Baş: Kürt sorunuyla gerçek anlamda bir yüzleşme sağlanmalı

img

İSTANBUL - Meclis'te kurulan komisyon çalışmalarının halkın gözetimde yapılmasını isteyen TİP Genel Başkanı Erkan Baş, "Adalet, Hafıza ve Hakikat komisyonları, Kürt sorunu ile gerçek anlamda bir yüzleşmenin sağlanmasını öneriyoruz" dedi.

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın yaptığı "Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı" ile hızlanan ve Kürt sorunun demokratik çözümüne ilişkin PKK'nin silahsızlanma ve fesih kararıyla devam eden süreç, Meclis zemininde bir komisyonun kurulması aşamasına geldi. Abdullah Öcalan'ın çağrısı doğrultusunda PKK önemli adımlar atarken, gelinen aşamada devlet ve iktidar özellikle sürecin yasal bağlayıcılığı açısından adım atmış değil. Komisyonun oluşan beklenti ve talepleri demokratikleşme zemininde ele alıp çözüm için yasal ve siyasal zemini oluşturup oluşturamayacağı şimdilik belirsizliğini koruyor. Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) ile komisyonda temsil edilen sol sosyalist partiler sorunun "eşitlik", "özgürlük" ve "demokratikleşme" temelinde çözümünden yana fikirlerini açıklarken, AKP, MHP ve diğer partilerin tutumu ise belirsizliğini koruyor. 
 
Çözümün eşitlik, özgürlük ve demokratikleşme temelinde ele alınmasını isteyen ve komisyonda bir üye ile temsil edilecek olan Türkiye İşçi Partisi (TİP) Genel Başkanı Erkan Baş, komisyonun çalışmaları sırasında alacakları politik tutumu ve parti olarak nasıl bir çalışma içinde olduklarına dair Mezopotamya Ajansı'nın (MA) sorularını yanıtladı. 
 
Mecliste kurulması planlanan komisyon ilk toplantısını yapacak. Ama süreci hangi düzlemde ele alacağı hala tartışmalı. Öncelikle sizin komisyonun yapısı, görevi ve sorumluluğunun ne olması gerektiği konusundaki önerileriniz ne?
 
 
Biz halkımızdan bir şey saklama niyetinde değiliz. Komisyonun basına kapalı olması, işte tam da sürecin saray rejiminin çıkarlarına hizmet edeceğine dönük haklı kaygının somut bir delili olur. Bunu kabul edemeyiz.
 
Kürt sorununun çözümü açısından bugüne dek edindiğimiz tecrübeler gerçek, kalıcı ve adil bir barışın ancak sürecin toplumsallaşmasıyla mümkün olabileceğini bize öğretti. Sürecin toplumsallaşması açısından Meclis çatısı altında bir komisyonun varlığını önemsiyoruz. Farklı siyasi partilerin görüş, öneri ve değerlendirmelerini tüm toplumun görebileceği biçimde açık, net ifade edecek olması bile başlı başına önemli. Artık neredeyse bir yıla yaklaşan son sürece baktığımızda iki farklı, hatta zıt taraftan gelen eleştiriler var. Bunlardan bir tanesi klasik ırkçı, inkarcı yaklaşımların devamı diyebiliriz, bu alanı ancak uzun süreli siyasi, ideolojik mücadele konusu olarak görebiliriz. Diğeri ise demokratik zemini paylaşan insanların kaygıları ve iktidara dönük eleştirileri olarak özetlenebilir, bunu kıymetli buluyoruz. Komisyonun, işte bu kaygıları gideren, şüpheleri ortadan kaldıran ve somut adımların atılmasına vesile olacak bir çalışma sergilemesi gerekir. Temel beklentilerimizden biri sürecin şeffaf olması. Biz halkımızdan bir şey saklama niyetinde değiliz. Komisyonun basına kapalı olması, işte tam da sürecin saray rejiminin çıkarlarına hizmet edeceğine dönük haklı kaygının somut bir delili olur. Bunu kabul edemeyiz. Sürecin akamete uğramasına engel olmak için belki kimi kritik bilgilerin paylaşılacağı oturumlar gizli oturumla gerçekleşebilir, ama bunlar istisnai olmalıdır. Bu bir kural haline getirilecekse sürecin toplumsallaşmasının önüne geçilmesi anlamı taşır. Oradan da maalesef barış çıkmaz.
 
Komisyonda nasıl bir tutum ortaya koyacaksınız? 
 
Silah bırakma sürecinin sona ermesine dair düzenlemeleri merkeze alan ve gerçek bir barışın sağlanması için en önemli unsur olan demokratikleşmeye dönük adımların tartışılacağı bir komisyon çalışması için tutum alacağız. Bu bağlamda; siyasi tutsakların durumu, kayyum siyasetinin ortadan kaldırılması gibi başlıklar bizim için öncelikli başlıklar olacak. Komisyonun esasen şeffaf ve katılımcı olmasını önemsiyoruz. Dolayısıyla istisnai durumlar dışında genel ilke olarak basına açık biçimde çalışmalarını sürdürmeli, TBMM'nin tüm çalışmalarında olduğu gibi tam tutanak altına alınmalı, farklı toplumsal kesimlerin temsilcilerinin davetli olarak katılımıyla, mümkün olan en geniş kesimlerin görüşlerini ifade etmesi sağlanmalı.
 
Komisyonun yasa ile kurulmayışı, sürecin yasal bağlayıcılığı açısından önemi nedir?
 
 
 Bu sürecin sadece Meclis komisyonuna havale edilmiş bir mesele olarak değerlendirilmemesi gerektiği kanaatindeyiz. Elbette yasa ile kurulacak bir komisyon sürecin önemi ile de örtüşen bir adım olurdu; ancak şu aşamada sürecin gecikmemesini önemsiyoruz.
 
Komisyonun yasa ile kurulmasının sürece daha uygun olacağı açık olmasına rağmen Meclis Başkanı'nın şahsi tasarrufları ile komisyonun kurulmuş olmasını problemli bir yaklaşım olarak görüyoruz. İçtüzük açısından da problemli, sürecin siyasi bağlamı açısından da problemli. Bir adım daha atayım, bu sürecin sadece Meclis komisyonuna havale edilmiş bir mesele olarak değerlendirilmemesi gerektiği kanaatindeyiz. Elbette yasa ile kurulacak bir komisyon sürecin önemi ile de örtüşen bir adım olurdu; ancak şu aşamada sürecin gecikmemesini önemsiyoruz. Bu hususun sürecin önüne geçmemesi için bu formülasyonla da komisyonda yer alacağız.
 
Komisyonun ismi de tartışmalı. Bugünkü toplantıda belirlenmesi bekleniyor. Sizin öneriniz ne olacak?
 
Daha önce de ifade ettiğimiz gibi, bizim önerimiz gayet açık: Demokrasi, Barış ve Eşit Yurttaşlık Komisyonu. Bu üç kavramı içeren bir başlık, bu başlığa uygun bir komisyon çalışması süreci çok daha ileri taşıyacaktır. Çeşitli başlıklar, öneriler telaffuz ediliyor. Komisyonun adı tam da bu doğrultuda, kapsayıcı bir çerçevede belirlenmek durumundadır. Biz önerimizin arkasındayız; ama komisyonun adı, milliyetçi duyguları kaşıyacak ve tartışma yaratacak öneriler doğrultusunda belirlenmediği sürece komisyon çalışmalarını kilitleyecek bir mahiyet taşımıyor bizim için. Bu yüzden, sürecin önüne geçmeye müsait bir isim önerisi olursa biz de kendi önerimiz için sonuna kadar mücadele ederiz.
 
Komisyona dair parti olarak nasıl bir hazırlığınız var?
 
 
Heyetimiz süreci hem tarihsel hem siyasal hem de hukuki bağlamlarından incelemek ve öneriler oluşturmak üzere çalışıyor.
 
Komisyon çalışması doğrultusunda parti meclisi kararıyla, PM ve MYK üyelerimizden oluşan bir iç heyet oluşturduk. Bu heyetin başkanlığını anayasaya aykırı biçimde vekilliği düşürülen Hatay Milletvekilimiz Can Atalay yapacak. Bunun kuşkusuz sembolik bir anlamı da var; ama tek meselemiz bu değil, bulunduğumuz her alandan barış mücadelesini sürdürme irademizin de bir yansıması olarak alınmış bir karar. Meclis'te partimizi temsilen komisyona katılacak İstanbul Milletvekilimiz Ahmet Şık da heyetimizde yer alıyor. Heyetimiz süreci hem tarihsel hem siyasal hem de hukuki bağlamlarından incelemek ve öneriler oluşturmak üzere çalışıyor. Heyetimiz başta partimizin bilim kurulu olmak üzere konuyla ilgili çalışmaları olan dostlarımızla da düzenli temas içinde çalışacak.
 
PKK silah bırakma töreni gerçekleştirdi. Ve demokratik siyaset zemininde mücadele yürüteceklerini söyledi. Bunun da, demokratik siyasetin önünün açılması konusunda hukuki düzenlemelerin yapılması ile gerçekleşebileceğini söyledi. Tam da bu aşamada komisyon nasıl bir yerde duruyor? 
 
Yalnızca silah bırakma ile sınırlı süreç ancak ateşkes anlamı taşır. Bizim barışın peşine düşmemiz lazım. Bu tip süreçlerde ateşkes bir zorunluluk olabilir; ancak ateşkesler kalıcı, gerçek ve adil bir barış ile taçlanmadıkça sürecin tamamlandığını söyleyemeyiz. Demokratik siyaset zeminin önünün açılması, bu ateşkesi barışla neticelendirilecek düzenlemelerin yapılması için komisyon ciddi bir görev ve sorumluluk üstlenmeli, bu yolu açmalıdır. 
 
Komisyonun tartışmalı bir yönü de sadece silah bırakanlar için ilgili yasal düzenlemelere dair bir çalışma mı yürütecek, yoksa sorunun ana çözümü için mi çalışacak? Bu sorular henüz netlik kazanmış değil. Sizin bu komisyondan beklentileriniz ne? Sorunun ana çözümü için rol oynayabilecek bir komisyon olduğunu düşünüyor musunuz?
 
 
Sadece silah bırakanlar ile ilgili yasal düzenlemelere dair çalışma yürütecek bir çalışma, sözünü ettiğimiz barış amacını gerçekleştirmede eksik kalır. Eşit yurttaşlığın tesis edilmesi ve demokratikleşmenin konuşulmadığı bir komisyon eksik kalır.
 
Biraz evvelde tam bunu söylemeye çalıştım, sadece silah bırakanlar ile ilgili yasal düzenlemelere dair çalışma yürütecek bir çalışma, sözünü ettiğimiz barış amacını gerçekleştirmede eksik kalır. Eşit yurttaşlığın tesis edilmesi ve demokratikleşmenin konuşulmadığı bir komisyon eksik kalır. Sorunun ana çözümü için emek ve çaba sarf edilmeden atılacak tüm adımlar hem barışın toplumsallaşmasının hem de sürecin başarıya ulaşmasının önünde bir engel olacaktır. Sizin de ifade ettiğiniz gibi bu konuda henüz bir netlik yok ancak biz "Kürt sorunu" konusunda geniş bir perspektifin olması gerektiğini özellikle önemsiyoruz. Aksi takdirde tüm bu süreç, iktidar cephesinin ifade ettiği "Terörsüz Türkiye" paradigmasının sınırlarına hapsolur. 
 
Sürecin en başından beri partiniz de dahil hem siyasal muhalefet hem de toplumsal muhalefetin sürece dair çekinceleri vardı. AKP'nin süreci kendi çıkarına kullanabileceği yönündeki kaygılar hala duruyor. Bu önemli. Fakat muhalefete baktığımızda bu kaygıları ve buna dönük itirazlarını dile getirirken, daha çok beklentili bir hal var. AKP'nin süreci kendi çıkarlarına hizmet etmesine dönüştürmesini engellemek muhalefetin sorumluluğu değil mi? Bu konuda etkili bir politika ve mücadeleyi, hem partiniz,  hem CHP ve diğer muhalefet güçlerinin yürüttüğünü düşünüyor musunuz? Ya da bu konudaki fikriniz nedir?
 
Saray rejimi, bugüne kadar varlığını her durumdan kendine bir çıkar sağlama düşüncesine dayandırdı.   Hatırlayın, 15 Temmuz darbe girişimi "Allah’ın bir lütfu" olarak değerlendiren bir iktidar var karşımızda. Dolayısıyla tüm diğer tanımları bir yana Erdoğan da oldukça pragmatist biri. Yalnızca bu mesele özelinde değil, her soruna karşı çıkarcı bir perspektifi bulunan bu iktidara dair kaygının, çekincenin oluşması son derece doğal. Bu kaygılarımızı, çekincelerimizi kamuoyunda da ikili görüşmelerde de defaatle ifade ettik. Bizim bu topraklara barışın gelmesinden, tüm yurttaşlarımızın barış içinde eşit ve özgür bir ülkede yaşamasından gayrı bir beklentimiz yok, olmaz, olamaz. Barışın önündeki engeller de belli. Evet, bu sorunun uzun bir tarihselliği var; ama bu tarihselliğin son çeyrek yüzyılı da bu iktidar dönemine ait, kendisinin de payı olan bir dönem. Şimdi iktidar cephesi, Kürt sorununa dair samimi ve somut adımlar atabilecek mi? Bu sorunun yanıtı bizim bundan sonraki tutumumuzu belirleyecek. Biz sürece dair sorumlu ve özenli bir tavrı en başından beri sürdürüyoruz. 
 
İktidarın varsa böyle bir hesabı, size göre muhalefet bunu nasıl bozmalı?
 
Bizim için öncelikli olan barıştır; ama sürecin saray rejiminin çıkarlarına hizmet etmesini engellemek bu yakıcı meselenin toplumsallaşmasını sağlamakla olur, halkın barışı sahiplenmesiyle olur. Sürecin toplumsallaşması için atılacak tüm adımlarda da diğer muhalefet partileriyle ortak bir zemini sağlamak düşüncesindeyiz, böylelikle sürecin saray rejiminin çıkarlarına hizmet etmesini hep birlikte engelleyebiliriz. Barış bizim ihtiyacımız, bu topraklarda yaşayan emekçilerin, yoksulların özlemi… Ve bunu iktidarın niyetine, yönelimine terk ederek kazanamayız. Bu komisyonun AKP'nin bir vitrini haline getirilmesine, sürecin gerçek muhataplarının dışlanmasına ya da demokratik taleplerin pazarlık konusu edilmesine asla izin vermeyiz. Tüm adımlarımız bu süreçte halktan yana bir denetim ve dirayet hattı kurmak yönünde olacak. Tüm toplumsal muhalefet güçlerinin, gerçek bir barışın inşasında ortak sorumluluk üstlenmesi gerektiğini hatırlatıyoruz.
 
Komisyonun kurulmasına önem veriliyor ve beklentiler yüksek. Ancak sürece dair çalışmalar sadece buraya mı kitlenmeli? Muhalefet partileri komisyon süreci dışında, özellikle sürecin toplumsallaşması açısından da bir çaba göstermeli mi? Neler yapmalı?
 
Sürecin Meclis'e taşınması önemli bir adım. Biz yıllardır sorunun çözümünün Meclis iradesine yani halkın iradesine dayanması gerektiğini ifade ediyoruz. Komisyon her şeyin çözüm yeri olamaz elbette. En az yüzyıllık bir sorun iki ay çalışacak bir komisyonda çözüme kavuşamaz; ama bu komisyon üzerine düşen görev ve sorumluluğa uygun hareket etmeli. Komisyon çalışmalarının halkın gözetimi doğrultusunda gerçekleşmesini, Adalet, Hafıza ve Hakikat komisyonları ile Kürt sorunu ile gerçek anlamda bir yüzleşmenin sağlanmasını öneriyoruz. On yıllardır süren bu çatışma ikliminin ciddi anlamda bir muhasebesi yapılmalı; kanın, gözyaşının dindiği emeğin ve alın terinin egemen olduğu yeni bir iklim için hep birlikte yoğun çaba harcamalıyız.
 
 
Komisyon çalışmalarının halkın gözetimi doğrultusunda gerçekleşmesini, Adalet, Hafıza ve Hakikat komisyonları ile Kürt sorunu ile gerçek anlamda bir yüzleşmenin sağlanmasını öneriyoruz.
 
Komisyon önemlidir, ancak bütün süreci komisyona havale etmek büyük bir eksiklik olur. Barış, sadece Ankara'da masa başında yazılacak birkaç yasa ile değil; Edirne'den Şırnak'a, Esenyurt'tan Cizre'ye, İstanbul'dan Van'a halkın vicdanıyla şekillenecek bir ortak iradeyle kurulabilir. Halk barışa inanmazsa, komisyonlar yalnızca belge üretir. O yüzden bu süreci halkın gözü önünde; ama mümkün olduğunca da halkın özneleştiği bir biçimde yürütmek zorundayız.
 
Abdullah Öcalan, son yaptığı aile görüşünde "tüm kesimlerin sürece katılımının hayati bir ihtiyaç" olduğu yönünde mesajını iletti. Yine heyetle yaptığı son görüşmede, heyet Öcalan'ın Meclis gündemindeki komisyon çalışmasının kapsamlı ve kapsayıcı bir yöntemle barış ve demokrasi adına önemli katkılar sunmasını beklediğini açıkladı. Öcalan'ın komisyon ile ilgili yansıyan görüşleri bu şekilde. Siz Öcalan'ın süreçteki rolüne ve çabalarına dair neler söylemek istersiniz?
 
Ülkemizde barış ve adaletin sağlanması hepimizin çıkarına olduğu gibi herkesin, her kesimin barış ve adaletin sağlanmasına koyacağı bir katkı var. Bu çerçevede biz de üzerimize düşeni yapacak, gerek Meclis'te gerek sokakta barışın önemini ve onu koruyup kalıcılaştırmanın yollarını anlatacağız. Bu sürece katkı koymak isteyen, katkısı olabilecek herkesten katkı almak bu anlamda bir sorumluluktur. Ve aynı zamanda bir samimiyet göstergesidir. Kürt sorununun çözüm sürecinde, görmezden gelinemeyecek gerçeklikler ve dinamikler var. Abdullah Öcalan, gerek Kürt halkının önemli bir bölümünün kendisine atfettiği anlamla gerekse devletin yıllardır sürdürdüğü her müzakere sürecinde onu temel muhatap olarak konumlandırmasıyla bu sürecin de belirleyici aktörü olmuştur. Geldiğimiz aşamada da silahlı mücadelenin sonlandırılması kararının sorumluluğunu üstlenmesi  ve bizzat kendisinin yaptığı çağrı sonrasında bu kararların alınıp, uygulanması görmezden gelinemez. Dolayısıyla barışa dair bir irade beyanı varsa, bu iradenin muhataplarıyla temas kuracak şeffaf ve meşru bir zemin de oluşturulmalıdır. Bu bir siyasi realitedir ve bu realiteyi yok sayarak adil ve kalıcı bir barışa ulaşmak mümkün değildir. Bizim için esas olan Öcalan'ın da dahil olduğu tüm aktörlerin çabalarının, şeffaf bir müzakere ortamı yaratması ve nihayetinde tüm yurttaşlar için eşitlik, özgürlük ve adalet getirecek somut demokratik adımlara dönüşmesidir.
 
Genel olarak TİP Kürt sorununun demokratik çözümüne nasıl bakıyor? 
 
Kürt sorununu, Osmanlı dönemindeki Kürt ayaklanmalarından bugüne ulusal mücadelelerin tarihselliği içinde ele almakla birlikte esas olarak sermaye egemenliğinin bir sonucu ve sınıf mücadelesinin bir başlığı olarak görüyoruz. Yoksul Kürt emekçileri Türkiye işçi sınıfının önemli bir unsurudur ve Türk ve Kürt emekçi halklarının tarihsel çıkarları hiç şüphesiz ortaktır. Bununla birlikte, Kürt halkının eşit yurttaşlık mücadelesini desteklemekten, anadilde eğitim ve anadilde yaşam hakkını benimsemekten de bir adım geri durmadık. Kürt halkının haklı taleplerinin savunulması ve desteklenmesi ülkemizdeki bağımsızlık, demokrasi, sosyalizm mücadelesinin önemli bir başlığı. Kürt siyasi hareketinin yönelim ve tercihlerinden bağımsız bir ilke bizim için. Bu doğrultuda, Kürt halkının özgün ve özgül konumunu yok saymayan; ama geniş anlamda bir demokratikleşme sorununun altını çizmek zorundayız. Siyasi tutsakların durumu, kayyum siyaseti büyük ölçüde Kürtler ve sosyalistlere karşı başlayan; ancak yerleşik hale gelen uygulamalardır. Bu nedenle biz, barışın yalnızca bir sessizlik hali değil; demokrasi ve eşit yurttaşlık temelinde kurulacak bir çözüm olduğuna inanıyoruz. Atılması gereken adımlar da bu ilkelere dayanmalı. Van'a kayyum atama teşebbüssünde söylemiştim. Van'a kayyum atanırken İzmir'de demokratik yaşam olmaz. Esenyurt'a kayyum atanırken de Selahattin Demirtaş, Can Atalay, Ekrem İmamoğlu içeride tutulurken de demokratik bir çözümden söz edemeyiz. Bu yüzden kederde ve tasada buluştuğumuz gibi kıvançta ve sevinçte de buluşmakla mümkün olur demokratik bir çözüm. 
 
MA / Diren Yurtsever
 

Diğer başlıklar

19:00 Kurtulmuş grup başkanvekilleri ile toplantı düzenledi
18:56 İzmir Valiliği ve belediyesine Avesta Dil ve Kültür Derneği çağrısı
18:51 Sahte diploma soruşturması: 199 kişiye dava
18:44 Komisyonun çalışma usul ve esaslarına ilişkin 12 maddelik taslak sunuldu
18:23 Karabük'te orman yangını
18:20 İspanya'da aşırı sıcaklardan kaynaklı bin 60 kişi yaşamını yitirdi
17:56 Pirsûs Belediyesi’ne saldıran Şahin serbest bırakıldı
17:53 İran'da 5'i kadın 8 kişiye hapis cezası
17:12 CHP, Yeni Yol Partisi ve MHP: Komisyonun odağı çözüm olmalı
16:58 Komisyonun ismi için 'Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu' önerisi YENİLENDİ
16:43 Kırşehir'deki altın madenin açılmasına bakanlık önünde itiraz
16:24 Elkê’de yangın
16:22 Yeni Genelkurmay Başkanı Selçuk Bayraktaroğlu oldu
16:18 AYM’den 15 gazeteci hakkında ihlal kararı
16:11 Semsûr Belediye Başkanı göreve iade edildi
16:09 Ankara'da kadını katletme girişimi
16:02 İHD’den 2024 raporu: 26 bin 632 hak ihlali yaşandı
15:42 İran'da 30 tutuklu idam edildi
15:36 Mevsimlik işçilerin minibüsü kaza yaptı: 4 ölü
15:15 Muğla ve Aydın'da yangın
15:09 Halklardan ortak tutum konferansı: Demokratik Suriye'yi inşa iradesi ortaya konulacak
15:05 HDK Eşsözcüsü komisyonda konuştu: ‘Umut hakkı’ uygulanmalı
14:42 Meclis komisyonu toplandı: Karar alma süreçleri yerinden yönetimi içermeli
14:41 Beluc kadınların oturma eylemi sürüyor
14:17 UNICEF: Gazze'de günde 28 çocuk yaşamını yitiriyor
13:37 Yemen'de bin 479 kadın katledildi, 5 bin 618 ihlal yaşandı
13:35 Gazze’de son 24 saatte 8 kişi açlıktan yaşamını yitirdi
13:25 Barışın inşası cezaevlerinden geçiyor: Tutsakları serbest bırakın
11:49 Elektrikleri tek faza düşürülen mahalleli eylemlerini sürdürüyor
11:38 Kurtulmuş: Bu komisyon barış ve kardeşlik sözünü yükselten herkesin yeri
10:54 'İhlallerin yaşanmaması için yapısal reformlar şart'
10:13 DBP Kadın Meclisi: Bu mücadele kadınların öncülüğünde kazanılacak
10:13 Mazlum Abdi: Ademi merkeziyetçi Suriye ile herkes kazanır
09:47 Pirsûs Belediyesi'ne saldırı: Saldırgan gözaltında
09:06 Kadın İnisiyatifi'nden Meclis komisyonuna 5 öneri
09:04 Amed'deki yurttaşların komisyondan beklentisi Öcalan'ın özgürlüğü
09:03 Buluşmalarda Öcalan'a güven ve devletten adım talebi öne çıktı
09:02 Baş: Kürt sorunuyla gerçek anlamda bir yüzleşme sağlanmalı
09:02 Unutulan köy: Ne yol var ne elektrik
09:01 Tutsak aileleriyle dayanışma örgütleri: Cezaevlerinde hala bir iyileşme yok
09:01 Wan’ın ilk lavanta tarlalarında hasat başladı
09:00 05 AĞUSTOS 2025 GÜNDEMİ
08:13 Elektrikleri kesilen köylüler yolu trafiğe kapattı
04/08/2025
23:32 Riha, Amed ve Wan'da halk buluşmaları
23:10 İsrail basını: Netanyahu, Gazze'ye saldırıları genişletme kararı aldı
23:05 Hava sıcaklıkları 12 kentte 40 derecenin üzerine çıktı
22:57 Bir sigara grubuna daha zam geldi
21:38 İsrail, Lübnan'ın güneyine saldırdı
20:58 Asrın Hukuk Bürosu: Resmi zemine dayanmayan bilgi veya belgeye itibar edilmemeli
19:57 DEM Parti İmralı Heyeti'nden yalanlama
19:44 KESK: Gerçek bir toplu sözleşme için grev hakkı tanınmalı
19:40 İşçi eylemleri ‘Hırsızlar gidecek halk gelecek’ sloganlarıyla devam ediyor
18:49 Abdullah Korhan’ın taziyesine kitlesel ziyaret
18:40 Putin ile Netanyahu arasında telefon trafiği
18:30 Trump'tan vergileri arttırma açıklaması
18:26 Avesta Derneği'nin mühürlenmesine tepki: Asimilasyona izin vermeyeceğiz
17:59 İstanbul'da yarın 30'dan fazla ilçe elektrik kesintisi
17:38 İbrahim Çigdem Wan’da anıldı
17:36 TÜİK ile BES-AR enflasyon rakamları arasında 13 puanlık uçurum
17:16 Bahçeli: Sözde milliyetçiler yıkma ve yıpratma amacında birleştiler
17:15 CHP komisyon isim önerisini açıkladı
17:02 SOHR: Süveyda’ya yönelik saldırılarda ölü sayısı bin 517’ye çıktı
16:46 Bağdat'ta Şengal anmasına engel
16:19 Barrack’tan Süveyda ve Minbic açıklaması
15:38 Beluc kadınların eylemi 20’inci gününde
15:32 Îlham Ehmed: Yeniden inşa tüm kimliklerin kabul edilmesiyle mümkün
14:53 Agirî’den Avesta Derneği’nin mühürlenmesine tepki
14:41 İzBB soruşturmasında duruşma günü belli oldu
14:39 Sağlık emekçileri TİS taleplerini açıkladı
14:09 Irak Su Kaynakları Bakanı: Türkiye su anlaşmasını ihlal ediyor
14:00 Kurtulmuş partilerin komisyon koordinatörleriyle bir araya geldi
13:47 QSD: Suriye Geçiş Hükümeti’nin silahlı grupları askeri noktamızı hedef aldı
13:41 Yemen'de alabora olan teknede ölü sayısı arttı
13:39 ABD Kongre üyesi Hemade: QSD, örnek bir yönetim inşa etti
12:59 ICRC Başkanı: Süveyda'da insani durum kötü
12:14 Valiliğin ‘kesim durduruldu’ dediği Gabar’da ağaç kıyımı sürüyor
12:02 ‘Komisyonun şeffaf olması, toplumun bilgilendirilmesi önemli’
11:10 DFG: Gazetecilerin Öcalan'la görüşmesinin önündeki engeller kaldırılsın
10:20 EMEP Genel Başkanı: Komisyon eşit ve özgür birlikten yana olmalı
09:59 ENAG: Yıllık enflasyon yüzde 65.15
TÜİK: Yıllık enflasyon yüzde 33.52
09:55 Temel: Öcalan'ın politik katkısı olmadan kalıcı bir çözüm mümkün değil
09:17 Mazlum Abdi: Suriye’de halkların rolünü oynayabilmesi için temel atıldı
09:05 Annelerden komisyona öneri: Öcalan'ın özgürlüğünü sağlayın
09:04 Akdeniz ve Çukurova'da yüzlerce buluşma: Halk AKP'ye güvenmiyor, karşılıklı adım istiyor
09:03 ‘Kadına şiddetin artmasındaki en tehlikeli şey cezasızlıktır'
09:01 Abdullah Öcalan’dan komisyon önerisi: Yasal zemin olmalı
09:00 04 AĞUSTOS 2025 GÜNDEMİ
03/08/2025
23:07 Amed ve Riha’da halk buluşmaları: Demokratik toplum için çalışacağız
22:31 Yemen’de mülteci teknesi alabora oldu: 25 ölü
22:09 ‘Gazze’de açlık silah haline getirildi’
21:44 Amedspor'dan yeni transfer
21:38 ‘Durzi ve Alevilere yönelik şiddet Êzidî katliamını hatırlatıyor’
20:43 Avrupa’da Şengal anmaları: Êzidî halkının statü talebi meşrudur
20:32 Abdullah Öcalan: Aşiretler sürece dahil edilmeli
20:06 Kadınlar Şengal’de katledilenler için yürüdü
19:51 ‘Êzidî kadınlar DAİŞ’ten kurtarılmalı’
19:44 Fidan Mısır Dışişleri Bakanı ile görüştü
19:20 Zinnar raporu: Ekolojik ve kültürel kıyım yapılıyor
18:46 Dêrazor’da DAİŞ saldırısı
18:39 Bülent Arınç: Murat Çalık tahliye olmalı
17:36 Katliamın yıldönümünde Ezidî kadınlarla buluştular
17:16 Ekolojistler maden yasasına karşı Akbelen'de buluştu
17:12 Gundikê Melê'deki yangın söndürüldü
16:56 İmamoğlu’ndan komisyon açıklaması: Toplumsal barış yolunda gayret göstereceğiz
16:44 Elkê'de 5 bölgeye ikinci kez güvenlik yasağı
16:10 Karagöl ve Aydoğmuş'un taziyesine kitlesel ziyaret
15:47 Süveyda'da yoğun çatışma
15:28 74’üncü fermanda katledilenler anıldı: Şengal’in statüsü tanınsın
15:20 Sezai Temelli: Komisyon önce İmralı'dan başlamalıdır
15:18 Tekirdağ'da fabrikada patlama: 2 işçi öldü
14:37 Bafil Talabani: Êzidîlerin taleplerini destekleyeceğiz
14:25 İran’da tutsaklar 8 gündür açlık grevinde
14:24 Gundikê Melê beldesinde yangın
14:17 Filozof Lisa Herzog'dan sürece destek mesajı
13:56 SOHR: 5 ayda en az 3 bin 278 ölü
13:22 Binası mühürlenen Avesta'dan tepki: Anadil kırmızıçizgimiz
13:10 İran’da 400 kilogram uranyumun akıbeti bilinmiyor
13:03 Irak’tan ABD’ye petrol ihracatı azaldı
12:44 Êzidîler yüzlerini Şengal Dağı’na dönerek katledilenleri andı
11:29 Deprem tetikledi: Yanardağ 450 yıl sonra aktifleşti
10:44 Mezar tahribatını anlatan 'Hey Hawar'ın fragmanı yayınlandı
10:31 Yüzleşme ve Êzidî soykırımını tanıma çağrısı
09:59 Bir oğlunu kaybetti, diğeri dağda: Adım atma sırası devlette
09:43 QSD: 'Disiplinsiz gruplar' saldırdı, meşru savunma kullanıldı
09:05 Elkêli berîvanların da tek talebi onurlu bir barış
09:04 DAİŞ'e esir düşen Êzidî bir ailenin hikayesi
09:03 İsmi arıtma tesisi, işlevi kirlilik!
09:01 HDK'li gençler: Kalıcı çözüm anayasal değişikliklerle mümkün
09:01 Mahkeme de Soylu hakkındaki şikayeti Meclis’e havale etti
09:00 Avukat Kahraman: 'Umut hakkı' mücadelesi hepimizin sorumluluğu
09:00 03 AĞUSTOS 2025 GÜNDEMİ
08:42 Jin Dergi ‘Êzidî Kadınlar ve Özsavunma’ başlığıyla yayında
00:12 Çiğdem Kılıçgün Uçar: Yeniyi kurmak için Öcalan'ın çağrısını sahiplenmeliyiz
02/08/2025
23:37 Ukrayna- Zaporijya'da nükleer santrali yakınında patlama
23:05 Humus’ta bir genç cezaevinde katledildi
23:01 Süveyda’da 560 kişi kayıp
22:58 Sıcaklıklar 7 kentte 40 derecenin üzerine çıktı
22:52 Hamas'tan 'silah bırakma' açıklaması
22:46 Antalya Büyükşehir Belediyesine yönelik soruşturmada bir kişi tutuklandı
22:40 Halk toplantıları sürüyor: İkinci Lozan’ı yaşamak istemiyoruz
21:59 Portekiz'de aşırı sıcaklardan kaynaklı 264 kişi hayatını yitirdi
21:20 DEM Parti Bakırköy Cezaevi önünde: İnsan haklarına saygılı reform süreci başlatılmalıdır
20:17 'Özel savaş politikalarıyla madde bağımlılık yaşı 9’a düştü'
18:59 Eskişehir’de Roman anması
18:21 Rojhilat’ta bir ayda 12 kadın katledildi
17:52 Ulusal Kürt Kadın Birliği Platformu'ndan Êzidîler için çağrı
17:38 Cizîr’de 15 yaşındaki çocuğunu 8 yıldır istismar eden fail tutuklandı
16:23 Çiçek: Öcalan'ın serbest çalışır koşullarının sağlanması öncelikli ödev olmalı
16:15 11 örgütten Irak’a Şengal çağrısı
16:09 Gazeteci Demirel'e gözaltı ve tehdit