ANKARA - DEM Parti Wan Milletvekili Gülcan Kaçmaz Sayyiğit, cezaevlerindeki hasta tutsak sorununun Kürt sorunundaki çözümsüzlüğün bir sonucu olduğunu belirterek, “Hukuka, demokrasiye ve vicdana yönelik atılan her adım toplumsal barışa olan umudu büyütüyor” dedi.
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Wan Milletvekili Gülcan Kaçmaz Sayyiğit, Meclis’te basın toplantısı düzenledi.
23 Nisan Çocuk Bayramı dolayısıyla Türkiye’deki çocukların güncel durumuna dair değerlendirmelerde bulunan Gülcan Kaçmaz Sayyiğit, “Bugüne kadar Kürt meselesinden dolayı onlarca çocuk yaşamını yitirdi, panzerler altında ezildi. Nihat Kazanhan, Ceylan Önkol, Uğur Kaymaz sadece bunlardan birkaçıdır” dedi. Gülcan Kaçmaz Sayyiğit, güncel verilere göre; 0-6 yaş arası 759 çocuğun anneleriyle birlikte cezaevinde kaldığına dikkat çekti.
‘DEVLET AKLI ÖLÜMÜNÜ İZLEDİ’
Cezaevlerindeki hasta tutsak sorununa dikkat çeken Gülcan Kaçmaz Sayyiğit, “Cezaevleri, adeta ölüm evlerine dönüşmüş durumda. Adalet Bakanlığı’na göre 2024 yılının ilk 11 ayında cezaevinde 709 tutuklu yaşamını yitirdi. Antalya S tipi Cezaevi’nde Zerdeşt Oduncu, Kayseri Bünyan Kapalı Cezaevi’nde Şaban Kaygusuz, Sincan Kadın Kapalı Cezaevi’nde, Bolu F Tipi Kapalı Cezaevi'nde tutulan Civan Boltan, Selver Yıldırım, Soydan Akay ve Beşiri T Tipi Kapalı Cezaevi'nde Mehmet Emin Çam da çok ciddi sağlık sorunları yaşıyor. 73 yaşındaki ağır hasta tutsak Mehmet Emin Çam beyninde günden güne büyüyen bir tümörle yaşıyor. Mehmet Emin Çam’ın durumu an itibariyle kritik. Yine ağır hasta tutsak Semire Direkçi’nin çığlığına kulak verin; çünkü, yüzlerce hasta tutsak adına şunu haykırıyor: ‘Harekete geçmek için ölmemi mi bekliyorsunuz? Sesimizi duyun!’ Ben de hasta tutsaklar adına AKP İktidarına ve muhalefet partilerine soruyorum: ‘Harekete geçmek için hasta mahpusların ölmesi mi gerekiyor” diye belirtti.
‘ÇÖZÜMSÜZLÜĞÜN BİR SONUCU’
Toplumsal barışın konuşulduğu bugünlerde, cezaevlerinde yaşanan haksızlıklara göz yummanın bir “paradoks” olduğuna işaret eden Gülcan Kaçmaz Sayyiğit, “Bugün cezaevlerinde rehin tutulan binlerce mahpus, aslında Kürt sorununda çözümsüzlüğün bir sonucudur. Eğer Kürt sorununda kritik bir eşik aşılacaksa eşiğin durduğu bir yer de cezaevleridir. Bunun için de sonsuz bir merhamete sahip olmaya gerek yok; çünkü tutsakların talebi merhamet değil, onların tek talebi insan onuruna ve altına imza atılan evrensel hukuki metinlere uygun bir infaz rejiminin sağlanmasıdır" dedi.
‘CEZAEVLERİ DEVLETİN AYNASIDIR’
Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı’nın halklarda büyük bir umut yarattığına vurgu yapan Gülcan Kaçmaz Sayyiğit, “Kürt sorununun en acı sonuçlarını gördüğümüz cezaevlerini görmezden gelemeyiz. Çünkü cezaevleri, bir yönüyle devletin aynasıdır; diğer taraftan da demokratik ve barış dolu geleceğin de turnusolüdür. Özellikle ağır hasta mahpuslar hakkında ivedilikle kararların alınması gerekiyor. Bunun için Adli Tıp Kurumu’nun siyasi saiklerle değil, tamamen hukuka ve vicdana göre hareket etmesi yeterli. Hukuka, demokrasiye, vicdana yönelik her adım toplumsal barışa olan umudu büyütüyor. Bu sebeple Umut Hakkı’na işlerlik kazandırılsın, hasta mahpuslar için acil adımlar atılsın” çağrısında bulundu.