HABER MERKEZİ - İmralı’ya gitmek için başvuran Almanya Sol Parti’den Jakob Migenda, Abdullah Öcalan’ın özgürleşmesinin baskıların yıkılması ve halkların özgürleşmesinin işareti olduğunu vurguladı.
Avrupa’nın farklı ülkelerinden aralarında gazeteci, yazar, akademisyen, sendikacı, parlamenter ve hukukçunun da olduğu 39 isim, “Abdullah Öcalan’la Görüşmek istiyorum” kampanyası kapsamında 1 Temmuz’da İstanbul’a geldi ve Adalet Bakanlığı’na görüşme başvurusunda bulundu.
Heyette yer alan isimlerden Almanya’nın Die Linke (Sol Parti) Hesen Eyalet Yöneticisi Jakob Migenda, özellikle Almanya gibi Türkiye hükümetine silah ve diplomatik destek sağlayan bir ülkeden “özgürlük ve barış mücadelesiyle dayanışma göstermenin” çok önemli olduğunu belirtti.
Birçok ülkeden insanın dayanışma için geldiğini, kendi ülkelerindeki deneyimleri paylaştığını aktaran Migenda, “Örneğin biz Almanya’dan yapılan silah ihracatından bahsettik; Türkiye’ye gelen silah satışlarının veya ithalatlarının yaklaşık yüzde 90’ının Almanya kaynaklı olduğunu söyledik. Bu yüzden Erdoğan’ın Almanya’dan gelen silahlar ve Almanya’nın verdiği diplomatik destek olmadan savaşlarını sürdürmesinin çok zor olacağını söylemek mümkün. Ayrıca Almanya’daki PKK yasağından da bahsettik; bu yasak Kürt hareketinin Almanya’daki neredeyse tüm faaliyetlerini kriminalize etmeye yönelik bir önlem ve dayanışmayı göstermek için mücadelemizde iki ana mesele olarak bunu örnek verdik.”
Abdullah Öcalan’ın 27 Şubat çağrısının bir fırsat olduğunu belirten Migenda, “Barış sadece bölge için değil, Türkiye devleti için de çatışmaların sona erdirilebileceği, demokratikleşmenin mümkün olduğu yönünde çok iyi bir işaret olur. Umarım Türk hükümeti istekli olur” dedi.
‘ÖZGÜRLÜĞÜ İÇİN SAVAŞMA GÜCÜMÜZ VAR’
Almanya’da Abdullah Öcalan için kampanyalar yürütüldüğünü hatırlatan Migenda, “Yaşadığım Darmstadt’ta da çok farklı insanlar kampanyalarımıza katılıyor. Ortak bir mücadelemizin olması iyi ve mücadelede sembollerin olması da önemli. Öcalan’ın özgürlüğü de bu sembollerden biri. Bu sembol, ‘Evet, özgürlüğümüz için savaşma gücümüz var’ demek. Bu mücadele sadece belli bir grubun özgürlüğü değil, aynı zamanda baskının yıkılması ve diğer halkların da özgürleşmesinin mümkün olduğunun işaretidir” ifadelerini kullandı.