İSTANBUL - CHP'nin başlattığı boykot eyleminin bağımsız tiyatroları olumsuz etkilediğini söyleyen Kadıköy Tiyatroları Platformu üyesi Berat Beyoğlu, “Bilet alma sayısı çok düştü. Bu durum sanatı boykot etme noktasına vardı” dedi.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne (İBB) yönelik başlatılan soruşturma sonrası 19 Mart’ta İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun da aralarında olduğu çok sayıda belediye çalışanının tutuklanması gündemdeki yerini koruyor. CHP Genel Başkanı Özgür Özel, 23 Mart’ta "Parayı bizden kazanıp, reytingi bizden yapıp, saraya hizmet edenleri tek tek ilan edeceğim, hep beraber tüketimden gelen gücümüzü kullanacağız" sözleriyle boykot eylemlerinin startını verdi.
Dünyaca ünlü grup ve şarkıcıların konser organizasyonlarını düzenleyen, sahibi AKP’ye yakınlığıyla bilinen Abdülkadir Özkan olan DBL Entertainment de açıklanan boykot listesinde yer aldı. Ancak boykot daha sonra Abdulkadir Özkan’dan dolayı bağımsız sanat alanlarına da yayıldı. Toplumsal hareketlere sanatla destek veren Kadıköy Tiyatroları Platformu’nun üyesi Berat Beyoğlu, boykottan etkilendiklerini ve bağımsız tiyatroların maddi anlamda zorlandığını söyledi.
‘TİYATROLAR HER DAİM İLK HEDEF’
Boykotun tüketimi azaltmaya dönük yapıldığını ancak bağımsız sanata kadar yayıldığını belirten Berat Beyoğlu, “Tiyatrolar günümüze dek siyasal yönetim tarafından bir eğlence olarak görüldü. Her fırsatta tiyatroları ve oyunları durdurdular. Arabistan kralı öldüğünde dahi yas ilan edilerek, tiyatro oyunları sergilenmedi. Bu boykot da bir şekilde yine tiyatrolara döndü. Yani herhangi bir şey olduğu zaman ilk kurban edilen kesim sanat ve tiyatro oluyor. Bu boykot da, bilet almama, sanatı boykot etme kampanyasına dönüştü. Zaten ekonomik olarak neredeyse kapanma seviyelerinde olan tiyatrolar, bir de buradan darbe yemeye başladı” dedi.
‘DURUM SANAT BOYKOTUNA VARDI’
Özkan’ın boykota dair yaptığı “vatan hainliği” paylaşımından sonra DBL Entertainment şirketinin boykot edildiğini anımsatan Beyoğlu, “Bu organizasyon şirketleri büyük konserler düzenleyebiliyor. Büyük tiyatrolar bundan etkilenmiyor yani ödenekli ya da sponsorlu tiyatrolar bir şekilde varlığını her türlü devam ettiriyor. Bu büyük organizasyonların boykot edilmesini bir nebze anlayabiliriz. Ancak bizim gibi ödeneksiz tamamen biletle geçinen, bağımsız tiyatrolara yansıması, genel anlamda sanatın boykot edilmesine dönüşmesi riskli bir durum. Sadece Kadıköy’deki tiyatrolar değil. Her yerde bu boykot var. Bilet alma sayısı çok düştü. Sosyal medyada oyun duyuruları yapıyoruz. ‘İnziva’ adında bir oyunumuz var. Yakın zamanda da oynadık. O oyunun duyuru postları ve hikayelerinin altına yorumlar geliyor. ‘Siz hükümet yanlısısınız. Siz boykotu deliyorsunuz’ deniliyor. Değişik bir linçe maruz kaldık. Oysa sadece sanatımızı yapıyoruz ve geçimimizi sağlamaya çalışıyoruz. Bizim boykotu delmekle ilgili hiçbir derdimiz yok. Bu durum sanatı boykot etme noktasına vardı” ifadelerini kullandı.
OTORİTEYE MUHALİF SANAT
Sanatın doğası gereği “muhalif” olduğunun altını çizen Beyoğlu, “Naziler tarafından şehirler bombalanırken Pablo Picasso Guernica’yı yaptı ve bu konuda farkındalık yarattı. O tablo savaşı anlattı ve bugün günümüze kadar geldi. Rodrigo'nun Gitar Konçertosu yine aynı şekilde bir tepki olarak ortaya çıktı. Türkiye’de bir devrimci üniversite öğrencisinin, idam edilmeden önceki son isteği Rodrigo'nun Gitar Konçertosu oldu. İşte sanat böyle bir şeydir. Savaşın yoğun olduğu zamanlarda Bertolt Brecht hala tiyatroları açık tutuyorsa, Almanya 2’nci Dünya Savaşı’ndan sonra ilk olarak hastane ve tiyatroları tekrar oluşturuyorsa bizim de burada tiyatronun gücünü kullanmamız gerekiyor. Zaten bunu dile getiriyoruz. ‘Boykot edelim, perdelerimizi kapatalım’ dersek bu, boykot kararını alanlardan çok diğer tarafa yarayacaktır” diye belirtti.
SİSTEMİ KİLİTLEYECEK BİR BOYKOT
Boykot eylemine dair kişisel düşüncelerini aktaran Beyoğlu, “Kişisel olarak boykotun ekonomiyi durdurma ile ilgili tepkiyi anlıyorum. Ancak bunun daha çok genel grev, iş bırakma gibi sistemi tamamen kilitleyecek bir hareket olması gerektiğini düşünüyorum. Topluca herkesin bir anda kepenk kapatması gibi bir şeye dönüşmeli. Diğer düşüncem de toplumun, halkın tepkisi tek bir yere kanalize edilmelidir. Çok fazla bölünme olmamalı. Bir oraya bir buraya her gün boykot listesinin güncellenmesi, bir Maltepe bir Saraçhane bir şurada olmamalı. Tek bir hedef belirlenmelidir. Buradaki asıl sorunun kaynağı ne? Kimse bunu dile getirmeden etrafında dolanıyoruz. Boykotta bunun gibi bir şeye dönüştü” dedi.
EYLÜL VE EKİM’DE FESTİVAL
Sanat emekçileri olarak her şeyin farkında olduklarını ve bunu eserlerine yansıttıklarını dile getiren Beyoğlu, şöyle devam etti: “Seyirci gelip bunu oyunlarımızda gördüğünde anlayacaktır. Yıllardır tepki gösteriyor ve sansürleniyoruz hükümet tarafından. Ödeneklerimiz kesiliyor, oyunlarımız yasaklanıyor. Bu durumdayken bir de hedef tahtasına oturtulmamız rahatsız edici bir şey. Sözümüzü söylemeye devam edeceğiz. Kadıköy Tiyatroları Platformu olarak Eylül ve Ekim aylarında bir festival düzenleyeceğiz. Seyircilerimize yönelik Kadıköy’ün sokaklarında oyunlar yapacağız. Örgütlü bir şekilde organize olmaya ve tiyatro sanatının devamlılığını sağlayan bir platformuz. Biraz daha yoldaş olup yan yana durursak gerçekten daha güçlü bir hale geleceğimize inanıyorum. Tüm herkesi de festivallerimize davet ediyoruz. Takipte kalalım. Birlikte daha güçlüyüz.”
MA / Ömer İbrahimoğlu