Peköz: Devletin 'söylerim ama yapmam' tutumu güveni zedeler

img
ANKARA - Yeni sürece dair gelişmeleri değerlendiren Dr. Mustafa Peköz, "Söylerim ama yapmam' tutumu devlete olan güveni daha da zedeleyecektir. Sürecin ilerleyebilmesi için devletin sorunların çözümüne yönelik adım atması şarttır" dedi. 
 
Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın 27 Şubat’taki tarihi çağrısından sonra 12. Kongresi’ni toplayan PKK, çalışmalara son verdiğini duyurdu. Bu karar, Türkiye ve dünyada geniş yankı uyandırdı. Dr. Mustafa Peköz, Kürt sorunun çözümü noktasındaki tartışmalara dair Mezopotamya Ajansı'nın (MA) sorularını yanıtladı. 
 
Peköz, PKK'nin Öcalan’ın çağrısıyla 40 yıllık silahlı mücadeleyi sonlandırarak demokratik siyasete odaklanma kararının stratejik bir dönüşüm olduğunu kaydederek, bu dönüşümün Ortadoğu’daki değişen dengeler ve küresel stratejilerle uyumlu olduğunu söyledi. 
 
Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın 27 Şubat tarihinde yaptığı "Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı” ve sonrasında PKK'nin çalışmalarını sonlandırma kararını Kürt sorunun çözümü noktasında nasıl değerlendiriyorsunuz?
 
Kürt politik hareketi, belki de en zor olanı yaptı. Öcalan’ın talebine uyarak sürecin çözümüne ilişkin beklenen sorumluluklarını yerine getirdi. Kürt Politik Hareketi, sorunun çözümü için attığı stratejik adımlarla bu meseleye ne kadar ciddi yaklaştığını ve demokratik siyaset içerisindeki çözüme ne kadar yatkın olduğunu ortaya koydu. Ortadoğu coğrafyasında yaklaşık 40 yıldır yürüttüğü silahlı mücadeleyi bitirme kararı alması, uluslararası ve bölgesel gelişmelerden bağımsız değildir. Bölgede ortaya çıkan denklem ve küresel güçlerin oluşturduğu yeni stratejide Kürt Politik Hareketi’nin nasıl konumlanacağına dair belirlenen politikalar, Irak ve Suriye’de somut bir biçim almıştır. Yakın gelecekte İran için belirlenen strateji içerisinde Kürtlerin ve Belucilerin, Irak ve Suriye’dekine benzer bir pozisyon alacağı görülüyor. Öcalan, bölgedeki uzun vadeli stratejik değişimleri çok iyi okudu ve “silahların bırakılması” talebini gündeme getirdi. PKK de, Öcalan’ın stratejik değişiminin politik arka planında ne dediğini çok iyi anladı ve silahlı mücadeleyi bırakarak politik mücadelede yeni bir strateji belirledi. PKK’nin kurucu lideri Öcalan, Ortadoğu’da oluşan konsept içerisinde Kürt sorununun çözümüne yönelik oluşturduğu çerçeve, uluslararası denklemin müdahalesi olmadan Türkiye’nin iç dinamikleriyle çözülebileceği perspektifine dayanmaktadır. PKK, konudaki kararlılığını ve çözüm iradesini göstermek amacıyla Öcalan’ın 27 Şubat 2025’te kamuoyuna yansıyan talebine bağlı olarak 5-7 Mayıs tarihleri arasında topladığı kongrede, hem silahları bırakma hem de örgütsel varlığını sonlandırma kararı aldı. Hiç şüphesiz ki bu değişim ve dönüşüm, sıradan ve basit bir karar olmayıp, başta Kürtler olmak üzere Türkiye’de yaşayan tüm toplumsal dinamiklerin yeniden konumlanmasını sağlayacak stratejik bir adımdır.
 
Bir değer önemli konu ise PKK kongresinde bütün yetkiyi Abdullah Öcalan’a verdi. Bu durumu nasıl yorumluyorsunuz?
 
 
PKK’nin kurucu lideri Öcalan, Ortadoğu’da oluşan konsept içerisinde Kürt sorununun çözümüne yönelik oluşturduğu çerçeve, uluslararası denklemin müdahalesi olmadan Türkiye’nin iç dinamikleriyle çözülebileceği perspektifine dayanmaktadır.
 
PKK kongresi, sorunun çözümüne yönelik pratik adımların hızlandırılması ve sürecin tek elden yürütülmesi için karar alma dâhil tüm yetkileri Öcalan’a verdi. Böylece PKK, Öcalan üzerinden Kürt sorununun Türkiye’nin iç politik dinamikleri içerisinde çözülmesine dair irade beyanını ortaya koyduğu gibi, aynı zamanda Öcalan’ın politik liderlik rolünün devam ettiğini ve karar alma gücünü koruduğunu ortaya koydu. Öcalan’ın tecritte olduğu ve örgüt üzerinden bir ağırlığının olmadığına dair zaman zaman spekülasyonlar yapılırdı. PKK Kongresi bu tür politik dedikoduları da sonlandırdı. PKK tarihinin en zorlu kararını alarak beklenilen bütün sorumluluklarını yerine getirdi. İRA/İngiltere, Bask/İspanya, Güney Ulusal Kongre/ Güney Afrika Rejimi, FARC/Kolombiya barış ve çözüm süreçlerine bakıldığında silahların bırakılması en son konuşulup karara bağlanmıştır. 2015 “çözüm süreci”nde PKK/Ankara görüşmesinde de böyle oldu. Ancak bu kez tersten oldu. PKK önce silah bırakma kararını aldı. Bunun öyle kolay olmadığının bilinmesi gerekir. Bu nedenle PKK, Öcalan’ın talebine uyarak en ileri düzeyde karar aldı ve sürecin önünü açtı. Bundan sonra kimse PKK’yi ve Öcalan’ı suçlayamaz. Özellikle uluslararası ilişkilerde PKK önemli bir pozisyon elde etti.
 
Devletin atacağı adımlar konuşuluyor. Devletin atması gereken adımlar konusunda neler söylenebilir?
 
Kamuoyuna yapılan açıklamalar, Öcalan’ın sık sık satır aralarında verdiği mesajları yorumladığımda; devletin çok somut adım atması gerekiyor. Hatta Öcalan ile devlet arasında yapılan görüşmelerde birçok konunun somutlaştığı belirtiliyor. Kamuoyuna yapılan açıklamalar ve değerlendirmeleri dikkate aldığımda devletin atacağı adımları üç aşamada sıralayabiliriz;
 
Birinci aşama; doğrudan iktidarın yetkisinde olan ve herhangi bir hukuki düzenlemeye dayanmayan adımların atılması.
 
*Hasta tutukluların serbest bırakılması,
 
*İnfaz süresi dolan tutukluların tahliye edilmesi,
 
*Anayasa Mahkemesi ve AİHM kararlarının uygulanması,
 
*Belediye kayyumlarının görevden alınması ve belediye başkanlarının görevlerine iade edilmesi,
 
*Kobanê davasıyla ilgili somut adımların atılması.
 
Birinci aşamanın en olumlu gelişmesi, Öcalan’ın yaşam koşullarında belirgin bir iyileşme yapıldığına ve istediği sekretaryanın oluşturulduğuna dair iddialardır.
 
İkinci aşama; parlamentoda bazı yasa değişikliklerinin yapılmasını ve bir çözüm komisyonunun kurulmasını içermektedir.
 
*Türk Ceza Kanunu’nda (TCK) 314 ve 220. maddelerde değişiklik yapılması,
 
*Terörle Mücadele Kanunu’nun 7/2. maddesinde düzenlemeler yapılması,
 
*Ceza İnfaz Kanunu’nda reformlar gerçekleştirilmesi.
 
Mevzuata dair değişikliklerin hızla Meclis’e getirilmesi son derece önemlidir. Bu değişiklikler doğrultusunda, PKK’nin üst düzey kadrolarının geleceği ve fiziksel olarak nerede konumlanacağı gibi önemli meseleler de ele alınacaktır.
 
Üçüncü aşama; güçlü, demokratik ve sivil bir anayasanın hazırlanması sürecini ve bunun için yapılacak hazırlıkları içeriyor. Öcalan’ın İmralı Heyeti ile kamuoyuna gönderdiği mesaj da yeni bir “Sözleşme” vurgusunu yapıyor. Bu sözleşmeden kast ettiği esasen yeni bir anayasanın yapılmasıdır. Öcalan özellikle yeni bir anayasanın bir anda olmayacağını biliyor. Ancak sürecin hızlandırılması için de hem parlamentonun devreye girmesi hem de toplumun bu sürece hazırlanması gerektiğini vurguluyor.
 
Gelinen aşamada PKK’den beklenilenler yerine getirildi. Şunu sormak istiyoruz; bu süreçten sonra devlet ‘ben adım atmam’ diyebilir mi?
 
Bu süreçlerin sağlıklı yürütülebilmesi ve olumlu sonuç alınabilmesi için hem PKK hem de devlet tarafından karşılıklı adımların atılması gerekir. Öcalan ise Kürt sorununun demokratik çözümü için kararlarını aldı ve kamuoyu ile paylaştı ve kongresini toplayarak bu kararı resmileştirmiştir. Bundan sonra devletin somut adımlar atması gerekiyor. Devlet ciddiyeti bunu gerektirir. 'Söylerim ama yapmam' tutumu, devlete olan güveni daha da fazla zedeleyecektir. Sürecin doğal akışında ilerleyebilmesi için devletin en azından birinci aşamadaki sorunların çözümüne yönelik somut adımlar atması şarttır. Yani devlet 'Öcalan’a ve PKK karar aldırttım. Kandırma işini başarıyla yaptım' derse kendisini kandırmış olur. Ortadoğu’daki gelişmeleri doğru okuyanlar Öcalan’ın ve PKK’nin kandırılamayacağını görür. Devlet süreci doğru okuyarak adım atmak zorunda. 
 
MHP’nin süreci sahiplendiği, DEM Parti’nin süreci örgütlediği, CHP’nin ise engel olmayacağını ve parlamentoda destek vereceğini belirttiği bir ortamda, AKP’nin sürece dair belirsiz veya kararsız tutumu da çokça eleştiriliyor. Bu durumu nasıl okuyorsunuz? 
 
 
PKK’nin silah bırakma ve kendini feshetme kararına karşılık Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş’un, “Demokratik adımların atılması için PKK’nin silahları teslim etmesi gerekir” şeklindeki açıklaması, aslında çözümsüzlüğü dayatmaktadır.
 
AKP’nin doğrudan iktidar gücü olması nedeniyle daha temkinli hareket ettiği anlaşılıyor. Örneğin ordu içerisinde ciddi bir direncin olduğu belirtiliyor. Bu nedenle AKP’de hissedilen bir kararsızlık var. Örneğin sorunun parlamentoya taşınması için tarafların benimsediği komisyon önerisi, DEM Parti, MHP ve en son CHP tarafından kabul edildi. Komisyonun biçimi ve teknik bileşimi üzerine farklı öneriler olsa da, komisyon kurulması fikrinde genel bir uzlaşı sağlanmıştır. Ancak AKP’nin henüz bir açıklama yapmaması dikkat çekicidir. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin önerisine AKP’nin net bir cevap vermemesi, hem iktidar içinde hem de devlet içerisindeki bazı güçlerin sürece dair olumsuz yaklaşımlarını yansıtmaktadır. PKK’nin silahları bırakma kararından sonra iktidarın, sorunun demokratik siyaset perspektifiyle parlamentoda çözülebilmesi için net bir kararlılık göstermediği, sürekli yeni gerekçelerle süreci sekteye uğrattığına dair bir algı oluşmaya başlamıştır.
 
Örneğin, PKK’nin silah bırakma ve kendini feshetme kararına karşılık Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş’un, “Demokratik adımların atılması için PKK’nin silahları teslim etmesi gerekir” şeklindeki açıklaması, aslında çözümsüzlüğü dayatmaktadır. Bir örgüt silahlı mücadeleyi bıraktıysa doğal olarak silahlarını da teslim etmesi beklenir. Ancak devlet, hiçbir hukuki ve siyasi adım atmadan bu şartı öne sürerek çözüm sürecini tıkamaktadır. AKP ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, MHP ve Bahçeli gibi güven verici ve net adımlar atarak karar alması, bunu kamuoyuna açıklaması ve iktidar olduğu için uygulamaya koyması gerekir.
 
AKP’nin bu süreci anayasa değişikliği için bir pazarlık olarak kullanmak istediğine dair görüşler de var. Böyle bir durumdan bahsedebilir miyiz?
 
Öncelikli her politik çevre bu süreci kendisi için bir politik çıkara dönüştürmek isteyebilir. Politik fayda elde etmek isteyebilir. Örneğin Anayasa’nın 101. maddesine göre “bir kişi en fazla iki kez cumhurbaşkanı seçilir” diyor. AKP Anayasa’nın 101. maddesini değiştirmek isteyebilir. Bunun için dolaylı bir pazarlığa girişmek isteyebilir. Ancak anayasada niteliksel değişikliklerin yapılması, anti-demokratik içerikli bütün maddelerin kaldırılması, Kürtler başta olmak üzere toplumun bütün kesimlerini kapsayan demokratik bir anayasanın yapılması çerçevesinde Anayasa’nın 101. maddesinin gündeme getirilmesi de doğaldır. Ancak yeni çözüm sürecinin bu madde için pazarlık konusu yapılması son derece yanlış ve tehlikelidir. Kimin Cumhurbaşkanı olacağının ciddi bir önemi yok ama demokratik bir anayasaya sahip olmanın Türkiye’nin geleceği bakımından son derece önemli olduğunun bilinmesi gerekir.
 
Erken genel seçim olasılığından bahsediliyor. Böyle bir olasılık süreci nasıl etkiler? 
 
 
 Olumlu ve inandırıcı adımlar atılmadığı sürece Kürt seçmeninin AKP ve Erdoğan’a oy vermesi zor olacaktır. Bu gerçeğin AKP tarafından görülmesi ve anlaşılması gerekir.
 
İktidar, erken genel seçim olmayacağını ve seçimin zamanında yapılacağını sıkça vurgulamasına rağmen, 2026 yılı içinde seçimlerin yapılacağına dair bazı veriler ortaya çıkmaya başladı. AKP’nin erken seçime gitme olasılığını göz önünde bulundurarak Kürt sorununun çözümünü geciktirmek ve süreci zamana yaymak istediğine dair bir kısım iddialar var. Hatta hem Öcalan’ı hem de DEM Parti’yi bu konuda ikna etmeye çalıştığı ifade ediliyor. DEM Partili yetkililerinin zaman zaman yaptığı, “Bu mesele bir partinin özel hedeflerine heba edilmeyecek kadar önemlidir” açıklamaları AKP ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’a dolaylı bir yanıt olarak değerlendiriliyor.
 
İktidarın Kürt sorununun çözümünü olası bir erken genel seçim sonrasına bırakmak istemesinin temel nedenleri  “Seçim sürecinde Öcalan ve DEM Parti ile politik olarak ve özellikle seçmen desteği için pazarlık yapmak, Türk toplumuna, Öcalan ile hiçbir pazarlık yapılmadığı mesajını vermek olarak sıralanabilir. Böylece iktidar, süreci zamana yayarak siyasi avantaj elde etmeye çalışabilir. AKP’nin bu süreçten politik bir fayda sağlamaya çalışması anlaşılabilir bir durum. Ancak bunun yolu süreci geciktirmek değil, aksine hızlandırarak sonuç alıcı bir noktaya taşımaktır. Olumlu ve inandırıcı adımlar atılmadığı sürece Kürt seçmeninin AKP ve Erdoğan’a oy vermesi zor olacaktır. Bu gerçeğin AKP tarafından görülmesi ve anlaşılması gerekir.
 
Uluslararası arenada “Bağımsız Kürdistan” söylemleri de artmaya başladı. Bu durum süreci nasıl etkiler? 
Devlet, Ortadoğu’daki gelişmelerde Kürtlerin önemli bir güç haline geldiğini görüyor. Önümüzdeki süreçte Kürtlerin bölgedeki etkinliğinin daha da artacağına dair birçok veri bulunuyor. Ankara’nın bugüne kadar izlediği politikalar bu süreci engelleyecek durumda değil. Suriye’deki gelişmeler de bu gerçeği doğruluyor. Bugün “terörist” olarak tanımladığı SDG ve PYD ile yakın zamanda ekonomik, politik ve diplomatik ilişkiler kurulacağı öngörülüyor. Ankara, İran’daki gelişmeleri de engelleme gücüne sahip değil. İran Kürdistan Eyaleti’nde federasyon veya özerklik gibi bir sürecin ortaya çıkması kimse için sürpriz olmayacaktır. Hatta Tahran rejimi, uluslararası güçlerin olası bir müdahalesini önlemek adına Kürtlerin özerklik talebine olumlu yanıt verebilir.
 
Ancak en önemli gelişmeler Irak Kürdistan Bölge Yönetimi’nde yaşanıyor. “Bağımsız Devlet Kürdistan” süreci başlatılmış durumda. Federe Kürdistan Bölgesi ile iki ABD merkezli şirket arasında yapılan 110 milyar dolarlık enerji anlaşması, bağımsız devlet statüsüne uygun olarak yapılmıştır. ABD’nin eski ve yeni dışişleri bakanlarının, Senato’nun Dış İlişkiler Komisyonu üyelerinin ve üst düzey heyetlerin Hewler’e yaptığı ziyaretler, Bölge Hükümetinin yakın gelecekte bağımsız devlet olma yönünde yeni bir sürecin başlatıldığını gösteriyor. Aynı şekilde böyle bir gelişmenin yaşanması durumunda Rojava’nın da sürece dahil edileceğine dair bazı iddialar konuşulmaya başlandı. Bu durumun Bağdat tarafından da kabul edileceği ve ciddi bir direnç gösterilmeyeceği belirtiliyor. Ankara’da özellikle ordu içinde bu gelişmeler dikkate alınarak yeni süreci bitirme ya da etkisiz kılma yönünde bir kısım dirençlerin oluşmaya başladığı belirtiliyor. Sistem içinde bir iç çatışma demesek dahi güçlü bir dirençten bahsedebiliriz. Bu durum, özellikle Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kararlarını etkileyebilir. Bu nedenle AKP ve cumhurbaşkanının süreci ağırdan alma gibi bir yöntem izlediklerini söylemek yanlış olmaz.
 
Ankara’da var olan tedirginlik hali nasıl aşılabilir?
 
Ankara ama özellikle Cumhurbaşkanı, bugünkü süreci doğrudan sahiplenerek aşabilir. Kürt sorununun çözümüne dair somut adımlar atması, küresel güçlerin müdahalesi olmadan çözüme ulaşması, Türkiye’nin bölgesel çıkarlarıyla uyumludur. Ancak mevcut gelişmelerin psikolojik etkisi altında kalınarak çözümsüzlük politikasının devam ettirilmesi, önümüzdeki 10 yıl içinde Ankara’nın çok daha büyük bir sorunla karşı karşıya kalmasına neden olabilir. Kürt tarafının önerileri, demokratik bir toplum sistemi içinde Kürtlerin ve diğer toplumsal kesimlerin sosyolojik, politik, kültürel ve yönetimsel haklarının anayasal güvence altına alınmasını içeriyor. Bu gerçekleşirse bölünme değil, bütünleşme ön plana çıkar ve bölgesel güç olmanın avantajları elde edilir. Ancak mevcut başarısız politikalar devam ederse çözülme ve bölünme kaçınılmaz olur. Bu nedenle devlet içindeki bazı grupların, Suriye ve Irak’taki gelişmeleri gerekçe göstererek sorunun demokratik çözümünü engellemeye yönelik baskı kurmalarına karşı, AKP ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın tersten net bir duruş sergilemesi gerekiyor. Sürecin başarısız olması, AKP’nin iktidarını kaybetmesine neden olabilir.
 
MA / Selman Güzelyüz

Diğer başlıklar

07/06/2025
21:59 DEM Parti'den bayram ziyaretleri: Gündem süreç
21:08 Arjantin'de 'Özgürlük Sosyolojisi' kitabı okundu
18:17 Ege Denizi'nde kadın cenazesi bulundu
17:43 Rojhilatlı tutuklu şüpheli şekilde yaşamını yitirdi
17:02 13 yıllık tutsaklığın ardından tahliye edildi
16:33 İzmir'de orman yangını
16:22 Çanakkale açıklarında 5.2 büyüklüğünde deprem
15:28 DEM Parti Kadın Meclisi’nden Barış Anneleri’ne ziyaret
15:21 Siyasi partiler arası gün boyu bayram ziyareti
15:17 Ağır hasta tutsaklar Rüzgar ve Boran için tahliye çağrısı
14:51 AKP'li İler: Öcalan barış elini uzattı
14:50 Amed’deki yangınla ilgili gözaltı sayısı 5’e yükseldi
14:42 Hafız Akdemir katledildiği sokakta anılacak
14:30 Pervin Buldan: Sürece güveniyoruz çünkü Öcalan var
13:54 Kayıp yakınları: Kemiklerimizi versinler bir mezarımız olsun
13:53 Cumartesi Anneleri: Hiçbir bayramımız olmadı
13:23 Dîlok’ta şüpheli kadın ve çocuk ölümü
13:12 AKP'den DEM Parti'ye ziyaret: Kardeşlik hukuku birlikte tesis edilecek
11:38 Aydın: Yeni anayasa için yol temizliği şart
10:53 DEM Parti-MHP bayramlaşması: Çözüm yeri Meclis
09:43 Çaybaşı çöp tesisine kapatma kararı
09:06 Bir bitiş yeni yaşamın başlangıcı oldu
09:05 33 yıl geçti: Hafız Akdemir’in asıl failleri hala karanlıkta
09:04 3 öğrenciye cinsel tacizde bulundu: Başka suçtan tutuklandı
09:03 ESP’li Sezin Uçar: Sürecin ilerleyebilmesi için ‘umut hakkı’ sağlanmalı
09:03 Kadınlar bu yaz ‘Aile Yılı’na karşı örgütlenecek
09:02 Avrupa’da hukuk örgütleri ‘umut hakkı’ bildirimine hazırlanıyor
09:02 Sınavlar yaklaşıyor: Fırsat eşitliği yok, hayaller yurt dışı
09:02 Gilî Dağı’nda eşsiz manzara
09:02 AKP'li Ölmez'in madeni sağlığı tehdit ediyor
09:00 07 HAZİRAN 2025 GÜNDEMİ
08:13 Elektrik akımına kapılan belediye başkanı ağır yaralandı
06/06/2025
22:40 Anne ve 3 çocuğunun öldüğü yangınla ilgili 4 gözaltı
22:21 30 yılın ardından tahliye edilen Kar'a kitlesel karşılama
19:43 Bakırhan'ın bayramlaştığı Eren Bülbül'ün annesi: Artık anneler ağlamasın
19:26 Gazze'de 7 Ekim'den bu yana 226 gazeteci öldürüldü
18:59 Wan'da 'PKK halktır halk burada' pankartı
17:40 Suriye'de son 24 saatte 9 kişi öldü
16:32 Amed’deki yangında yaşamını yitirenlerin taziyelerine ziyaret
15:50 Bayram arefesinde 10 kişi yaşamını yitirdi
15:37 30 yıllık tutsak Kar tahliye oldu
13:42 Amed Büyükşehir Belediyesi yangına dair soruşturma başlattı
12:51 Tuncer Bakırhan ve Tülay Hatimoğulları’ndan bayram tebrikleri
12:16 Erdoğan’dan bayram mesajı: Süreci başarıya ulaştıracağız
11:06 Amed’deki yangında yaşamını yitirenler defnedildi
09:48 Dr. Miley: Öcalan’ın özgürlüğü sürecin ayrılmaz parçası
09:33 Birçok kentte mezarlık ziyaretleri
09:14 'İnfaz düzenlemesi çifte bir eşitsizlik barındırıyor'
09:14 Adana ve Osmaniye'deki ağır hasta tutsaklar ölüme terk edildi
09:13 Eskişehir’de öğrencilere ‘İmamoğlu’ soruşturması
09:12 Emekli için bayram değil dert!
09:11 Riha’daki yurttaşlar: Eşit haklarla kardeşlik içerisinde yaşarız
09:10 Kayyım yönetimindeki belediyede mobbing: Çalışan hastanelik oldu
09:06 Alain Baiou'dan Öcalan'a mektup: Sonuna kadar yanındayız
09:05 Bahçeli: Bayram sonrası Meclis'e önemli görev düşüyor
09:03 ‘Kutsal aile’ adına kadının haklarına saldırı
09:02 Soydan Akay: Süreç sadece Türk-Kürt ilişkilerini değil Ortadoğu’yu etkileyecek
09:00 06 HAZİRAN 2025 GÜNDEMİ
08:11 Vedat Aydın mezarı başında anıldı
05/06/2025
23:57 Taciz faili polis tutuklandı ve görevden uzaklaştırıldı
23:41 İsrail, Beyrut’a saldırdı
23:11 Musk’tan Trump'a ‘Epstein’ suçlaması
22:40 Amed’deki yangında yaşamını yitirenlerin sayısı 4’e yükseldi
21:30 Amed’deki yangında 3 kişi hayatını kaybetti
21:25 BM: Gazze'de 640 bin kişi yerinden edilmeye zorlandı
20:36 Amed’de 13 katlı binada yangın
20:27 Taciz faili polis serbest bırakıldı
19:15 Mazlum Abdi’den Kürt ortak heyetine ilişkin açıklama
19:08 Silahlı saldırıya uğrayan Yiğiter’in detaylı ifadesi 16 gün sonra alındı
18:51 Wan’da bayram hareketliliği: Asıl bayramımız barışla gelecek
18:32 Meclis Genel Sekreteri görevden alındı
18:20 DİK: Kurban Bayramı barışa vesile olsun
17:42 5 Haziran katliamında yaşamını yitirenler anıldı: Barış ve demokrasiyi getireceğiz
17:25 Çocuk ve kadını taciz eden polise tutuklama istemi
17:12 Üniversite şenliğinde tutuklanan Akarsu tahliye edildi
17:08 10 yıl sonra gidilen 'Bagok Şehitliği'nin talan edildiği ortaya çıktı
16:00 Birçok kentte mezarlık ziyareti: Mücadelelerini sürdüreceğiz
15:56 Ebex’te ‘Kadın Kent Bostanı’ açıldı
15:34 İsrail saldırısında 3 gazeteci hayatını kaybetti
15:20 Türkiye’nin saldırılarında 2 HPG’li yaşamını yitirdi
15:11 'Öcalan ile görüşmek istiyorum' kampanyası başlatıldı
15:10 Basa’da şap hastalığı
14:04 DEM Parti: Demokratik toplum doğanın korunma mücadelesiyle bütündür
14:03 Çimento fabrikasının imar planlarının tamamı iptal oldu
13:56 Marmaris'te Sinpaş tepkisi: Kamu görevlileri göz yumuyor
13:22 Besiciler: Halk kurban değil, 1 kilo et bile alamıyor
12:31 KRT TV yönetiminden açıklama
12:05 Dünya Çevre Günü çağrısı: Yaşamı savunmak zorunluluktur
11:48 CHP'li 5 belediye başkanı görevden uzaklaştırıldı
11:21 Polislerin darp edip şikayetçi olduğu şizofreni hastası hakkında karar
11:20 Özgür Özel'e Akın Gürlek soruşturması
10:54 Aram Yayınevi'nden 13 kitap
10:39 KRT TV emekçileri 'hak' nöbetinde
10:32 Çıplak aramaya maruz kalan tutsak yakınları: Başörtümüz çıkarılıyor
10:31 Emekliler: Ekonomi barışla iyileşir
10:00 DEM Parti'den '1950 toplantı' kararı
09:55 DBP'den 5 Haziran Katliamı açıklaması
09:11 ‘Tarafsızım’ demeyen 31 yıllık tutsağın tahliyesine engel
09:10 Uzman çavuşun katlettiği çoban Şen'in oğlu: Devlet adım atmalı
09:09 Kriz hayvan pazarını da vurdu: Ekonomi ancak barışla düzelir
09:08 Çanakkale'de 4.8 büyüklüğünde deprem
09:04 Dünya Çevre Günü: İklim krizi büyüyor
09:01 Avukat Ayşe Acinikli: Eşi hakim diye kanunların çiğnenmesi kabul edilemez
09:00 5 HAZİRAN 2025 GÜNDEMİ
08:21 PKK 12. Kongre Divanı: Kararların uygulanması demokratik siyaset ve hukuki güvenceyi gerektirir
04/06/2025
23:56 ABD’den ateşkes tasarısına veto
23:51 Narin Güran cinayeti: Sanık Bahtiyar aleyhine Yargıtay’a başvuru
23:13 SOHR: İsrail, Kuneytra kırsalına operasyon düzenledi
22:30 Vanspor kutlamalarında kayyım protestosu
21:49 İstanbul’da 3.5 büyüklüğünde deprem
21:12 Şam ile müzakereleri yürütecek Kürt heyeti belirlendi
20:24 Trump, Putin'le görüştü
20:22 Çelik: Anayasaya dair ilk toplantımız bayram sonrası olacak
19:34 10’uncu Yargı Paketi yürürlüğe girdi
19:13 Maxmur’da ablukaya karşı yürüyüş
19:09 Hama’da cephane deposunda patlama: 4 kişi öldü
19:07 Zelenski’den Rusya’ya liderler görüşmesi çağrısı
19:01 KHK eylemi 334'üncü haftada: Zulüm bitene kadar direneceğiz
18:57 Putin’den Ukrayna saldırılarına dair açıklama
18:54 İsrail cezaevlerindeki Filistinli sayısı 10 bin 400’ü aştı
18:28 'İnfaz erteleme kararları bağımsız sağlık kurullarınca verilmeli’
18:23 Maxmur’daki abluka için uluslararası kamuoyuna çağrı
18:17 Bakanlık kampında 17 yaşındaki genç boğularak yaşamını yitirdi
18:15 Gazze’de can kaybı 54 bin 607’ye yükseldi
17:47 Hama Havaalanı’nda patlama
17:43 Sağlık Bakanlığı’ndan Kırım Kongo Kanamalı Ateşi'ne karşı uyarı
17:34 Özel’den Silivri’deki sevklere tepki: Kötülükleri yanlarına kalmayacak
17:31 Wan’da ‘Xemê Akdoğan Kadın Kent Bostanı’ açıldı
16:25 7 gazeteciye duruşmada 'ses ve görüntü kaydı alma' davası
16:21 84 örgütten İran’daki Afgan idamlarına karşı 'eylem' çağrısı
15:28 Licê ve Pîran'da mezarlık ziyareti
15:16 Gazeteci Tuğçe Yılmaz serbest bırakıldı
15:00 Tutsak gazeteci Perihan Erkılınç: Gerçekleri yazmak meşrudur
14:42 İzmir'de grev sona erdi: TİS imzalanacak
14:24 Rapor: Tutsak yakınlarının iç çamaşırları kontrol ediliyor
13:50 Wan'da kayyım protestosuna ceza
13:45 DEM Parti'den gözaltı görüntülerine tepki: Siyasi acizlik
12:17 İzmir'de grev 7'nci gününde: İstişare süreci devam ediyor
12:01 Qoser'de şüpheli kadın ölümü
11:36 AYM, ‘Kur Korumalı Mevduat’ düzenlemesini iptal etti
11:25 İşte Abdullah Öcalan’ın kongreye sunduğu kararlar
11:17 Hayatını kaybeden gazeteci Özbek Niğde’de defnedilecek
11:16 DFG: Mayıs'ta 78 gazeteci yargılandı, 4'üne ceza verildi
11:00 Abdullah Öcalan’ın kongre perspektifinin tam metni
10:30 Serxwebûn'dan veda sayısı: Yeni bir başlangıç için…
09:28 PKK kongresi sonrası ilk araştırma: Karara destek yüzde 71,5
09:21 Dolandırıcılar bulunmayınca 'kripto' satışı yapan şirketin malına tedbir
09:19 5 Haziran patlamasında kardeşini yitirdi: Devlet ailelerden özür dilemeli
09:18 Tahliye edilen hasta tutsak Başaran: Yargı paketinden beklenenler çıkmadı
09:14 Devrimci Parti Genel Başkanı: Örgütlü mücadeleyle değiştirme iradesini büyütmeliyiz