını talep etti.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca başlatılan bir soruşturma kapsamında 11 Şubat’ta İstanbul'da CHP yönetimindeki çok sayıda belediye çalışanının evlerine baskın düzenlendi. Soruşturma kapsamında Kartal ve Ataşehir Belediye Başkan yardımcıları ile Tuzla, Adalar, Şişli, Beyoğlu ve Fatih belediye meclis üyelerinin de aralarında olduğu 10 kişi gözaltına alındı.
Soruşturma kapsamında Şişli Belediye Meclis üyesi Sinan Gökçe, Üskürdar Belediye Meclis üyesi Bülent Kaygun, Fatih Belediye Meclis üyesi Güzin Alparslan, Ataşehir Başkan Yardımcısı Livan Gür, Kartal Başkan Yardımcısı Cemalettin Yüksel, Tuzla Belediye Meclis üyesi Hasan Özdemir, Beyoğlu Belediye Meclis üyesi Turabi Şen, Sancaktepe Belediye Meclis üyesi Elif Gül, Adalar Belediye Meclis üyesi Nesimi Aday ve Beyoğlu Belediyesi ile irtibatlı olduğu belirtilen İ.P. gözaltına alındı.
Gözaltına alınanlar savcılık ifadelerinin ardından “örgüt üyesi olmak” iddiasıyla nöbetçi Sulh Ceza Hakimliğine sevk edildi.
SAVCILIĞIN TUTUKLAMA YAZISINDA HDK ANLATILDI
Savcılık sevk yazısında, ilk olarak Halkların Demokratik Kongresi’ne (HDK) dair ifadelere yer verildi. Yazıda, HDK’nin PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın “Demokratik, Ekolojik, Cinsiyet Özgürlükçü Yeni Toplum Paradigması” doğrultusunda kurulduğu belirtildi. HDK’nin Meclis’e “alternatif” olarak kurulduğu öne sürülürken, HDK’nin basın açıklamaları, yürüyüşleri, protesto eylemleri PKK’nin talimatıyla yaptığı iddia edildi. Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi’nin (DEM Parti) geçtiğimiz yerel seçimlerdeki “Kent Uzlaşısı”na da değinilen yazıda, “Diğer yandan, DEM Parti tarafından, yerel seçim stratejisi olarak belirlenen ve Aralık 2023 tarihinde yayımlanan tutum belgesinde; ‘Kent Uzlaşısı’ adı altında çerçevesi çizilen strateji kapsamında, Türkiye'nin batı illerinde farklı kesimlerle diyalog/ittifak zemini arayışına girildiği, bu çerçevede ‘Kent uzlaşısı’ formülü kapsamında gerçekleştirilen görüşmeler/müzakereler ile anlaşma sağlanan İl/İlçelerde aday göstermeme, kendi adayını farklı partiler bünyesinde aday gösterme, belediye meclislerinde kontenjan elde etme ve benzeri cihetine gidildiği (…)” ifadelerine yer verildi.
'KENT UZLAŞISI' HEDEFTE
“Kent Uzlaşısı”nın örgütle bağlantılı olduğu iddia edilen yazıda, PKK yöneticilerinin “Kent Uzlaşısı”na ilişkin ifadelerine yer verildi. Yazıda, devamla şunlar kaydedildi: “Sonuç olarak yukarıda yer alan hususlar, örgüte yönelik başta HDK Yapılanması olmak üzere, yürütülen soruşturmalar kapsamında elde olunan bilgi ve belgelerle birlikte bir arada değerlendirildiğinde; Kent uzlaşısı formülünün teorisinin örgüt yönetimince yapıldığı, demokratik özerklik sisteminde bazı alanlarda uygulanacak bir formül olduğu, doğu illerinde yerel yönetimlerin kazanılarak özerklik sisteminin kurulması, batı illerinde ise Kürt nüfusunu özerklik sistemine benzer bir sistemle yerel yönetimlere dahil edilmesi planlaması çerçevesinde oluşturulduğu ve adına da ‘Kent Uzlaşısı’ denildiği, Kent Uzlaşısı formülü ile batı il ve ilçelerindeki Kürtlerin, belediyeleri kazanamasalar da uzlaşılacak ve desteklenecek aday karşılığında, belediye meclislerinde belli sayılarda kota elde edilmesi sonucu belediye meclis kararlarında söz sahibi olmalarının, yerel yönetimlerde yer almalarının ve siyasi bir denge olmalarının amaçlandığı, Özerklik Sistemi ve Kent Uzlaşısı formülünün, DEM Parti üstü bir örgütlenme sistemi olduğu, özellikle örgütlenme konusunda çalışmalar yürüten örgüt bünyesindeki oluşumların (DBP, HDK) örgütün taban (halk) örgütleme sistemini geliştiren ve yöneten esas kurumlar olduğu anlaşılmıştır.”
Gözaltına alınanların HDK üyesi olduğu belirtilen yazıda, 10 kişinin “Kent uzlaşısı” ile faaliyeti kapsamında çalışmalar yürüttükleri ve bu yüzden “örgüt üyesi” oldukları öne sürüldü.
SAVCI 10 YILLIK HTS KAYITLARINI İNCELETTİRDİ
Yazıda, gözaltına alınan 10 kişinin Ocak 2015 ile Ocak 2025 arası HTS kayıtlarının da incelendiği görüldü. HTS kayıtlarında soruşturma kaydı bulunan kişilerle konuştukları öne sürüldü. Ayrıca Tuzla Belediye Meclis üyesi Hasan Özdemir’in Tuzla DEM Parti ilçe yönetimi grubunda olduğu belirtilerek, suça delil sayıldı.
Şişli Belediye Meclis üyesi Sinan Gökçe’nin HDK’nin 29 Ocak 2023’teki 12’nci Dönem Genel Kurulu’na katıldığı ifade edilerek, burada HDK dönem Eş Sözcüleri Cengiz Çiçek, Esengül Demir ile DEM Parti Milletvekili Mithat Sancar’ın konuşma yaptığı belirtildi. Yine yazıda, Gökçe’nin bir röportajda “Kürdistan” ifadesini kullanması da tutuklama talebine gerekçe yapıldı.
Yazıda, diğerleri gözaltına alınanlar hakkında ise HDK çalışmalarında yer almaları ve “kent uzlaşısı” kapsamında faaliyet yürüttükleri gerekçesiyle tutuklanmaları gerektiği öne sürüldü.
MA/ Ömer İbrahimoğlu