HABER MERKEZİ - Akademisyen Kamuran Berwarî, Türkiye'ye bağlı silahlı grupların Federe Kürdistan Bölgesi'nde hareketliliğinin arttığına işaret ederek, "Oluşacak zarardan Irak da nasibini alacaktır" dedi.
Federe Kürdistan Demokrasi ve Siyaset Akademisi Başkan Yardımcısı ve Duhok Üniversitesi Öğretim Görevlisi Dr. Kamuran Berwarî, Türkiye'ye bağlı silahlı grupların hem Federe Kürdistan Bölgesi hem de Irak'ta faaliyetlerinin arttığını söyledi. Söz konusu hareketliliği "tehlikeli ve kaygı verici" olarak nitelendiren Berwarî, "Bu duruma ilişkin Irak istihbaratı ve yetkililerinin açıklamaları var. Bu silahlı grupların Kürdistan ve Irak'ta örgütlenmesi büyük bir tehlikeye doğuruyor. Irak ve Federe Kürdistan Bölgesi'ni dizayn etmek istiyorlar" diye kaydetti.
Berwarî, Kerkük ve diğer tartışmalı bölgelerin (Diyala, Musul, Selahaddin) statüsüyle ilgili olan 140'ıncı maddeye işaret ederek, "Bu silahlı gruplar çoğunluklu olarak 140'ıncı maddenin uygulandığı bölgelere yerleştiriliyor. 1991'de askıya alınan bu sorunun artık Irak ve Federe Kürdistan hükümeti arasında çözülmesi gerekiyor. Özellikle Saddam Hüseyin'in idam edildiği günden beridir bu sorun halen çözülmüş değil. Çözülmediği taktirde bu silahlı gruplar oradaki varlıklarını sürdürecekler. Türkiye, çoğunluklu olarak bu silahlı grupları Irak ve İran'ın sınırında, Musul ve Kerkük'te barındırıyor. Şüphesiz bu grupların buralara yerleştirmesinin amaçları var; Kürdistan özgürlük mücadelesine karşı olanlar bu bölgelerde kalıyorlar ve faaliyet yürütüyorlar" diye konuştu.
TÜRKİYE'NİN MUSUL HEDEFLERİ
Berwarî, Türkiye'nin Musul üzerinden "Osmanlı İmparatorluğu" planının olduğunu söyledi. Berwarî, "Türkiye bu temel doğrultusunda bu bölgeleri kontrolü altına almak istiyor. Musul vilayetinin tamamının kendisinin olduğunu iddia ediyor. Bunun için vereceği savaşı da kendinde hak olarak görüyor. Bu bir hak değil işgal pratiğidir. Çünkü mevcut Türkiye Cumhuriyeti belirlenen sınırlar çerçevesinde kuruldu. Bu sınırlar uluslararası ve bölgesel sözleşmeler sonucunda düzeltildi. Türk devleti bu bağlamda tek bir adım dahi atamaz. Türkiye, Musul vilayetini ilk olarak Osmanlı projesinin içine koymuştu. Bu yüzden şuanda el koymak istiyorlar. Çünkü burada petrol ve gaz zenginliği var" ifadelerini kullandı.
Berwarî, şunları kaydetti: "Dört parça Kürdistan'ın, bölgesel ve uluslararası siyasetini gözden geçirmesi gerekiyor. Bunun içinde Federe Kürdistan'da ulusal bir hükümetin kurulması var olması gerekiyor. Birlik olunmalı ve Kürdistan kazanımlarını korumak için bir yol bulunmalı. Çünkü bizim Başure Kürdistan'daki yüzyıllık kazanımız parlamento ve kurulan bu hükümettir. Federe Kürdistan Bölgesi üzerinden projeler var, Federe Kürdistan zarar görürse Irak da bundan nasibini alacaktır. 2014 felaketi gibi bir felaketle karşı karşıya kalacaktır."
140’INCI MADDE
Irak Anayasası’nın 140’ıncı Maddesi, Saddam Hüseyin liderliğindeki Baas yönetimi döneminde "Araplaştırma" politikası çerçevesinde demografisi değiştirilen Federe Kürdistan Bölgeleri'ni kapsıyor. Bu bölgelerdeki Kürtler zorla göç ettirilirken, yerlerine dışarıdan getirilen Araplar yerleştirildi.
Baas rejiminin devrildiği 2003 yılı sonrası yapılan anayasada, bu bölgelerde, Araplaştırma politikası öncesindeki demografisi göz önünde bulundurularak referanduma gidilmesi ve buraların Bağdat’a mı Hewlêr'e mi bağlanacağının halka sorulması kararlaştırıldı. Ancak Bağdat yönetimi 140’ıncı Maddeyi uygulamaya yanaşmadı.