WAN - Van Cezaevi’nde tutulan gazeteci Reyhan Hacıoğlu’nun kendisiyle aynı cezaevinde tutulan Belma Nergiz'in gördüğü işkenceyi anlattığı ve Hüseyin Aykol’a gönderdiği mektubun 2 sayfası"sakıncalı" bulunarak sansürlendi. Reyhan Hacıoğlu, engellemeye rağmen işkenceyi kamuoyuna duyurdu.
Van T Tipi Kapalı Cezaevi’ne gönderilen gazeteci Reyhan Hacıoğlu’nun gazeteci-yazar Hüseyin Aykol’a gönderdiği mektup sakıncalı bulunarak, iki sayfası okunmayacak şekilde karalandı. Reyhan Hacıoğlu, kendisiyle aynı cezaevinde tutulan Berna Nergiz’in gördüğü işkence ve yaşadıklarını haberleştirerek Hüseyin Aykol’a gönderdi. Reyhan Hacıoğlu’nun yazdıkları “Sakıncalı” olarak görülerek söz konusu bölümlerin üzerinin okunamayacak derecede çizilmesine karar verildi.
BELMA NERGİZ’İN GÖRDÜĞÜ İŞKENCE
İşte Reyhan Hacıoğlu’nun mektubunun silinen bölümleri ve Belma Nergiz’in gördüğü işkencelerin anlatımı:“…Her nerde olursak olalım özgür basın çalışanları olarak haksızlığa ve hukuksuzluğa direnenlerin sesi olma görevlerimizi yerine getirme sorumluluğu devam ediyor. Ve ne yazık ki bunca ölümün, işkencelerin, tecridin haksızlığın ve sömürünün olduğu bu coğrafyada bizler için içerisi de dışarısı da farksız. Bunun için olduğumuz her yerin sesi olmalıyız. Size aktaracağım da işkenceye uğrayan ve bununla da yetinilmeyerek ceza verilen bir tutsağın sesi. Van'da arkadaşlarını ziyarete geldiği sırada kayyuma karşı yapılan eylemlere katıldığı gerekçesi ile gözaltına alınan Belma Nergiz'e önce işkence yapıldı, ardından ise polise mukavemet iddiasıyla 1 yıl 3 ay hapis cezası verildi. 3 Nisan 2024’te 4 polis tarafından gözaltına alınan Nergiz önce zırhlı araca bir alındı. İki plastik kelepçe ile ters kelepçelenen ve yüzüstü yatırılan Nergiz yaşadığı işkenceyi şu sözlerle anlatıyor; ‘Önce yüzüstü yatırdılar ve sırtımı tekmelemeye başladılar. O arada biri saçlarımı eline dolayıp boynuma vurmaya başladı. Kendimden geçmişim. Kendime gelince boynuma tükürdüklerini fark ettim. Biri araçta olan yangın söndürme tüpünü alıp kafama vurmaya devam etti. Biri de o arada durmadan sağ bacağıma tekme atıyordu. Ardından yüzümü çevirip tokat atmaya başladılar ve bu işkence yaklaşık bir saat sürdü. Avuç içleriyle sürekli vurdukları için sağ kulak zarım patladı. Yine kendimden geçtim. Uyandığımda gözaltı aracına alın talimatı veriyordu biri. Tam inerken biri yüzüme tekme attı ve dudağım patladı. Gözaltı aracına alınacağını duymasıyla öldürülmeyeceğimi anladım’ diyen Nergiz'e işkence bununla da sınırlı kalmamış.
‘ÖLDÜRÜLÜLECEĞİMİ DÜŞÜNDÜM’
Yaklaşık 20 kişinin olduğu gözaltı aracına alınan Nergiz burada da yarım saat bekletildikten sonra bir kadın bir erkek başka bir polis ekibinin kimliğini sorması ve yanında olmadığını belirtmesiyle yeniden başka bir zırhlı araca alınıyor. ‘Bu kez öldürecekleri diye düşündüm’ diyor. Ve ikinci işkence burada başlıyor. ‘Aldıkları zırhlı araçta arabayı kullanan polis bu o.....yu tanıyorum deyince bu hakaretlere karşılık verdim. Aynı polis bu kez cop getirin de..... diyerek küfür etti. Devamında ise dağa gitsene seni orda rahat öldürürüz. Türkiye'de sizi rahat öldüremiyoruz’ dedi. Bu bir süre devam etti’
ÜÇÜNCÜ İŞKENCE BAŞLIYOR…
Sonrasında Nergiz’i bu kez 3’üncü bir ekip devralıyor. ‘Başka bir ekip gelip beni aldı ve bir dobloya bindirdiler. Ben bu sırada gördüğüm işkenceden baygınlık geçirince korkup hastaneye götürdüler. Doktor rapor tutup ölüm tehlikesi olmadığını ancak boynum ve sırtımdaki ezilmeler ile kulak zarımın patlamasından dolayı tam teşekküllü bir hastaneye götürülmem gerektiğini söyledi. Ama hiçbir yere götürmeden direk nezarethaneye koydular. Ertesi gün de apar topar tutuklandım’ Kısa süren yargılanmanın ardından Nergiz’e 8 yıl 4 ay gibi bir hapis cezası veriliyor. Cezaya gerekçe ise ATK'nın iki görüntüde görülen kişinin Nergiz olabilme ihtimali raporu. ‘ATK iki görüntüde görülen kişinin ben olabileceğimi belirtti yani ihtimal dedi ve düşünsene ben bu kesin olmayan, bir ihtimal üzerine ceza aldım’ diyor haliyle şaşkınlıkla.
NERGİZ’İN YAŞADIKLARI BUNUNLA SINIRLI DEĞİL
Asıl şaşkınlığı ise sonra yaşamış. ‘Bana işkence yapan polisler hakkında suç duyurusunda bulunduk ama daha cevap gelmedi aksine bana işkence yapan polislerin şikayeti üzerine açılan davada Kasım ayında bana polise mukavemetten 1 yıl 3 ay hapis cezası verildi. Yani hem işkenceye uğradım hem de işkence eden polisler için ceza aldım’ diyor gülerek. Yaklaşık bir yıldır tutuklu olan Nergiz iki defa kulağı için doktora götürülmesi dışında tam tedavi edilmiş değil ve üstelik revir için defalarca dilekçe yazılmasına rağmen. Baş dönmeleri yaşayan Nergiz sağ ayağına aldığı darbeler yüzünden tam yürüyemediği gibi boyun ağrıları da devam ediyor. Nergiz’in işkenceden kaynaklı yaşadığı sağlık problemlerinin yanı sıra bir diğer önemli sağlık sorunu ise gıda alerjisi. Birçok defa hangi gıdalara alerjisi olduğunun tam tespiti için test yapması gerektiğini cezaevine belirtmesine rağmen Van'da böyle bir test yaptırma olanağının olmadığı belirterek test yaptırılmıyor. Bu yüzden herhangi bir ilacı kullanmakta tedirgin olan Nergiz beslenme olarak neredeyse sadece kahvaltı ile besleniyor. Getirilen vegan diyet yemeklerinin çok azını tüketebiliyor. Nergiz’in yazdığı onlarca dilekçedeki tek talebi ise öncelikle uğradığı işkenceden kaynaklı tam tedavi görmek ve sonrasında ise hayatını zorlaştıran gıda alerjisine bir çözüm bulunması…”
Mektubun bu bölümünün tamamı üzeri çizilerek, okunamayacak duruma getirildi.
CEZAEVİ GÜVENLİĞİ TEHLİKEYE ATILMIŞ!
Cezaevi Disiplin Kurulu, mektubun karartılan bölümlerine ilişkin yasak kararını, “Bahse konu mektubun içeriğinden de anlaşılacağı üzere mektubun bir bölümünün (2 sayfa) içeriğinin 'kişi ve kurumları paniğe yöneltecek yalan ve yanlış bilgiler içeriyor olabileceği ve kamuoyunda olumsuz bir algıya sebep olabileceği değerlendirilmiştir. Kurumumuzda tutuklu olarak bulunan Reyhan Hacıoğlu tarafından Hüseyin Aykol’a gönderilmek istenen mektubun ‘Kurumun asayiş ve güvenliğini tehlikeye düşüren, görevlileri hedef gösteren, terör ve çıkar amaçlı suç örgütü veya diğer suç örgütleri mensuplarının haberleşmelerine neden olan, kişi veya kuruluşları paniğe yöneltecek yalan ve yanlış bilgileri, tehdit ve hakareti içeren mektup, faks ve telgraflar hükümlüye verilmez. Hükümlü tarafından yazılmış ise gönderilmez’ maddesine dayanak bahse konu mektubun ‘Sakıncalı görülen kısımlarının üzeri okunmayacak çizilerek gönderilmesine” karar verilmiştir” denildi.
Mektubun “sakıncalı” olmayan iki sayfalık bölümü ise Hüseyin Aykol’a gönderildi.