AMED - İnfazını tamamlayıp tahliye edilenler hakkında gerçeğe aykırı iddialara ilişkin açıklama yapan Amed Barosu, “Gerçeğe aykırı içeriklerle hedef gösteren, nefret içeren ve toplumsal barışı tehdit eden paylaşımlara itibar edilmemesi gerektiğini” vurguladı.
Amed Barosu, 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun uyarınca infaz sürelerini tamamlayarak, tahliye olan yurttaşlar ve Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) TCK 220/6 ve 314/3. maddelerinin iptaline ilişkin vermiş olduğu karar doğrultusunda tahliye edilen kişiler hakkında yapılan kimi gerçeğe aykırı iddialara ilişkin yazılı açıklama yaptı.
‘YANLIŞ ALGI OLUŞTURULUYOR’
Açıklamada, 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun uyarınca infaz sürelerini tamamlayarak tahliye olan yurttaşlarla ilgili bazı sanal medya hesapları ve basın kuruluşları tarafından gerçeğe aykırı iddialarda bulunulduğuna dikkat çekildi. Açıklamada, alenen nefret ve ayrımcılık suçu işlendiğini belirtildi. AYM’nin TCK 220/6 ve 314/3. Maddelerinin iptaline ilişkin vermiş olduğu karar doğrultusunda tahliye edilen kişiler hakkında da benzer bir yöntem izlendiği vurgulanan açıklamada; yanıltıcı ve hedef gösterici nitelikte paylaşımlarla kamuoyunda yanlış bir algı oluşturmaya çalışıldığı aktarıldı. Açıklamada, Türk Ceza Kanunu 47. ve 48.maddelerinde müebbet ve ağırlaştırılmış müebbet hapis cezaları ayrı ayrı düzenlenmiş olduğu, koşullu salıverme hükümleri uygulanarak, serbest bırakılmanın da yasal olduğu kaydedildi.
‘HUKUKİ DURUM TARTIŞMA KONUSU YAPILMAMALI’
Açıklamada, şunlar belirtildi: “Suçların ve cezaların kanuniliği ilkesi gereği Kanun'da öngörülen infaz sürelerini tamamlayarak tahliye olan yurttaşların hukuki durumu mevzuata uygun bir şekilde yürütülmekte herhangi bir özel düzenleme veya iddia olunduğu gibi ayrıcalık içermemektedir. Kaldı ki hali hazırda infazını tamamlamasına rağmen koşullu salıverme hükümlerinden keyfi sebeplerle faydalanamayan çok sayıda mahpus da bulunmaktadır. Bununla birlikte tutukluluk ve hükümlülük halleri de birbiriyle karıştırılmamalıdır. Zira tutukluluğun istisnai hallerde uygulanabilen bir tedbir olup hükümlülük halinde ise infazın tamamlanarak koşullu salıverme hükümlerinin uygulanması kanuni zorunluluktur. Bu sebeple birbirinden farklı iki ayrı hukuki durum haksız karşılaştırmalar ile hukuki bağlamından koparılarak tartışma konusu yapılmamalıdır. Amed Barosu olarak; herkesin kanunlar önünde eşit olduğunu, temel hak ve özgürlüklerin özüne dokunulmayacağını vurgulayarak hukukun üstünlüğünü ve adaletin herkes için ihtiyaç olduğunu bir kez daha hatırlatıyoruz. Bununla birlikte gerçeğe aykırı içeriklerle hedef gösteren, nefret içeren ve toplumsal barışı tehdit eden paylaşımlara itibar edilmemesi gerektiğini kamuoyuna saygıyla bildiriyoruz."