İSTANBUL - Taciz, tehdit, hakaret, mobbing, kötü çalışma koşulları nedeniyle HepsiJET'le iş fesihlerini sonlandıran 4 kadın, tazminatlarını almak için şirketin deposu önünde çadır kurdu. Kadınlar, tazminatlarını almak için sonuna kadar direneceklerini belirtti.
İstanbul Esenyurt'ta bulunan HepsiJET deposunda çalışan 4 kadın işçi, tazminatlarını almak için 16 Şubat'ta şirketin deposunun önünde çadır kurarak eylem başlattı. Taciz, hakaret, tehdit, mobbing ve kötü çalışma koşulları nedeniyle 27 Ocak'ta iş akitlerini sonlandıran kadınların, kıdem ve ihbar tazminatları ödemedi. Buna karşı şirket deposu önünde eylem başlatan Viyan Çakır, Esra Yılmaz, Meryem Arslan ve Meryem Yılmaz, eylemlerini sürdürürken, eylemdeki kadınlardan Meryem Arslan ve Esra Yılmaz yaşananları ve buna karşı başlattıkları eylemi Mezopotamya Ajansı'na (MA) değerlendirdi.
Söz konusu iş yerinde 1 yıl 2 ay çalıştığını ve kötü koşullardan dolayı haklı fesih kararı verdiklerini söyleyen Meryem Arslan, "Fesih kararı sonrası kıdem tazminatımızı istedik ve daha sonra avukatlara bildirdik. Arabuluculuk yapıldı. Ancak Hepsi Jet patronu kıdem tazminatımızı vermeyi kabul etmedi. O yüzden biz de 16 Şubat'ta direnişe geçtik" dedi.
HEPSİJET'TE ÇALIŞMA KOŞULLARI
Çalışma koşullarının kötü olduğunu belirten Meryem Arslan, "Hepimiz çok üşüyorduk. Üşümemek için biz çalışan arkadaşlar olarak bellerimize, ayaklarımıza çuval bağlayarak, çalışıyorduk. Ayrıca eldiven yasaktı ve ellerimiz buz kesiliyordu. Yemekler hiç hijyen değildi. İçinden kıl çıkıyordu, pişmemiş geliyordu. Kendi gözlerimizle bunlara şahit oluyorduk. Bazen et geliyordu, et pişmediği için kanlıydı. Bunu müdürlere de bildiriyorduk. Ama muhatap bulamıyorduk. Bize 'Halledeceğiz' deyip başlarından salıyorlardı" diye konuştu.
'HAKKIMIZI ALMADAN BURADAN GİTMEYECEĞİZ'
Asgari ücret 17 bin lirayken çalıştıklarını ve maaşlarının o dönem 21 bin 500 lira olduğunu dile getiren Meryem Arslan, HepsiJET'in Sosyal Güvenlik Kurumu'na (SGK) asgari ücret üzerinden prim yatırdıklarını vurguladı. Haklı fesih yaptıklarını belirten Meryem Arslan, tazminat haklarını istediklerini ifade etti. Meryem Arslan, "Biz haklı fesih ettiğimiz için tazminatımızı istiyoruz. Tazminatımızı almadan da buradan gitmeyi düşünmüyoruz. Biz asgari ücret üstünde çalışıyorduk. Maaşımız 21 bin 500 liraydı. Ancak HepsiJET, SGK'ye asgari ücret üzerinden primlerimizi yatırıyormuş. Onu da bu süreçte öğrenmiş olduk. Burada da hakkımızın yenildiğini öğrendik. Hakkımızı istiyoruz. Hakkımızı almadan da buradan gitmiyoruz. Muhatap da bulamıyoruz. Her biri bir yere kaçıyor. Ama biz kararlıyız, hakkımızı almadan buradan gitmeyeceğiz" ifadelerini kullandı.
'DEPODA UYUZ OLDUK'
2 yıldır HepsiJET deposunda çalıştığını belirten Esra Yılmaz ise çalışma koşullarının kötü olduğunu belirterek, "Bir firma ile anlaşma yapmışlar ve yemek sırf ucuz geliyor diye, bize yemekleri yedirme zorunluluğu verdiler. Ben burada haftanın 2 günü yemek yiyordum, 6 gün çalışıyordum. Hep kendi cebimizden yemek yiyorduk. Yeri geliyordu aç kalıyorduk ve umursamıyorlardı. Beylikdüzü'ndeki depoda uyuz olduk. Bizi bildikleri halde bitlerin olduğu yere götürdüler. 15, 20 kişi uyuz olduk. Hastane masraflarının ise bazılarını karşıladılar, bazılarını karşılamadılar. Yıllık iznimizi kullanamıyorduk. Hasta olduğumuzda onları arıyorduk cevap vermiyorlardı ve onlara daha sonra hasta olduğumuzu söyleyince 'Bir hafta öncesinden haber verin' diyorlardı. Ben bugün hasta olacağımı nerden bilebilirim. İş ayakkabılarımız su alıyordu. Bacaklarımızı çuvallarla sarıyorduk. Tuvalette yeri geliyordu sular kesiliyordu. Lavabo ihtiyacımızı karşılayamıyorduk. Makinelerin üstlerinde kapak yoktu ve kabloları dışarıda idi. Elektrik de bize çarpa bilirdi. Soyunma odalarımızın erkeklerinkiyle karşı karşıyaydı. Onlar bizi görüyorlardı, biz onları görüyorduk" şeklinde konuştu.
YÖNETİM TACİZE KARŞI SESSİZ
Bazı erkek çalışanlar tarafından tacize uğradıkları, hakaret ve tehditlerine maruz kaldıklarını da belirten Esra Yılmaz, "K. K. isminde bir erkek çalışan var. K., cebinde prezervatif taşıyordu ve kadınlara gösteriyordu. 3, 4 kere o bütün kadınlar varken, prezervatifi gözümüzün önüne koydu. K.K.'nın amacının ne olduğunu bilmiyorum. Yine yeni gelen kadın personellere de tacizde bulunuyordu. Sonrasında biz bu kişiyi müdür yardımcısına şikayet ettik. Ancak hala çalışıyor. Öte yandan kadınlara cinsel içerikli hakaretlerde bulundu. Bir kadın bu yüzden sinir krizi geçirdi. Ve o kadın sinir krizi geçirdiği için elini yere vurdu, eli paramparça oldu. Hiçbir şef, yönetici iyi misin, nasılsın diye sormadı. Sonrasında müdür ile konuştuk. 'Mahkemeye vereceğiz' dedik. Bize 'Git istediğin yere ver' dediler" diye belirtti.
'SONUNA KADAR BURADAYIZ'
Haklarını istediklerini vurgulayan Esra Yılmaz, "Biz buraya emek verdik. Hakkımız var içeride, hakkımızı istiyoruz. İçerideki arkadaşlara da seslenmek istiyorum: Hepiniz aynı durumdasınız, tacizciyle çalışıyorsunuz. Sesinizi duyurun. Siz hepiniz soğuktan dolayı hastasınız. İçeriden bize destek verin. Kanmayın bunlara, dik durun. Yöneticiler duysun, haklarımızı istiyoruz. Sonuna kadar buradayız, direneceğiz" dedi.
MA / Ömer İbrahimoğlu