HABER MERKEZİ - Deniz Gezmiş, Hüseyin İnan ve Yusuf Aslan'ın anıldığı eylemlerde, "Yolumuz idam sehpasına giderken, ‘Yaşasın Kürt ve Türk halklarının bağımsızlık mücadelesi ’ diyen Denizlerin yoludur" mesajı verildi.
6 Mayıs 1972'de idam edilen 68 kuşağının devrimci öğrenci gençlik önderlerinden Deniz Gezmiş, Hüseyin İnan ve Yusuf Aslan, idam edilişlerinin 53'üncü yıldönümlerinde, birçok kentte düzenlenen etkinliklerle anıldı.
AMED
EMEP Amed İl Örgütü binası önünde yapılan açıklamada, “Emê rê nedin emperyalîzmê, şer û faşîzmê/ Faşizm ve emperyalizmin savaşına izin vermeyeceğiz” pankart açıldı. Açıklamada “İktidar darbesine karşı mücadeleye”, “Baskılara, gözaltılara karşı bir aradayız” ve “Faşist bir düzenin kurulmasına izin vermeyelim” dövizleri taşındı. Açıklamada sık sık, “Yaşasın devrim ve sosyalizm”, “Bijî şoreş û sosyalizm” ve “Yusuf, Hüseyin, Deniz sürüyor, sürecek mücadelemiz” sloganları atıldı.
Emek Gençliği MYK üyesi Nurgül Deniz, “Tüm dünyada yükselen gençlik hareketi, Türkiye’de emekçi sınıfın mücadelesiyle birleşmiş, büyümüş ve iktidarın korkulu rüyasına dönüşmüştü” dedi.
‘SOSYALİZM KAVGASININ TEMSİLCİSİ OLDULAR’
Nurgül Deniz, gençlerin egemen sınıfın ve saray iktidarının korkulu rüyası olmaya devam ettiğini söyledi. Nurgül Deniz, “Denizlerin mücadelesi, tüm dünyada savaş çığırtkanlığının yükseldiği bir dönemde eşit ve özgür bir yaşama giden yolun işçi sınıfı ve ezilen halkların mücadelesinde buluşmakla örüleceğini ilan etmişti. 68 gençliği, savaşa ve emperyalizme karşı uyanmış derya olmuş; barışı ve ezilen halkların, işçi sınıfının iktidarını savunmuştu. Denizler, önce parasız, bilimsel, demokratik eğitim mücadelesinin neferi olmuş, öğrenci hareketinin sorunlarıyla ilgilenmişti. Bununla birlikte bu sorunların dünyanın işleyişine içkin olduğunu görmüş, bu işleyişi tersine çevirecek kuvveti toplamak için daha büyük bir mücadeleye atılmışlardı. Günlük sorunların kalıcı çözümü için, topyekun bir gelecek kavgasına atılmışlardı. Emperyalist barbarlığa karşı bağımsızlık ve sosyalizm kavgasının temsilcisi oldular. Üniversite sıralarından gelen kuvvet, üretimden gelen güçle, işçi sınıfıyla birleşebildiği her yerde, yeni fırtınalar koparmıştı” şeklinde konuştu.
DENİZLERDEN KALAN MÜCADELE MİRASI
Türkiye’nin büyüyen “savaş ihracıyla” birlikte, gençlerin yaşam koşullarının kötüleştiğine dikkat çeken Nurgül Deniz, “Denizlerden bu yana gençlik eşitlik, barış ve özgürlük mücadelesinde binlerce kez bir araya geldi. Bir araya gelince yıkılan korku duvarları artık yeni bir yaşamı örgütlemenin ufkuna dönüşüyor. Sokakları, meydanları, sadece 6 Mayıslarda değil, her gün doldurmak, her alanı mücadele alanı yapmak, barışı, eşit-özgür bir ülkeyi kurmak Denizlerden bize kalan mücadele mirasıdır.”
DÊRSIM
Dêrsim’deki anma da Emek Partisi (EMEP) İl binası önünden Seyit Rıza Meydanı’na yapılan yürüyüşle başladı. Yürüyüşe Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi( DEM Parti) Dêrsim İl Örgütü, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP) ve çok sayıda yurttaş katıldı. Yürüyüşte Yusuf, Hüseyin Deniz sürüyor sürecek mücadelemiz”, “Vietnam’ı hatırla Filistin’den defol” dövizleri taşınırken, Hüseyin İnan, Yusuf Aslan ve Deniz Gezmiş’in fotoğraflarının olduğu “Yaşasın Devrim ve sosyalizm” pankartı taşındı. Yürüyüş boyunca sık sık “Siyonist İsrail Ortadoğu’dan defol” sloganları atıldı. Seyit Rıza Meydanı’na yürüyen kitle anmaya saygı duruşu ile başladı.
‘SÖMÜRÜ CENDERESİ BÜYÜYOR’
Açıklamada EMEP Dêrsim İl Gençlik yöneticisi Eylül Yantemur, Hüseyin İnan, Yusuf Aslan ve Deniz Gezmiş’in idamlarının üzerinden 53 yıl geçtiğini ve 3 fidanın dönemin iktidarı ve sermaye sınıfı tarafından demokratik, özgür, sınıfsız bir ülke ve dünya mücadelesini cezalandırmak amacıyla idam edildiğini söyledi.
‘53 YILDIR BU İDAMI PROTESTO EDİYORUZ’
DEM Parti Haklar ve İnançlar Komisyonu Eşsözcüsü Yüksel Mutlu, “Bugün özel bir gün, bugün Türkiye’nin her yerinde devrimciler, demokratlar, halklar 6 Mayıs için bir aradalar. 3 genç, devrimci, sosyalist ve 68 kuşağının Türkiye’deki öncüleri idam edildi. 53 yıldır biz bu idamı protesto ediyoruz. 53 yıldır Deniz, Hüseyin ve Yusuf unutulmadılar. Muktedirler faşizmin alt yapısını kuranlar, egemenler unutuldular. O gün bugündür aileler çocuklarının adını, Deniz, Yusuf, Hüseyin olarak koydu. Çünkü onlar idam sehpasına giderken yaşasın Kürt ve Türk halklarının kardeşliği dediler. Onlar sosyalizm için mücadele ettiler. Bu uğurda yaşamını yitiren tüm devrimci ve sosyalistlerin anısı önünde saygıyla eğiliyorum” diye belirtti.
‘YOLUMUZ DENİZLERİN YOLUDUR’
EMEP Merkez Yürütme Kurulu (MYK)üyesi Orhan Kurul ise şunları söyledi: “Bugün yeniden Kürt meselesinin çözümünün tartışıldığı bir dönemin içerisindeyiz. Yolumuz idam sehpasına giderken, ‘Yaşasın Kürt ve Türk halklarının bağımsızlık mücadelesi ’ diyen Denizlerin yoludur. Yolumuz Kürt halkının sorununun demokratik ve eşit temelde çözümünü savunan devrimcilerin yoludur. Hiçbir şüpheniz olmasın.”
MERSİN
Mersin Emek ve Demokrasi Platformu, Özgür Çocuk Parkı'nda anma etkinliği düzenledi. Anmada, "Bugün günlerden Deniz, Yusuf, Hüseyin. Boyun eğmediler, anılarına saygıyla" pankartı açılırken, sık sık "Faşizme karşı omuz omuza" ve "Yaşasın halkların kardeşliği" sloganları atıldı. Konuya ilişkin açıklama yapan platform üyelerinden Kemal Göçmen; Deniz Gezmiş, Hüseyin İnan ve Yusuf Aslan'ın "bağımsız Türkiye hayaliyle" hareket ettiklerini ancak dönemin iktidarı tarafından tehdit olarak algılandıklarını belirtti. Deniz Gezmiş, idam sehpasında "Yaşasın tam bağımsız Türkiye. Yaşasın sosyalizm. Yaşasın Türk ve Kürt halklarının kardeşlik mücadelesi. Kahrolsun emperyalizm" diyerek son nefesini verdiğini hatırlatan Göçmen, "Bugün, onların mücadelesini hatırlamak, sadece geçmişi anmak değil, aynı zamanda adalet ve özgürlük için verilen mücadeleye sahip çıkmaktır. Onların idealleri, halkın bağımsızlık ve özgürlük mücadelesinde yaşamaya devam ediyor. Üç fidanı saygıyla anıyor, onların uğruna savaştığı değerleri yaşatacağımıza söz veriyoruz" dedi.
İSTANBUL
İstanbul’daki gençlik örgütleri, Taksim Meydanı’ndan Beşiktaş’ta bulunan Dolmabahçe Sarayı’na yürüyerek anma gerçekleştirdi. “Deniz Yusuf Hüseyin Mücadeleye devam” pankartının açıldığı anma yürüyüşünde gençler, “Deniz Yusuf Hüseyin mücadelemiz sürüyor”, “Darağacında devrim yeşerdi” “Denizlerin yolunda gençlik isyanda” ile “Denizlere sözümüz devrim olacak” yazılı dövizler taşıdı. “Denizlere sözümüz devrim olacak”, “Jin jiyan azadî”, “Sırrı’ya sözümüz barış olacak” ve “Yaşasın devrim ve sosyalizm” sloganları atan gençler Dolmabahçe Sarayı’nın önünde basın açıklaması gerçekleştirdi.
İlk olarak Üniversite Dayanışması adına basın metnini okuyan Yağız Karayel, Gezmiş, Aslan ve İnan’ı darağacına gönderen düzenle hesaplaşmak için toplandıklarını belirterek, “Onları öldürenler, bu düzene karşı ayağa kalkan her sesi susturmak isteyenler hâlâ iş başında. Bugün gençliği yoksulluğa, işsizliğe, çaresizliğe mahkûm edenler, o gün idam fermanını imzalayanlarla aynı zihniyetin devamıdır. Bugün üniversitelerimizi kayyumlarla teslim almaya çalışanlar, düşünceyi suç sayanlar, öğrencileri tutuklayanlar, Denizleri yargılayan mahkemelerin bugünkü temsilcileridir. Biz bu düzene karşıyız. Biz bu zulme, bu sömürüye, bu yağmaya, bu yalanlara karşıyız. Denizler bu düzene karşı ayağa kalktı. Biz de kalkıyoruz. Sözümüz var; bu ülke ya özgür olacak ya da biz bu karanlığı parçalayana kadar mücadeleden vazgeçmeyeceğiz. Denizleri unutmadık, unutturmayacağız. İnandıkları fikirleri taşıyor, büyütüyor, yaşatıyoruz” diye konuştu.
‘BUGÜN O MİRASIN TAŞIYICILARI BİZLERİZ’
Gençlik Örgütleri adına basın metnini okuyan HDK Gençlik Meclisi üyesi Ece Emen, Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan’ın “sınırsız halk sevgisinin” sembolü olduğunu söyleyerek, “Tarihin o karanlık sabahından bugüne kadar uzanan çizgi, bizlere hem direngenliğin hem de umudun nasıl canlı tutulacağını göstermiştir; görevimiz, bu çizgiyi yarınlara taşımaktır. Denizler, 68’in kitlesel başkaldırısından 71 devrimci kopuşuna uzanan süreçte, yalnızca üniversite sıralarını değil, fabrikaları, köyleri, Filistin’i de yurt edinerek düzenin karşısında örülen öncü bir cephe oluşturdular; emperyalizmin 6’ıncı Filosunu denizlere gömdüler; işçi sınıfıyla, köylüyle, ezilen halklarla, enternasyonal barikatlar ördüler. Onlar 'çok yaşamak' yerine 'yaşarken büyük işler başarmayı' seçtiklerinde, geriye yalnızca gurur dolu anılar değil, kuşaklar boyu yol gösterecek görkemli bir mücadele mirası bıraktılar; bugün o mirasın taşıyıcıları bizleriz” ifadelerini kullandı.
‘BAYRAĞI YERE DÜŞÜRMEYECEĞİZ’
Gençliğin mücadelesini vurgu yapan Ece Emen, sözlerini şu şekilde sürdürdü: “Burjuva medya ve parlamentarist siyaset Denizlerin devrimci iradesini “gençlik hevesi” olarak küçümsemeye ne kadar çabalarsa çabalasın, devlet ve sermaye baskıyı ne kadar tırmandırırsa tırmandırsın, 'Denizleşen” gençliğin büyüttüğü korku onların kâbusu olmaya devam edecektir; çünkü zulüm devam ettiği müddetçe isyan ateşi de sönmeyecektir. Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan ölümsüzdür! Ne idamlar, ne de hapishaneler bizi yıldıramaz. Ölümsüzleşmelerinin 53’üncü yılında devrimci önderlerimizi saygıyla anıyor, söz veriyoruz: onları yalnız anılarımızda değil, örgütlü mücadelemizde yaşatac
ADANA
Emek Partisi ve Emek Gençliği tarafından Atatürk Parkı’nda düzenlenen anmaya Türkiye İşçi Partisi (TİP) de destek verdi. Etkinlikte üç devrimcinin idam sehpasındaki son sözleri canlandırıldı; müzik dinletisi ve oturma eylemiyle anma gerçekleştirildi. Anma saygı duruşu ile başlarken, Sırrı Süreyya Önder'in de posteri açıldı
'GENÇLİK MÜCADELESİNE GÖZDAĞI'
Basın açıklamasını Emek Gençliği İl Yöneticisi Nazlıcan Kaplan yaptı. Nazlıcan Kaplan, Denizlerin idamının gençlik mücadelesine gözdağı vermek amacıyla gerçekleştirildiğini belirterek, “Gençlik mücadelesinin en ön saflarındaki bu üç fidan, dönemin iktidarı ve sermaye sınıfı tarafından; demokratik, özgür, sınıfsız bir ülke ve dünya mücadelesini cezalandırmak amacıyla idam edildi” dedi. Nazlıcan Kaplan, Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının yalnızca Türkiye’de değil, dünya genelinde yükselen anti-emperyalist mücadeleye ses verdiğini hatırlatarak, “Denizler, barış ve ezilen halkların, işçi sınıfının iktidarını savunmuştu. Günlük sorunların kalıcı çözümü için topyekûn bir gelecek kavgasına atıldılar” diye konuştu.
'SOSYALİZM DÜŞÜ VAR'
Gençliğin bugünkü direnişinin 68 kuşağının mücadelesiyle birleştiğini ifade eden Nazlıcan Kaplan, “Bir araya gelince yıkılan korku duvarları artık yeni bir yaşamı büyütmenin ufkuyla birleşmeli. Bu ufkun içerisinde Denizlerden devralınan mücadele birikimi, gençlik mücadelesinin dersleri ve yarınlarımız için istediğimiz bağımsızlık, demokrasi, sosyalizm düşü var.” şeklinde konuştu.
Denizlerin mektubunun da okunduğu anma oturma eylemi ve müzik dinletisi ile son buldu.
ANTALYA
Antalya Emek ve Demokrasi Platformu ise Attalos Meydanı’nda basın açıklaması gerçekleştirdi. “Denizlerin yolunda, Filistin’in yanındayız” ve “Yusuf, Hüseyin. Deniz. Sürüyor, sürecek mücadelemiz” pankartlarının açıldığı açıklamada sık sık, “Faşizme karşı omuz omuza”, “Gün gelecek, devran dönecek, katiller halka hesap verecek” ve “Yaşasın halkların kardeşliği” sloganları atıldı. Açıklamadan önce Deniz Gezmiş, Hüseyin İnan, Yusuf Aslan ile demokrasi ve özgürlük mücadelesinde yaşamını yitirenler için saygı duruşunda bulunuldu.
‘MÜCADELE SÜRDÜKÇE YAŞAMAYA DEVAM EDECEKLER’
Basın metnini okuyan EMEP Antalya İl Başkanı Mahir Doğan, Deniz Gezmiş’in idam edilmeden önceki, “Yaşasın tam bağımsız Türkiye. Yaşasın Marksizm’in, Leninizm’in yüce ideolojisi. Yaşasın Türk ve Kürt halkının bağımsızlık mücadelesi. Yaşasın işçiler, köylüler. Kahrolsun emperyalizm” sözlerini hatırlatarak, bu sözlerin aynı zamanda geleceğe vasiyet olduğunu belirtti. Doğan, “Bu sözlerde eksilmemiş bir öfkenin yanında nasıl bir inanç ve ne uğruna idama gittiğini bildiren derin anlamlar vardır. Onlar hiçbir zaman kendi ölümleriyle bayrağın yerde kalacağını düşünmediler. İşçilere, köylülere, gençlere olan güvenini yitirmediler. Bu güvenin boşa çıkmadığını görüyoruz. Onlar yalnız halkın vicdanlı kalbinde, gözyaşlarında, özlemlerinde değil, aynı zamanda mücadelelerinde de yaşıyor. Mücadele sürdükçe yaşamaya devam edecekler” diye belirtti.
İZMİR
İzmir Emek ve Demokrasi Platformu, Alsancak Türkan Saylan Kültür Merkezi önünde basın açıklaması gerçekleştirdi. Açıklama “Deniz, Yusuf, Hüseyin Tam bağımsız Türkiye”, “Emperyalizme, savaşa, faşizme geçit yok” pankartları açılırken “Denizlere sözümüz sosyalist bir Dünya, “68 ruhuna geri sar” dövizleri taşındı. Sık sık “Faşizme ölüm, halklara özgürlük”, “Deniz, Yusuf, Hüseyin sürüyor sürüyor mücadelemiz” sloganlarının atıldığı açıklamada kentteki siyasi parti ve STK temsilcilerinin yanı sıra çok sayıda yurttaş katıldı.
Açıklamayı yapan İzmir Barosu Başkanı Sefa Yılmaz, Deniz’in Yusuf’un, Hüseyin’in isminin hala yaşadığını ifade ederek, “Egemenler, o gencecik insanları asan faşistler bilmiyor ki, aslında halkımız kendisi için savaşan, dövüşen, bedel ödeyen insanları unutmuyor. Sinan Cemgiller Nurhak’ta öldürüldüğünde naaşlarının başında ilk ağıt yakanlar Adıyaman’ın köylü kadınlarıydı. Hala yüzbinlerce insanın ismi Deniz, Ulaş, Mahir… Hala her mitingde, her eylemde resimleri taşınanlar onlar… Asarak, katlederek yok edebileceğini sanan egemenlerin isimlerini ise hatırlayan bile yok. Denizler bir hukuk faciası ile idam edildiler. Ne ceza hukuku ne de usulü hiçbir şekilde dikkate alınmadan, cezayı eyleme uydurmaya çalışarak Denizleri katlettiler. Verilen kararın ne hukuki bir yanı vardır ne de vicdani… Zaten idamlar halkın gönlünde yok hükmünde olduğundan bugün yine, ellerimizde onların fotoğrafları, dilimizde onların isimleriyle buradayız. İdamlar hiçbir zaman meşru olmadı, hukuki olmadı. Öldürdüler ancak yok edemediler. Onların son sözlerinde söylediği gibi; yaşasın halkların kardeşliği, kahrolsun faşizm” şeklinde konuştu.
Açıklamanın ardından kitle, Türkan Saylan Kültür Merkezi önünden Gündoğdu Meydanı’na yürüyerek denize karanfil bıraktı.
ESKİŞEHİR
Emek Gençliği, Sol Genç ve TİP’li Öğrenciler, Köprübaşı’nda toplanarak Ulus Anıtı’na yürüdü. “Yaşasın hakların kardeşliği”, “Gençlik gelecek, gelecek Sosyalizm” ve “Eşit, özgür, anadilde eğitim” sloganı atarak yürüyen kitle, Ulus Anıtı’nda açıklama yaptı. Kitle adına konuşan Berivan Özkara, iktidarın “yerlilik ve millilik” söylemlerinin arkasına sığındığının altını çizerek şunları söyledi: “Sermaye sınıfının daha da güçlenmesi için iktidarın çizdiği rota bu bağımlılık ilişkilerine tam gaz devam etmek! Ortadoğu’da savaştan pay kapmak, dünyanın en büyük savaş örgütü NATO’ya daha fazla bağlanmak, ABD ve İsrail’in arkasına hizalanmak bu rotanın güncel parçaları. Halkın üzerinde baskı ve saldırıların artırılması, faşist devlet örgütlenmesinin yollarının döşenmesi, bu rotanın gerçekleşebilmesinin önündeki engelleri kaldırmak üzere gerçekleştiriliyor. Devlet denetleme kurumunun yetkilendirilmesi, başta gençlere olmak üzere gözaltı ve tutuklama furyası, üniversitelerdeki baskı ve saldırılar, kayyum politikaları, seçme-seçilme hakkının gaspı vb. politikalar meşruiyetini kaybetmiş saray iktidarının baskı ve zorla iktidarını devam ettirme çırpınışlarıdır.”