HABER MERKEZİ - Kuzey ve Doğu Suriye’de, kadın ve çocuk başta olmak üzere tüm halkların güvencesi olan Toplumsal Sözleşme, tekçi hukuk anlayışına karşı toplumu ve ortak yaşamı koruyor. Toplumsal Adalet Meclisi Eşbaşkanı Rîma Berekat, kadın düşmanı tüm uygulamaların sözleşme ile değiştiğini belirtti.
Kapitalist sisteme alternatif bir yaşamın inşa edildiği Kuzey ve Doğu Suriye’de, “Kadın özgürlükçü, demokratik, ekolojik” paradigma eksenli örülen sistemin temel saç ayağı Toplumsal Sözleşme. Savaş ortamında demokratik özerliğin inşa edildiği Kuzey ve Doğu Suriye’de, bir yandan sistem inşa edilirken, diğer yandan toplumsal dokuya uygun yasalar hazırlanıyor. Ulus-devletin, tekçi “Anayasa” modeline karşı “Toplumsal Sözleşme” ile kadın özgürlüğü, çocuk hakları, ekolojik yaşam ve eşit haklar temelli bir hukuk modelinin esas alındığı Kuzey ve Doğu Suriye’de, tekçi ve iktidarı koruyan hukuk anlayışına karşı çeşitliliğe dayanan ve toplumu korumayı amaçlayan hukuki düzenlemeleri içeren bir toplumsal hukuk sistemi örüldü.
DAİŞ’i topraklarından temizledikten sonra inşa sürecine koyulan halklar, ortak yaşamı yasal zeminde de güvenceye aldı. Adım adım örülen demokratik siyaset, eşbaşkanlık sistemi, özsavunma gücü, komün, meclis ve kooperatif gibi örgütlenmelerle özgür yaşam alanları yaratıldı. Bu alanların yasal zeminde güvenceye alınması yönünde atılan en önemli adım da “Rojava Anayasası” olarak işlev gören Toplumsal Sözleşme oldu. Siyasi parti, halklar, sivil toplum örgütleri, hukukçular, genç, yaşlı ve dini kurumlardan 150 kadın ile 150 erkek, 2021 yılının başında bir araya gelerek Sözleşme’ye dair tartışmalar yürüttü. Bu tartışmalar sonucunda da, komite oluşturuldu ve tartışmalar yazıya döküldü. İki yıl boyunca bölgedeki tüm kesimlerle çok sayıda toplantı gerçekleştiren komite, halkın düşünce ve önerilerini aldı.
4 BÖLÜM VE 134 MADDEDEN OLUŞTU
Sözleşme, Kuzey ve Doğu Suriye Demokratik Özerk Yönetimi Genel Meclisi’nin 12 Aralık 2023 tarihinde gerçekleştirdiği 91’inci olağan toplantıda onaylandı. 4 ana bölüm ve 134 maddeden oluşan Toplumsal Sözleşme, Kuzey ve Doğu Suriye halkları; Kürtler, Araplar, Süryaniler, Türkmenler, Ermeniler ve Çerkezler arasında özgürlük, barış ve birliğin garantisi oldu. Kadın özgürlükçü, ekolojik ve demokratik toplum, komünal ekonomi, öz yönetim, toplumsal adalet ve demokratik konfederasyona dayanan Sözleşme’de, “Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi, Suriye'nin ayrılmaz bir parçasıdır” vurgusu yapıldı.
ANAYASA MAHKEMESİ
Sözleşme ile idari yönetimlerin yapıları değişirken, Belediyeler Komitesi’nin adı “Topluluklar ve Belediyeler Birliği”, Genel Meclis’in adı Kuzey ve Doğu Suriye Halklar Meclisi olarak değiştirildi. Halklar Meclisi’ne bağlı olarak “Gözlem Kurumu” kuruldu. “Merkezi Bütçe ve Ödemeler Ofisi” ile “Toplumsal Sözleşme”yi koruyacak bir mahkemenin kurulması kararlaştırıldı. Bu mahkeme ise, Kuzey ve Doğu Suriye için “Anayasa Mahkemesi” olarak kabul edildi. Kadın Meclisi, Sözleşme’nin temel maddeleri arasında yer alarak yasal teminat sağlandı.
Kuzey ve Doğu Suriye Toplumsal Adalet Meclisi Eşbaşkanı Rîma Berekat, Kuzey ve Doğu Suriye’nin 7 kantonunda da yürürlüğe giren Sözleşme’nin içeriği ve Suriye yasalarına karşı nasıl bir alternatif oluşturduğunu Mezopotamya Ajansı’na (MA) anlattı.
DÖRT BÖLÜMÜN KAPSAMI
Sözleşme’nin 4 bölümünün kapsamını anlatan Rîma Berekat, “İlk bölüm; temel prensipleri kapsıyor. İkinci bölüm; temel hak ve özgürlükleri kapsıyor. Üçüncü bölüm; sözleşmenin yürütme ve toplumsal yasaların nasıl yürütüleceğini kapsıyor. Dördüncü bölümde de; genel prensipler yer alıyor” dedi.
ÜÇ RESMİ DİL
Kuzey ve Doğu Suriye’de yaşayan tüm halkların haklarının Sözleşme ile savunulduğunu dile getiren Rîma Berekat, Kürtçe, Arapça ve Süryanice’nin resmi dil olarak kabul edildiğini ve güvenceye alındığına dikkati çekti. Sözleşme’nin ayrıca halkların anadillerinde konuşmalarını, eğitim ve öğretim görmelerini, kültürel faaliyetlerde bulunmalarını kapsadığını belirten Rîma Berekat, “Ortak yaşamı temel alan Sözleşme ve tüm hakları güvenceye aldı. Üç dil de sözleşmede yer aldı ve tüm halklar için haklar verildi. Halklar, tüm kantonlarda kendi dillerini ifade edebilecekler” diye belirtti.
TÜM DİNLER EŞİT
Sözleşme’nin dini inançlar konusunda da güvence sağladığına işaret eden Rîma Berekat, “Dini inançları savunuyor. Hangi din olursa olsun tüm halkların özgürce yaşayabileceği bir zemin hazırlıyor. Bu hakkı güvence altına aldı. Örneğin bazı dinler yürütmeden uzaktı. Ermeniler ayrıma uğruyordu. Ama yürütme dine müdahale etmeyecek. Sözleşme’de tüm dinler eşit kabul edildi” ifadelerini kullandı.
KADIN HAKLARI
“Rojava Devrimi”nin kadın devrimi olduğunu vurgulayan Rîma Berekat, Sözleşme’de kadınlara geniş haklar tanındığını aktardı. Rîma Berekat, şunları belirtti: “Kadınların hakları bu Sözleşme’de yüzde yüz korundu ve savunuldu. Bu Sözleşme, yürütme başta olmak üzere tüm alanlarda eşit temsiliyetin uygulanacağını karara bağladı. Abdullah Öcalan’ın paradigması Rojava’da uygulanıyor. Bölgenin her yerinde ve her alanında komin bir yaşam yaratılıyor. Halk meclislerinde, yürütmede, askeri, adalet kurumları, karar mekanizmalarında her yerde kadınlar yerini almış durumda. Her yerde kadınlar erkeklerle birlikte bu devrimi yürütüyorlar. Kadınların tüm yönleriyle hakları savunuldu bu Sözleşme’de. Kadınların hakları genel prensiplerde de savunuldu. Haklar, Sözleşme’nin tüm bölümlerinde maddeler halinde güvenceye alındı. Kadın Meclis’lerinin tüm Kuzey ve Doğu Suriye’de kuruluşları kabul edildi, görev ve sorumlulukları belirlendi ve savunuldu.”
ÇOCUKLARA İLİŞKİN HAKLAR
Sözleşme ile çocukların haklarının da savunulduğunu söyleyen Rîma Berekat, “Birinci sınıftan üniversiteyi bitirene kadar çocuklara parasız eğitim hakkı tanındı. Ailesi tarafından bakılmayan ya da kötü muameleye uğradığı düşünülen çocuklarla toplumun ilgili kurumları ilgilenecek. Bu kurumlar, çocuğun şiddet görüp görmediğini ya da ailenin bakıp bakmadığını kontrol edebilir. Bu görev kurumlar aracılığıyla aslında topluma verildi. Şiddet gören ya da bakılmayan çocuklara toplumun tüm yönüyle bakması ve ailesi olması görevi verildi” diye belirtti.
Sözleşme’de, Kuzey ve Doğu Suriye’de kabul edilen kadın, çocuk, aile ve ceza kanunlarına yer verildiğini dile getiren Rîma Berkat, “Şiddete karşı uygulanacak cezalara da yer verildi” dedi.
NELER DEĞİŞTİ?
Devrimle birlikte Kuzey ve Doğu Suriye’de birçok şeyin değiştiğinin altını çizen Rîma Berekat, devrim öncesi kadınların çok fazla şiddete uğradığını ifade etti. Rîma Berekat, değişen kanunlarla ilgili şunları aktardı: “Suriye kanunlarında, evlenme, boşanma, çocuklara yönelik kanunlarda kadın ve çocuk hakları ihlal ediliyordu. Örneğin; Suriye kanununda çok eşlilik, küçük yaşta evlilik var. 15 yaşında evlilik yasaldı. Kadı ‘evet’ dediğinde evlenebilirlerdi. Ama Rojava kanununda, 18 yaşından önce ne erkek ne de kız çocukları evlenemez. Çok eşlilik de yasak ve cezası var. 18 yaşına kadar aile, çocuklara bakmak zorunda. Kadına yönelik şiddete karşı Suriye kanunlarında hafif cezalar yer alıyordu. ‘Namus’ adı altında kadınları öldürenlere 2020’ye kadar sadece 2 yıl hapis cezası veriliyordu. Ancak Rojava Sözleşmesi’nde, ceza kanununda ilk kabul edilen madde bunun değiştirilmesi oldu. İlk olarak Cizîrê Kantonu’nda kabul edilen ceza kanunlarıyla; ‘namus’ ya da başka hiçbir sebeple kadınları katledenlerin cezası hafifletilemez. En ağır ceza veriliyor. Kadına yönelik şiddete karşı çıkan kadın kurumları da mahkemelerde hazır bulunup, taraf oluyor ve kadının hakkını savunuyor. Kaç kere genel af çıkarıldı, kadın kurumları kadını katledenlerin af edilmemesi için talepte bulundu ve bu kabul edildi. Kanunların yürürlüğe girmesiyle birlikte şuan Kuzey ve Doğu Suriye genelinde kadınları katledenler en ağır cezayı alıyor.”
Rîma Berekat, Suriye’deki kadın düşmanı tüm uygulamaların Kuzey ve Doğu Suriye’nin genelinde yürürlüğe giren Toplumsal Sözleşme ve ona bağlı çıkan kanunlarla değiştirildiğini vurguladı.
YARIN: Toplum hukukunu uygulayan adalet sistemi
MA / Zemo Ağgöz