HABER MERKEZİ - Abdullah Öcalan'ın "Kürdistan sömürgedir" tespitiyle tarih sahnesine çıkan "Apocular", 1978'de PKK'yi kurdu. PKK'nin kuruluşu yeni bir dönemin başlangıcı oldu ve yarım asrı aşkın bir geleceğe yön verdi.
Cumhuriyetin ilanının ardından Kürtler başta olmak üzere farklı halklar ve inançlara dönük tekçi politikalar derinleştirildi. Cumhuriyet 101'nci yılını geride bırakırken, tekçi politikaların yarattığı çatışmalar ve sorunlar hiç son bulmadı. Her direniş ve isyan kanla bastırıldı, "tehlike" olarak görülen devrimci örgüt ve yapılar her dönem iktidarların hedefinde oldu.
Cumhuriyet tarihi boyunca öne çıkan sorunların başında Kürt sorunu geldi. Kürtlere dönük imha ve inkar politikaları hiç değişmedi. "Kürt anasını görmesin" politikalarına karşı direniş de kesintisiz bir şekilde devam etti. Koçgirî, Şêx Seîd, Agirî, Zîlan, Dêrsim; bu direnişlerden ve isyanlardan sadece birkaçı. Bu isyanların son halkası da Kürdistan İşçi Partisi, yani bir diğer adıyla PKK oldu.
Abdullah Öcalan'ın 1973 Newrozu’nda Ankara’nın Çubuk Barajı'nda yaptığı 6 kişilik toplantıyla PKK'nin temellerini attı. Öcalan ve arkadaşları, 27 Kasım 1978'e Amed'in Licê ilçesinin Fis köyünde ise PKK'yi kurdu.
PKK, dönemin hükümet yetkilileri tarafından "3-5 çapulcu, şaki, eşkiya" olarak nitelendirildi. İlk olarak 6 saat ömür biçildi, sonrasında bu saat 72'ye, ardından 1 haftaya çıktı. Ancak 6 saat ömür biçilen PKK, 47 yıldır varlığını sürdürüyor.
PKK, 47 yıllık süreçte milyonlarca sempatizan topladı. Yaşanan çatışmalarda binlerce üyesini kaybetmesine rağmen her geçen gün daha da büyüdü. Etkisi ise Türkiye ve Kürdistan ile sınırlı kalmadı, tüm dünyaya yayıldı.
Kürt sorununun çözümüne dair tarihi günlerin yaşandığı bugünlerde PKK'den önemli bir açıklama geldi.
Abdullah Öcalan, 27 Şubat'ta yaptığı "Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı" ile PKK'nin kongresini toplamasını istedi. PKK, bunun üzerine 1 Mart'ta ateşkes ilan etti. PKK, 9 Mayıs'ta 12. Kongresi'ni topladığını, 12 Mayıs'ta ise kongrede alınan tarihi kararları açıkladı.
PKK 12. Kongre sonuç bildirgesinde "Çalışmaları sonlandırdık" denildi. Açıklamada, kongrenin hayatını kaybeden PKK'nin öncü kadrolarından Ali Haydar Kaytan ve Rıza Altun'a atfedildiği belirtildi.
Kaytan'ın 3 Temmuz 2018, Rıza Altun'un ise 25 Eylül 2019 tarihinde hayatını kaybettiği belirtildi.
PKK'ye ve kurucusu Öcalan'ın yaşamına dair merak edilenleri 3 haber dizisinde topladık. Dosyamızın ilk bölümünde Öcalan'ın hayatı ve PKK'nin kuruluş sürecine dair kronolojik gelişmeleri aktaracağız;
ÖCALAN'IN HAYATI
Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan, 4 Nisan 1949 tarihinde Riha'nın Xelfetî (Halfeti) ilçesine bağlı Amara kırsal mahallesinde doğdu. Annesinin ismi Üveyş, babasının ismi Ömer’dir. 4'ü kız toplam 7 çocuklu ailenin 4'üncü çocuğu olarak dünyaya geldi. Çocukluğu Amara'da geçti. İlkokulu 1957-1962 yılları arasında Xelfetî'nin Cibin kırsal mahallesinde okudu. Ortaokulu 1962-65 yılları arasında Nizip’te, liseyi ise 1965-1969 yılları arasında Ankara Tapu Kadastro Meslek Lisesi’nde okudu. Köy ortamında dini ağırlıklı bir toplumsal kültür edinirken, soyalist fikirlerle Ankara Tapu Kadastro Meslek Lisesi’nde öğrenci iken tanıştı.
Öcalan, Riha ve Ankara'nın ardından 1969 yılının yaz aylarında Amed'e geldi ve 1970 yılının güz ayına kadar burada tapu kadastro memurluğu yaptı. Amed'deki süreç Öcalan için dönüm noktalarından birisi oldu. Kürtlerin özgürlüğüne dair fikirlerle burada tanıştı.
Amed'in ardından İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ni kazandı ve 1 yıl okudu. Devrimci Doğu Kültür Ocakları'na (DDKO) üye oldu ve faaliyetlerine katıldı. Türkiye Halk Kurtuluş Parti/Cephesi (THKPC) önderlerinden Mahir Çayan ve arkadaşlarından etkilendi.
Abdullah Öcalan, 14 Ekim 2013 tarihinde İmralı Cezaevi'nde yaptığı görüşmede Çayan'a olan sempatizanlığını şu sözlerle anlattı: "Mahir kendi kaderlerini özgürce tayin hakkını savunurdu. Onun bana verdiği ivme ile mücadeleye başladım. 40 yıldır onun çizgisindeyim ve bugüne geldim. Ben bu emaneti Mahir Çayan’dan aldım, onlara devrediyorum."
12 Mart 1971'de yaşanan askeri darbenin ardından Genelkurmay Başkanlığı tarafından muhtıra verildi ve Süleyman Demirel hükümeti düşürüldü. CHP Milletvekili Nihat Erim başbakanlığında teknokratlardan oluşan özel bir hükümet kuruldu. Kurulan hükümet, sosyalist, demokrat ve özgürlükçü güçlere dönük “Balyoz Harekatı" adı altında bir programa girişti.
Darbenin yaşandığı süreçte Öcalan da İstanbul’da öğrenciydi. Öcalan, gerekli not ortalamasına ulaşarak yatay geçiş hakkını kullandı ve Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’ne geçiş yaptı. Böylece 2 yıl aradan sonra yeniden Ankara'ya geçti.
O dönem Türkiye Halk Kurtuluş Ordusu'nun (THKO) öncüleri olan ve daha sonra "Üç Fidan" olarak simgeleşen Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan'ın idam edilmeleri gündemdeydi. Çayan ve 9 arkadaşı, Gezmiş ve arkadaşlarının idam edilmesini önlemek üzere müzakere yürütmek amacıyla 3 yabancı teknisyeni alıkoydu. Çayan ve arkadaşları, 30 Mart 1972 tarihinde Tokat-Niksar’a bağlı Kızıldere köyünde katledildi. Ertuğrul Kürkçü ise kurtuldu ve yakalandı.
7 Nisan 1972'de Kızıldere'de yaşanan katliama karşı siyasal bilgiler fakültesinde boykot yapıldı ve bildiri dağıtıldı. Öcalan da yapılan eyleme öncülük eden isimlerden oldu. Öcalan eylem sırasında yakalandı ve tutuklanarak Mamak Cezaevi'ne konuldu. Öcalan cezaevindeyken 6 Mayıs 1972'de "Üç Fidan" Ankara'da idam edildi.
Öcalan, yaklaşık 7 ay cezaevinde kaldıktan sonra 24 Ekim 1972'de "delil yetersizliği" gerekçesiyle tahliye edildi. Cezaevinden çıkarken Sadri adlı Karadenizli bir arkadaşının tavsiyesi ve adres vermesi üzerine Haki Karer ve Kemal Pir’in kaldığı Emek-Bahçelievler arasındaki öğrenci evine gitti.
Öcalan, bu evde yaklaşık 2 yıl kaldı ve çalıştı. Sonrasında da bir daha hiç ayrılmadılar.
Kemal Pir, Öcalan'ın eve gelişini daha sonra şu sözlerle anlatacaktı: "İlk gün geldi, misafir olarak kalma talebinde bulundu, ikinci günden itibaren ev sahibi haline gelerek bize talimat vermeye başladı."
Öcalan da Kemal Pir için “Benim gizli ruhum gibiydi" diyecek, Pir ve Karer ile kurduğu yoldaşlığı, "Biz eskiden yoldaşlarla o kadar uzun uzadıya oturup tartışmazdık, birbirimizin gözüne baktık mı ne söylemek istediğimizi anlar ve o temelde göreve giderdik" şeklinde anlatacaktı.
Partiya Karkerên Kurdistan-Kürdistan İşçi Partisi (PKK), bu süreci "Birinci Önderliksel Doğuş" olarak değerlendiriyor. Öcalan, "Kürdistan sömürgedir" tespitini de ilk olarak bu dönemde Haki Karar'e açıkladı.
1973: ÇUBUK BARAJI'NDAKİ TOPLANTI
Öcalan, günümüzde "29. Kürt İsyanı" olarak nitelendirilen PKK'nin temellerini ise 1973 yılında attı. Öcalan, 1973 Newrozu sürecinde Ankara’nın Çubuk Barajı'nda yaptığı toplantı ile PKK temellerini attı. Toplantıda, Öcalan'ın yanı sıra Ali Haydar Kaytan, Dêrsimli Musa Erdoğan, Curnê Reşli (Riha/Hilvan) Mustafa Aksakal, Elezîzli Halil Aslan ve Gimgimli (Mûş/Varto) İsmail Bingöl yer aldı.
Öcalan, "Kürdistan sömürgedir" tezini bu toplantıda da dile getirerek, ilk grup çalışmasını başlattı. Aynı yıl içerisinde "Kürdistanî" bir grup olarak yüksek öğrenim gençliği içinde propaganda çalışması yürütüldü. Ali Haydar Kaytan dışındakiler daha sonra gruptan tek tek koptu.
18 MAYIS 1973
Dêrsim’de yaralı olarak yakalanan Türkiye Komünist Partisi Marksist-Leninist (TKP-ML) önderi İbrahim Kaypakkaya, Amed'de işkence ile katledildi. Öcalan, bu süreçte Ankara’da grup örgütleme çalışması yürütüyordu.
OCAK-NİSAN 1974
14 Ekim 1973 seçiminde birinci parti olan CHP, Necmettin Erbakan önderliğindeki MSP ile koalisyon hükümeti kurarak, 12 Mart askeri darbesinin tutukladığı siyasi tutsaklar için genel af çıkardı. Çok sayıda devrimci kadro ve örgüt yöneticisi de böylece tahliye edildi. Bu durum, devrimci örgütlerin yeniden canlanmasını sağladı.
Yürütülen tartışmalar ve gerçekleştirilen konferans düzeyindeki toplantı sonucunda 8 Nisan 1974 tarihinde ortak bir programa ve yönetmenliğe ulaşıldı. Ortak bir yönetim belirlendi. Resmi olarak 1974 yılı başında Türkiye Sosyalist İşçi Partisi (TSİP) gençliği tarafından kurulmuş olan Ankara Demokratik Yüksek Öğrenim Derneği (ADYÖD)’nde çalışmaları yürütme esas alındı.
Öcalan söz konusu çalışmalara öncülük etti. Haki Karer de dernek yönetiminde yer aldı.
1 EKİM 1974
ADYÖD çalışmalarında yer alan devrimciler, Ankara'da üniversitelerin açılmasıyla birlikte 10 binden fazla bildiri dağıttı. Bildiri dağıtan devrimci gençlerle ile ırkçı gruplar arasında çatışmalar patlak verdi. Öcalan, üniversite açılışında kendisine düşen görevi "başarıyla" yerine getirirken, diğer dernek yöneticileri özeleştiri verdi.
4 ARALIK 1974
Dönemin hükümetinin kararıyla ADYÖD'e polis baskını düzenlendi ve dernek kapatıldı. Dernekte bulunan 162 genç, 3 gün emniyette gözaltında tutulduktan sonra tutuklanıp bir hafta süreyle Mamak Cezaevine kondu. Tutuklananlar arasında Öcalan ile Ali Haydar Kaytan da bulunuyordu.
10 OCAK 1975
Kapatılan ADYÖD’ün yerine Ankara Yüksek Öğrenim Derneği (AYÖD) kuruldu. AYÖD yönetiminde delege çokluğuna dayanarak sadece “Devrimci Yol Dergisi” grubu yer aldı. Öcalan, bu durumu eleştirerek, dernek çalışmalarına katılmadı ve 1975 yılı boyunca Ankara yüksek öğrenim gençliği içinde kendi grup çalışmalarını yürüttü.
Teorik araştırma, eğitim, toplantı ve propaganda temelinde yürütülen bu çalışmalar sonrası yeni bir grup ortaya çıktı. Bu grup kendisini "Kürdistan Devrimcileri" olarak adlandırdı. Diğer örgütler ise, bu grubu "Apocular" olarak adlandırdı.
Grup, aynı zamanda PKK’nin ilk ideolojik grup halini oluşturdu.
6 MART 1975
İran ve Irak, ABD’nin de onayıyla Cezayir’de aralarındaki savaşı sona erdiren bir anlaşma yaptı. Irak yönetiminin verdiği tavizler karşılığında İran devleti de KDP’ye verdiği desteği kesti. Bunun üzerine Mustafa Barzani yönetimi İran’a çekildi. Celal Talabani ve arkadaşları ise YNK’yi kurdu. Ancak Federe Kürdistan Bölgesi'nde kalamayan YNK, 1976-77 sürecinde Botan bölgesi üzerinden Suriye’ye geçmeye çalıştı.
Bu süreçte Öcalan'ın grup örgütleme çalışmaları aralıksız bir şekilde devam ediyordu. Öcalan, Federe Kürdistan Bölgesi'ndeki durumuna karşı da 1975 yılı boyunca Kürdistan'daki bütün örgüt ve grupların yönetimleriyle görüşmeler yaparak, "Ortak bir cephe temelinde örgütlenme ve çalışma" önerisinde bulundu. Ancak bu öneri bütün örgüt ve gruplar tarafından reddedildi.
"Apocu" grup, bunun üzerine "partileştirme" amacıyla "ülkeye dönüş" sürecini geliştirdi.
OCAK 1976
Öcalan, Ankara Dikmen’de Sêwereglî (Siverek) öğrencilerin kaldığı bir evde yıl sonu çalışmaları değerlendirme toplantısı yaptı. Toplantıya 20 civarında kişi katıldı. Bu toplantıda "Ankara’daki çalışmaların sonuç verdiği" değerlendirmesi yapıldı ve "Devrimci birikimin Kürdistan’a taşırılması" kararı alındı.
Haki Karer ve Kamer Özkan da Öcalan’ın yardımcıları olarak görevlendirildi. Böylece "Apocu" grup 3 kişiden oluşan bir birim tarafından koordine edilecekti.
18 MAYIS 1976
Hacettepe Üniversitesi'nde öğrenci olan grubun sempatizanı Fevzi Aslansoy, üniversite yakınlarında faşist bir grubun saldırısı sonucu hayatını kaybetti. Aslansoy'un cenazesi Öcalan tarafından memleketi olan Pirsûs'a (Suruç) götürüldü ve 10 bin kişinin katıldığı büyük bir cenaze töreni yapıldı. Törende ilk kez “Kahrolsun sömürgecilik” ve “Yaşasın bağımsızlık” sloganları atıldı.
Törene katılanlar ile askerler arasında çatışma yaşandı. Bu cenaze töreni Öcalan etrafında bir araya gelen grubun Kürdistan’daki ilk kitle eylemi oldu. Eylem, çevrede yoğun propaganda etkisi yaptı. Mehmet Hayri Durmuş, Kemal Pir ve Mustafa Gezgör'ün de aralarında olduğu 40 kişi tutuklanarak Diyarbakır Cezaevi'ne konuldu.
Tutuklanan isimler, cezaevini de propaganda alanına haline getirdi.
3 TEMMUZ 1976
Ankara’nın Tuzluçayır semtinde guruba katılan Ali Doğan Yıldırım, bir kaza sonucu yaşamını yitirdi. Cenazesi Dêrsim'e götürüldü. Yıldırım, gurubun "ilk şehidi" olarak kabul edildi.
31 ARALIK 1976 - 1 OCAK 1977
"Pilot" Necati Kaya’nın Ankara Dikimevi semtindeki evinde "yıl sonu faaliyet değerlendirme toplantısı" yapıldı. Öcalan, toplantıyı bizzat yönetti.
7 MART 1977
Dêrsim’de "Apocu" gruba katılan orta öğrenim öğrencisi Aydın Gül, “Halkın Kurtuluşu” adlı grubun üyelerinin saldırısı üzerine hayatını kaybetti.
MART-MAYIS 1977
Öcalan, 12 Mart'ta Ankara Mimar ve Mühendisler Birliği’nden başlayarak Kürdistan’ın birçok kentinde "kadro toplantılarına" başladı. Elezîz, Dêrsim, Çewlîg, Amed, Riha, Dîlok ve Serhat bölgesinin birçok kentinde toplantılar alındı. Her toplantıya 50-80 arasında kişi katıldı. Öcalan, en son Mayıs ayının ilk haftasında Dîlok'ta büyük bir toplantı yaptıktan sonra Ankara’ya döndü.
1 MAYIS 1977
İstanbul Taksim’de Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu'nun (DİSK) düzenlediği kutlamalara dönük saldırıda 34 kişi katledildi, yüzlerce kişi de yaralandı. Bu katliamı düzenleyen kişiler arasında, daha sonra Haki Karer'i öldüren Alaattin Kapan’ın da bulunduğu ortaya çıktı.
18 MAYIS 1977
Ordu’nun Ulubey ilçesinde doğan ve Öcalan’ın “Benim gizli ruhum gibiydi” dediği Karer, Dîlok'ta “Stêrka Sor” adlı grubun planlı saldırısında hayatını kaybetti. Haziran başında Mustafa Karasu’nun Tuzluçayır’da kaldığı ev polis tarafından basıldı. Kemal Pir, 3 Haziran'da Ankara’da silahla yakalandı.
"Apocu" grup, gelişmeler üzerine çalışmalarını "öz savunma" temelinde yürütmeyi kararlaştırdı. Öcalan, Karer'e dönük saldırıyı “Başımızdan kaynar sular dökülmüş gibi hissettik” şeklinde değerlendirecekti. Öcalan, Karer’in hedef alınmasının ardından partileşme sürecini başlattı. 1-11 Eylül arasında Öcalan, Dîlok'un Hoşgör Mahallesi'nde “Program Taslağını” yazdı.
21-22 KASIM 1977
Amed’te "Program Taslağının" ve örgütlenme sorunlarının tartışıldığı bir toplantı yapıldı. 20 civarında kişi toplantıya katıldı. Öcalan, örgütlenme çalışmalarının "partileşme" yönünde geliştirilmesi gerktiğini kaydetti. Şahin Dönmez ise, gençlik örgütlülüğü düzeyinde çalışmaların sürdürülmesini savundu. Mazlum Doğan ve diğer bazı isimler de Öcalan'ın görüşünü destekledi.
NİSAN 1978
Elezîz'de benzer bir toplantı yapıldı. Bu toplantıda "partileşme" çalışmaları öne çıktı. Partinin yayın organı olarak “Serxwebûn” dergisinin illegal bir biçimde çıkartılması amacıyla bir “Yayın Kurulu” görevlendirildi. Serxwebûn’un ilk sayısı Ekim ayı başında çıkartıldı. İlk sayıda "Kürdistan Devriminin Yolu Manifestosu" yayınlandı.
15-22 MAYIS 1978
Söz konusu tarihlerde Karer'in anısına “Eylem Haftası” ilan edildi. Öcalan, “Haki Karer’in Anısına” başlıklı broşürü kaleme aldı ve bu broşür redakte edilip genişletilerek tüm örgüt yapısına dağıtıldı. Serhat bölgesinden İstanbul’a kadar her alanda afişler asıldı, pullamalar yapıldı, bildiriler dağıtıldı. Çalışmalarda yer alanlar bazı yerlerde polisin bazı yerlerde ırkçı grupların saldırısına maruz kaldı.
19 MAYIS 1978
Curnê Reş ilçesinde afişleme yapan gruba yönelik "Süleymanlar" adlı grubun saldırısı gerçekleşti. Curnê Reş'teki gençlik çalışmalarının öncülüğünü yapan Halil Çavgun, söz konusu saldırıda hayatını kaybetti. MHP'nin kenti ele geçirme hedefine karşı Curnê Reş'te "Apocu" grubun 6 ay devam eden eylemleri başladı. Eylemler, 27 Kasım'da "Süleymanlar" grubunun teslim olmasıyla sonlandı.
24 MAYIS 1978
Öcalan, Kesire Yıldırım ile resmi nikah kıyarak, evlendi. Öcalan, söz konusu ilişkiyi "duygusallık yanında ilk katılan bir kadına güç verme, Kuzey-Güney birliği, Alevi-Sünnî toplumlar ilişkisi" gibi anlamlarla ifade etti. Başlangıçta Kesire Yıldırım ve ailesi karşı olsa da daha sonra ilişkiden yana tutum takındılar.
TEMMUZ 1978
Öcalan, Amed'in Şehitlik semtindeki bir evde “Kürdistan Devriminin Yolu” başlıklı manifestoyu yazdı. Söz konusu manifestoda “Ajanlaşmış yapı, kurum ve kişilere karşı devrimci şiddet temelinde mücadele" öne çıktı.
11 AĞUSTOS 1978
Kemal Pir, Mereş'in Bazarcix (Pazarcık) ilçesinin Narlı beldesinde yakalanarak tutuklandı.
26-27 KASIM 1978
Amed’in Licê ilçesine bağlı Fis kırsal mahallesinde PKK'nin kuruluş kongresi yapıldı. Kongreye, davet edilen 25 delegeden 22’si katıldı. Mehmet Karasungur’un başında olduğu Hilvan delegasyonu, "çalışmalardan" kaynaklı kongreye katılmadı. Kongrede 2 kadın delege yer aldı. Kongrede Öcalan’ın yazdığı program, tüzük ve manifesto kabul edildi. Süreci ve gündemdeki konular değerlendirildi.
Öcalan, Genel Sekreter; Mehmet Karasungur ve Şahin Dönmez ise yardımcıları olarak seçildi. Merkez Yürütme Kurulu da belirlendi. Tüzükçe belirlenen 7 kişilik Merkez Komite’nin 4 üyesi, seçme yetki ve görevini Öcalan’a verdi.
Kongreye katılan isimler şunlar oldu: Abdullah Öcalan, Mazlum Doğan, Mehmet Hayri Durmuş, Sakine Cansız, Seyfettin Zoğurlu, Ali Haydar Kaytan, Cemil Bayık, Duran Kalkan, Abdullah Kumral, Kesire Yıldırım, Hüseyin Topgüder, Mehmet Cahit Şener, Baki Karer, Resul Altınok, Ali Çetiner, Ferzende Tağaç, Suphi Karakuş, Şahin Dönmez, Mehmet Turan, Ali Gündüz, Faruk Özdemir ve Abbas Göktaş.
Yarın: PKK'nin ilk silahlı eyleminden komploya kadarki süreç
MA / Azad Altay