DEM Parti’nin ‘çözüm’ raporunda neler var?

img
ANKARA - DEM Parti’nin komisyona sunduğu raporun tam halinde mevcut anayasanın uygulanmasının yanı sıra toplumsal sözleşme, demokratik entegrasyon ve pek çok detay yer aldı.
 
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi’nin (DEM Parti) Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu’na sunduğu rapor 99 sayfa ve 6 bölümden oluşuyor. Raporun ilk bölümü “2025’ten Kürt Meselesine Özlü Bakış; Nedir, Ne Değildir?” başlığıyla yer aldı. İkinci bölüm “Demokratik Çözüm Perspektifi ve Barış Stratejisinde Abdullah Öcalan’ın Rolü”, üçüncü bölüm “Çözümün Hukuki Altyapısı: Barış Yasası ve Demokratik Entegrasyon”, dördüncü bölüm ise “Çözümün Hukuki İnşası: Yasal Düzenlemeler, Demokrasi ve Özgürlük Alanlarının Sağlanması” başlığı yer aldı. Raporun beşinci bölümü  “Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu Dinlemelerinde Açığa Çıkan Sonuçlar”, altıncı bölüm ise “DEM Parti Barış ve Demokratik Toplum Buluşmaları; Tespitler, İhtiyaçlar ve Politik Öneriler” başlığıyla raporda yer aldı.
 
Modern Türkiye’nin siyasal ve idari yapısına ilişkin dikkat çekici tespitlerin yer aldığı raporun sonuç bölümü şu şekilde:
 
“Modern Türkiye, tarihi boyunca darbe kurumlarının yerleşmesi, askeri-sivil bürokratik vesayet, otoriter-katı merkeziyetçi siyasi/idari yapılanma, anti-demokratik yasalar ve uygulayıcı kurumları, yerel idarelerin ve hizmetlerin merkezi vesayet baskısı altına alınması anlayışı üzerine inşa edildi. Cumhuriyet’in geride bıraktığı 102 yıllık zaman diliminde farklı kimliklerin, kültürlerin, anadillerinin ve inançların varlığının reddine dayalı inkârcı, asimilasyoncu, tekçi ve katı merkeziyetçi devlet yapılanması temel politika haline geldi.
 
SINIRLARI AŞTI
 
Bu temel politikanın yarattığı Kürt sorunu, 20. Yüzyılın başından itibaren tarihsel, sosyolojik, ekonomik, politik ve ideolojik olarak yaşamın bütün alanlarına nüfuz etmiş bir sorun olarak yaşandı ve yaşanmaya devam ediyor. Bu yüzyılda ise Türkiye’nin iç-dış politikasındaki ve ekonomideki kriz dinamiklerinin tam orta yerinde yer alan bu sorun Türkiye sınırlarını aşmış, Ortadoğu coğrafyasını ilgilendiren bir sorun haline gelmiştir.
 
ARTIK SÜRDÜRÜLEMEZ BİR NOKTAYA GELMİŞTİR
 
Türkiye Büyük Millet Meclisi çatısı altında 5 Ağustos 2025’ten bu yana yürütülen Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu çalışmaları, ülkenin en yakıcı ve en karmaşık sorunlarından biri olan Kürt meselesi ve buna bağlı çatışmalı sürecin yarattığı tahribatların artık sürdürülemez bir eşiğe geldiğini bir kez daha ortaya koymuştur. Komisyonun dinlediği tanıklıklar, uzman görüşleri, sivil toplum temsilcilerinin aktarımları ve demokratik kurumların değerlendirmeleri, Türkiye’nin karşı karşıya olduğu sorunun yalnızca bir güvenlik meselesi değil; siyasal, toplumsal, kültürel ve ekonomik boyutları olan çok katmanlı bir demokratikleşme meselesi olduğunu açıkça göstermektedir. Bugün Türkiye’nin önünde duran temel görev; toplumsal barışı kalıcı hale getiren, demokratik hak ve özgürlükleri güvence altına alan, halkın onurlu bir geleceğe olan inancını yeniden kuran bir siyasal çözüm hattını hayata geçirmektir.
 
KALICI BARIŞ TOPLUMSAL BÜTÜNLEŞEM İLE OLUR
 
Kalıcı barış, yalnızca silahlı çatışmaların sona ermesi değil; aynı zamanda toplumsal bütünleşmenin, ekonomik refahın, hukukun üstünlüğünün, demokratik çoğulculuğun ve insani güvenliğin tesisidir. Bu anlamda ‘barış’ kavramı, askeri bir ateşkesin ötesinde, siyasal ve toplumsal dönüşüm sürecini ifade eder. Dünya deneyimleri göstermiştir ki (Güney Afrika, Kolombiya, İrlanda, Filipinler ve diğer örneklerde olduğu gibi) kalıcı barış, hakikat, adalet ve demokratik katılım üzerine kurulmadığı sürece sürdürülemez. Türkiye, bu küresel deneyimlerden çıkaracağı derslerle kendi özgün barış modelini yaratma eşiğindedir.
 
YENİ PARADİGMA NEDİR?
 
Bugün barış sürecinin önündeki en büyük görev, güvenlik merkezli anlayışı geride bırakıp demokratik toplum eksenli bir paradigma değişimine yönelmektir. Bu paradigma, çatışmanın değil uzlaşının; düşmanlaştırmanın değil çoğulculuğun, inkârın değil tanımanın dilidir. Bu tarihsel süreçte oluşturulan Meclis Komisyonu’nun çalışmaları, kalıcı barışın toplumsal, siyasal ve ekonomik açıdan Türkiye’ye kazandıracağı büyük imkânları açığa çıkarmıştır. Türkiye, siyasi tarihinin birikmiş sorunlarını çözme, toplumun tüm kesimlerini eşit yurttaşlık zemininde buluşturma ve demokratik geleceğini birlikte inşa etme kapasitesine sahiptir.
 
POZİTİF BARIŞ ESAS ALINMALI
 
24 Kasım 2025 tarihinde Komisyon üyeleri İmralı’da Sayın Abdullah Öcalan’ı ziyareti, Kürt sorununa çözüm iradesinin gücünü arttırarak Komisyon’un yasal ve meşru zeminini güçlendirmiş ve çözümün muhatabiyetini bir kez daha netleştirmiştir. Bu anlamda Barış ve Demokratik Toplum Süreci’nde bu ziyaret, demokratik bir perspektifin ve ufkun aralanması açısından tarihsel bir aşamayı işaret etmektedir. Bu tarihsel aralıkta sunulan bu rapor, Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu’nun yürüttüğü çalışmaların ışığında, ülkenin karşı karşıya bulunduğu tarihsel eşiklere ve olanaklara dair kapsamlı bir değerlendirme sunmaktadır.
 
 
Rapor, Kürt sorununun tarihi geçmişi, güncel reel politik durumu konusunda perspektif sunarken ve somut çözüm önerileri geliştirirken, meseleyi aynı zamanda hukuki ve siyasal zemine oturtma ve sürecin reel ihtiyaçlarına cevap olma özelliği taşımaktadır. Barış sürecinde atılacak her adımın, çatışmasızlık ortamını korumakla birlikte demokratikleşmeyi ve toplumsal barışı derinleştirmesi hedeflenmelidir. Negatif barış yerine pozitif barışın esas alınması ve toplumun gönül bağıyla birleştiği bir barış bahçesinin yeşertilmesine odaklanılması, kalıcı çözümün ve aynı zamanda Türkiye’de demokrasinin yeniden inşasının anahtarıdır. Kalıcı ve onurlu bir barış, yalnızca silahların susması ya da çatışmanın sonlandırılması değildir; Türkiye’nin geleceğini kökten dönüştürebilecek siyasal, toplumsal ve ekonomik bir yeniden kuruluş imkânıdır.
 
DEMOKRATİKLEŞME İLE İÇ İÇE YÜRÜMELİ
 
Barış, uzun yıllardır ertelenmiş demokratikleşme hedeflerini gerçekleşebilir kılarak hem devletin hem toplumun dönüşüm kapılarını aralar. Bu ülkede yaşayan herkesin kaderini etkileyen eşitsizliklerin, güvencesizliklerin, kutuplaşmanın ve siyasal tıkanmışlığın aşılması, ancak demokratikleşmeyle iç içe ilerleyen bir barış süreciyle mümkün olabilir. Çözümün kendisi, Türkiye’nin Demokratik Cumhuriyet ufkunu büyüten; yurttaşın özgürleşmesini, devletin şeffaflaşmasını, hukukun evrenselleşmesini sağlayan tarihsel bir olanaktır. Demokratikleşme, barışın yalnızca bir sonucu değil, aynı zamanda koşuludur. Kürt meselesinin siyasal ve demokratik yöntemlerle çözülmesi; güçlü bir hukuk devleti, bağımsız yargı, eşit yurttaşlık, yerel demokrasi, özgür medya, toplumsal denetim mekanizmaları ve bütünlüklü bir yeni demokratik anayasa gibi Türkiye’de yıllardır ertelenen demokratik reformların önünü açar.
 
TOPLUMSAL SÖZLEŞMEYE İHTİYAÇ VAR
 
Bu demokratik dönüşümün merkezinde ise düşünce ve ifade özgürlüğünün hiçbir baskı, sansür ve cezalandırma tehdidi olmaksızın güvence altına alınması yer almaktadır. Düşünce ve ifade özgürlüğü, yalnızca bireysel bir hak değil; demokratik toplumun çoğulcu yapısının, siyasal katılımın ve barışın toplumsallaşmasının asli teminatıdır. Demokratik bir yaşam ‘sadece bir yönetim modeli’ değil bir toplumsal sözleşme, bir ‘birlikte yaşam etiği’dir. Türkiye’de bu sözleşme eksik ve asimetrik inşa edilmiştir. Bu anlamda barış, Türkiye toplumunu uzun süredir rehin alan kutuplaşma ve güvensizlik iklimini dağıtır; farklı kimlikler, inançlar, kültürler ve toplumsal kesimler arasında karşılıklı tanınmayı, bir arada yaşama iradesini ve güçlü bir toplumsal sözleşmeye dayalı yeni ve güçlü bir birlik duygusunu mümkün kılabilir.
 
ORTAK YAŞAM
 
Kültürel çoğulculuk, karşılıklı tanıma, ortak yaşamın zenginliği ve toplumun kolektif özgüveni barışla birlikte güçlenecektir. Barışın toplumsal faydası demokratikleşme alanı ile birlikte; kültürel, sosyal ve insani alanda da derindir. Kürt sorununun demokratik yollarla çözümü, Türkiye’de Cumhuriyet’in ikinci yüzyılında ihtiyaç duyulan Demokratik Cumhuriyet zeminini güçlendirecek; yurttaşlık kavramını eşitlik temelinde yeniden tanımlayarak toplumsal bütünleşmeyi sağlayacaktır. Barış, toplumsal güveni ve dayanışmayı yeniden canlandıracaktır. On yıllarca süren çatışma, toplumun farklı kesimlerinin birbirine yönelik yerleşik olumsuz kabuller ve yargılar geliştirmesine neden olmuş, ortak yaşam alanlarını daraltmış, kültürel bağları zayıflatmıştır. Çözüm süreci, toplumda birbirinden kopartılmış olan bağları tamir edecek; kültürel çeşitliliği tehdit değil ortak zenginlik olarak konumlandıracaktır. 
 
EŞİT YURTTAŞLIK VURGUSU
 
Tüm halkların ve inanç topluluklarının eşit yurttaşlık temelinde bir arada yaşadığı bir demokrasi, yalnızca bir ideal değil; barış sürecinin en somut kazanımlarından biri olacaktır. Bu kültürel kazanım, bu ülkenin üzerine kurulduğu tarihsel çoğullukla buluştuğunda, Türkiye yeniden ‘iç barışını’ kurarak ortak bir gelecek fikrini güçlendirecektir. Farklı inanç ve kimlik gruplarının, gençlerin, kadınların ve tüm toplum kesimlerinin kendilerini eşit yurttaş olarak hissettiği bir ülke, toplumsal dinamizmi ve yaratıcılığı açığa çıkarır. Korku, baskı ve dışlanmışlık yerine güven, katılım ve umut duygusu hâkim olur. Toplumun bir arada üretme kapasitesi artar; ortak kamusal alan genişler, ortak iyi etrafında birleşme imkânı doğar. Bu, Türkiye’nin hem iç barışını hem toplumsal bağlarını güçlendirecek bir tarihsel fırsat anlamına gelecektir.
 
UZUN VADELİ REFAH DÖNEMİ SAĞLAR
 
Ekonomik açıdan ise barış, Türkiye’ye yalnızca istikrar değil, uzun vadeli refah imkânı kazandırır. Çatışma koşullarının yarattığı devasa güvenlik maliyetlerinin azalması, kaynakların toplumsal yatırımlara yönelmesini sağlar. Bölgeler arası eşitsizliklerin azaltılması, tarımın, turizmin, üretimin ve toplum yararına yatırımların canlanması barış ikliminde mümkün olabilir. Kamu kaynakları çatışma politikaları yerine; eğitime, sağlığa, sosyal refaha yöneltilen Türkiye’de barış, özellikle genç nüfusun geleceğe ilişkin kaygılarını azaltacak, nitelikli istihdam ve bölgesel kalkınma için güçlü bir zemin yaratacaktır. Türkiye ekonomisi, özellikle son on yılda yaşadığı kırılganlıkları aşmak için barış ve demokratikleşme ivmesine ihtiyaç duymaktadır. Barışın bölgesel etkisi de stratejik önemdedir.
 
MODEL HALİNE GELİR
 
Kürt sorununu çözen, çatışmayı nihayete erdiren bir Türkiye, bölgenin yükselen demokratik değeri ve güçlü modeli haline gelir. Ülkemizde ortaya çıkacak barışçı bir çözüm, Ortadoğu’nun diğer ülkelerinde de demokrasi ve barış açısından önemli adımlar atılmasını sağlayacaktır. Ortadoğu’nun tarihsel kırılganlıklar ve çatışmalar içindeki dengeleri göz önüne alındığında, Türkiye’nin demokratikleşerek sorunlarını iç barış yoluyla çözmesi, onu bölgede güven veren bir aktör hâline getirir. Kürt meselesinin demokratik çözümü, Türkiye’nin hem Ortadoğu’daki hem Dünya’daki konumunu güçlendirir; diplomatik ilişkilerini iyileştirir, barış eksenli bir dış politika yürütmesinin önünü açar.
 
BÖLGEYE YAYILAN ÖZGÜRLÜK DAMARI OLUR
 
Böylece Türkiye, bölge halkları arasında barış, diyalog ve demokratik iş birliğinin örnek modeli olabilecek stratejik bir konuma kavuşabilir. Türkiye’nin demokratikleşmesi, tüm bölgeye yayılan bir barış ve özgürlük damarı yaratır; sınırların ötesinde toplumsal ilişkileri güçlendirir ve bölgede kalıcı istikrarın anahtarlarından biri hâline gelir. Zira Türkiye’nin demokratik dönüşüm ihtiyacı, iç dinamiklerden olduğu kadar bölgesel gelişmelerden de beslenmektedir. Dünyada otoriterleşme eğilimlerinin arttığı bir dönemde, Türkiye’nin kendi demokratik kapasitesini güçlendirmesi hem içeride toplumsal huzuru artıracak hem de dış politikada itibarı yükseltecektir. Ortadoğu’nun ağır çatışmalarla şekillenen yeni döneminde Türkiye’nin rolü, ancak içeride demokratik barışı sağlayarak anlamlı bir güç haline gelebilir. Türkiye’nin kalıcı barışa ulaşması, bölgesel demokrasinin ve halkların kardeşliğinin de en güçlü dayanaklarından biri olacaktır.
 
MEDYANIN DİLİ BARIŞ VE ÇÖZÜM ODAKLI OLMALI
 
Bu çerçevede barış, Türkiye’nin Demokratik Cumhuriyet’e geçişini kolaylaştıran, toplumu özgürleştiren, ekonomiyi güçlendiren ve ülkeye bölgesel itibar kazandıran bütünlüklü bir dönüşümün inşasıdır. Barış, yalnızca bir siyasal tercih değil; Türkiye’nin geleceğini güvence altına alacak tarihi ve stratejik bir ihtiyaçtır. Bugün barış için atılacak her adım, yarın daha demokratik, barışçı ve daha güçlü bir Türkiye’nin ve Türkiye toplumunun mayasını oluşturacaktır. Bu anlayışla, içinden geçtiğimiz tarihsel aşamada partimizin önerdiği ve raporun içeriğinde ayrıntılı ifade edilen ana gereklilikler şu şekildedir: Negatif bir söylem çerçevesi içeren ‘Terörsüz Türkiye’ gibi ifadeler geride bırakılarak barış iklimi güçlendirilmelidir. Bu süreçte siyasetin ve medyanın dili barış, kardeşlik, demokrasi ve çözüm odaklı bir dil olmalıdır. Bu dil barışın toplumsallaşmasına katkı sunacaktır.
 
YASALAR ÇIKARILMALI
 
Tüm kimliklerin ve inançların hukuk içinde, eşit yurttaşlar olarak var olması anlamına gelir. Büyük barışın yasal omurgası anlamına gelen ‘Demokratik Entegrasyon Yasası’ çıkarılarak ‘geçiş dönemi yasaları’ hayata geçirilmeli ve demokratik siyaset alanı tanınmalıdır. Demokratik entegrasyon yasalarının çıkarılması için atılacak her olumlu adım barışı, Türkiye’de demokrasiye duyulan inancı, birlikte yaşama iradesini ve eşit yurttaşlık zemininin gelişmesini de büyütecektir.
 
ABDULLAH ÖCALAN’IN ROLÜ
 
Barış sürecinin geldiği aşamada, çözümün kalıcı ve kapsamlı olabilmesi için sürecin baş muhatabının rolünü daha güçlü bir şekilde yerine getirmesinin koşulları sağlanmalıdır. Bu bağlamda barışın kilit aktörü ve çözüm iradesi olan Sayın Abdullah Öcalan’ın barış sürecindeki konumu ve hakları ‘Umut Hakkı’ kapsamında değerlendirilmelidir. Barış sürecinin başarıya ulaşması için Öcalan’ın düşüncelerini özgürce üretebileceği ve rolünü yerine getirebileceği daha özgür koşullara kavuşturularak, TBMM çatısı altında kurulan Komisyon dahil olmak üzere, barış sürecine katkı sunacak resmi organların, akademisyenlerin, kanaat önderlerinin, gazetecilerin, aydınların, sivil toplum alanının Öcalan ile doğrudan görüşmesinin yasal ve zorunlu zemini güçlendirilmelidir. Çatışmanın, erkek egemen zihniyetle cinsiyetlendirilmiş olgular olduğu hakikatinden hareketle, kadınların yer almadığı barış süreçlerinin toplumsallaşamayacağı açıktır. Dolayısıyla barışın inşası için kadınların sesleri, sözleri ve deneyimleri ile bu sürece aktif katılımını sağlayacak bir perspektif esas alınmalıdır.
 
REFORMA YOL AÇAR
 
Barış sürecinin başarısının, demokratik toplum düzeninin güçlendirilmesine bağlı olduğu hakikatinden hareketle ‘Özgürlük Yasaları’ olarak nitelendirdiğimiz bir dizi yasal reform hayata geçirilmelidir. Terörle Mücadele Kanunu (TMK) ve Türk Ceza Kanunu (TCK), Ceza Muhakemesi Kanunu (CMK) ve İnfaz Kanunu’da yapılacak değişiklikler, toplumun ve bireylerin tüm özgürlüklerini güvence altına alacak öncelikli yasal reformlar olmalıdır. Sürecin gelişim seyrinde eşit yurttaşlık hakkını somutlaştıracak anayasal ve yasal değişiklikler kadar ilk aşamada ayrımcılıkla mücadeleyi kapsayan düzenleme ile uygulamaların hayata geçirilmesi ve Meclis bünyesinde Ayrımcılıkla Mücadele Komisyonu’nun kurulması eşit yurttaşlık bilincinin ve kültürünün gelişimine katkı sunacaktır.
 
ATILMASI GEREKEN İLK ADIMLAR NELER?
 
Güncel bir ihtiyaç olarak hazırlanacak ‘Sivil Toplum Yasası’ ile barışın toplumsallaşmasının ve demokratik bir toplumun sağlam temeller üzerinde inşasının boyutlarından biri olan toplumun kamusal hayata kolektif katılımının önü açılacaktır. İktidarın geç kalınmış bazı yasal adımları atması süreci güçlendirecektir. Kayyım uygulamasına son verilmesi, hasta tutukluların tahliyesi, AYM ve AİHM kararlarının uygulanması, Barış Akademisyenleri’nin ve KHK mağduriyetlerinin giderilmesine dair düzenlemeler yapılması sürece güveni artıracaktır. Gerekli yasal değişiklikler yapılarak merkezi idarenin kayyım atama yetkisi kaldırılmalı; anadilinde eğitim ve hizmet hakkı yasal güvenceye kavuşturulmalı; barışın toplumsal temelde güçlenmesi için eşit ve özgür yurttaşlık temelinde yerel demokrasi ve kültürel haklar güvence altına alınmalı ve gerekli reformlar hayata geçirilmelidir.
 
DEMOKRATİK CUMHURİYET PERSPEKTİFİ GÜÇLENDİRİLMELİ
 
Anayasal vatandaşlık ilkesine dayanan, farklı kimlik ve inançları eşit kurucu unsurlar olarak tanıyan, katılımcı ve yerinden yönetimi esas alan Demokratik Cumhuriyet perspektifi güçlendirilmelidir. Barış içinde yaşamanın şartlarından biri geçmişle yüzleşme ve hakikat arayışıdır. Geçmişte yaşanan acıların görünür kılınması, acıların paylaşılması, hakikatle yüzleşme ve adalet mekanizmalarının güçlendirilmesi, kalıcı barışın ön şartıdır. Böylece barış süreci, toplumun tüm kesimlerinin katılımıyla şekillenen, bugünü ve geleceği inşa eden bir toplumsal mutabakat süreci olarak kalıcı hale gelecektir. Türkiye’nin demokratikleşme ufkunu genişletecek her adımda ısrarlı, kararlı ve sorumlu bir kurucu rolü olan DEM Parti, çözüm sürecini yalnızca bir siyasi diyalog başlığı olarak değil, demokratik toplumun inşasının, demokratik siyasetin güçlenmesinin, toplumsal barışın ve demokratik bir cumhuriyet sözleşmesinin gereği olarak görmektedir.
 
SORUMLULUK ALMAYA DEVAM EDECEKTİR
 
Partimiz, kuruluşundan bugüne kadar müzakereyi, diyaloğu ve barışçı politikaları kendi siyasi varlığının gerekçesi olarak görmüş, bütün baskı ve zor politikalarına karşı demokratik siyasette ısrar etmiştir. Bugün de bu sürecin hem siyasal zemininin kurulmasında hem de toplumsal meşruiyetinin güçlendirilmesinde aktif bir rol ve sorumluluk üstlenmeye devam edecektir. Türkiye yüz yıllık bir siyasal birikimin ve aynı zamanda yüz yıllık bir çözülmemiş meselenin eşiğinde durmaktadır. Bu tarihsel eşikte barış sürecini cesaretle sahiplenmek, toplumsal beklentilere kulak vermek, Demokratik Cumhuriyet ufkunu ortaklaştırmak, diyalog, müzakere ve çözüm perspektifini kurumsallaştırmak Türkiye’nin tüm kurumlarının; Meclis’in, iktidarın, muhalefetin ve yerel yönetimlerin ortak sorumluluğudur. Siyasal ve toplumsal muhalefete sorunun çözümü konusunda yaşamsal sorumluluklar düşmektedir. Kürt meselesi devletin ve iktidarın tarihsel bir meselesi olduğu kadar Meclis içindeki ve dışındaki 95 tüm muhalefet partileri ve güçleri açısından da hayati önemdedir.
 
TOPLUMSAL BARIŞ ÇAĞRISIDIR
 
Bugün yaşadığımız tarihsel süreç, cesur adımlar atma iradesini duyurmaktadır. Aynı zamanda sivil toplum örgütleri, sendikalar, kadın ve gençlik örgütleri, inanç toplulukları, aydınlar, akademisyenler, kanaat önderleri, gazeteciler ve tüm yurttaşların, barışın toplumsal zeminini büyütmesi ve demokratik siyaseti güçlendirmesi ile daha güçlü bir demokratik toplum birlikte inşa edilecektir. Bu rapor, yalnızca geçmişin sorunlarına bakan bir değerlendirme değil; bugüne ve geleceğe dair ortak bir irade, demokratik bir sözleşme ve toplumsal barış çağrısıdır. DEM Parti olarak bu ülkenin halklarına olan sorumluluğumuzun bilinciyle, kalıcı barış, demokratik çözüm ve Demokratik Cumhuriyet hedefinden vazgeçmeden, tüm siyasi aktörlerle ve toplumun tüm kesimleriyle birlikte çözümün yolunu açmaya hazır olduğumuzu bir kez daha ifade ediyoruz. Bu nedenle çağrımız; kalıcı barış için adım atmaya, tekçiliğin değil çoğulculuğun, otoriterliğin değil demokrasinin, ayrışmanın değil bir arada yaşamanın çatısı olan Demokratik Cumhuriyet’i hep birlikte inşa etmeye, Türkiye’nin ikinci yüzyılını barışın, özgürlüğün, demokrasinin ve halkların kardeşliğinin temelleri üzerinde kurmaya yöneliktir. Zira demokratik devlete ve demokratik topluma dair değişim ve dönüşüm iradesi; hak, eşitlik ve birlikte var olma merkezli bir siyasal ve toplumsal tahayyülü gerektirmektedir.”

Diğer başlıklar

17:49 İHD: İç Anadolu bölgesi cezaevlerinde 335 ağır hasta tutsak bulunuyor
17:44 Kocaeli’de 7 işçinin yaşamını yitirdiği bina yıkıldı
17:38 UNICEF: Gazze’de 2 çocuk soğuktan hayatını kaybetti
17:35 Ahmet Özer: Sürecin toplumsallaşması için adımlar atılmalı
17:30 Meclis'teki istismar soruşturmasında 4 kişi hakkında gözaltı kararı
17:27 Temelli: Hangi füze karnımızı doyuracak?
17:20 İHD'den tutsaklara yeni yıl dayanışma kartı
17:16 Gazeteci Aykol'a PEG işlemi uygulandı
17:13 Beritan Güneş Altın: Bütçede uyuşturucu ile mücadeleye ayrılan pay 0,02
17:04 Ailesinden 4 kişiyi kaybeden tutsağın taziyeye gelmesi için 200 bin TL istendi
17:02 DEM Parti’nin ‘çözüm’ raporunda neler var?
16:31 Çetin Arkaş: Kalıcı barış için bir zihniyet dönüşümüne ihtiyaç var
16:22 Yüksel Genç: Halk süreç konusunda ciddi anlamda temkinli
16:17 Bakanlık önünde 'asgari ücret' protestosu
16:11 Putin ve Erdoğan görüşmesinde Ukrayna konusu ele alındı
15:46 Şirnex'ta koruculardan pezkovî katliamı
15:45 Karadeniz madenleri Yıldız Holdinge veriliyor
15:40 Agirî Belediyesi, itfaiye binasının açılışını yaptı
15:32 Amed'de petrol için verilen 'ÇED gerekli değil' kararı iptal edildi
15:29 Asgari Ücret Tespit Komisyonu ilk toplantısını gerçekleştirdi
15:10 Colemêrg'te yüksek faturalar protesto edildi
14:58 Rapor: Bin kadından yalnızca 1’i adli yardıma erişiyor
14:45 Pervin Buldan: Barış Yasası olmalı
Devlet Bahçeli: Pervin hanımın her cümlesine imzamı atarım
14:37 Çukurova'da 'Ekmek ve Barış için Bütçe' yürüyüşü: Bütçe barışa aktarılsın
14:26 Cizîrê Kantonu Belediye Birliği Başkanı: Rojava'da kararlar komünlerde alınıyor
14:19 Cezaevi raporu: İnfaz erteleme ve işkence uygulamaları artarak sürüyor
14:08 DEM Parti İmralı Heyeti ile Bahçeli görüşmesi başladı
13:17 Duran Kalkan: Bu sürece katılmayan kaybeder
13:16 Ankara’da toplu taşımaya yüzde 35 zam
13:13 'Barış için yerel yönetimlerin özerkliği desteklenmelidir'
13:03 Emek ve Barış için Bütçe: Ekmek ve barış hakkına ulaşmak zorundayız
12:43 Babacan: Sürecin en büyük eksikliği Erdoğan'ın kamuoyunu bilgilendirmemesi
DEM Parti Heyeti: Yasal düzenlemeler barışı katkı sunmalı
12:30 Mêrdîn’deki kazada ölen Fidan ailesinin 4 ferdi defnedildi
12:10 Mêrdîn’de genç kadına tecavüz eden 2 kişi tutuklandı
12:09 ‘Güvenlik’ gerekçesiyle kapatılan yol kontrol noktası kurularak açıldı
11:52 İmralı Heyeti Ali Babacan’la bir araya geldi
11:47 Tuncer Bakırhan: Hepinizi mücadeleye çağırıyoruz
11:27 Diyarbakır Valiliğinden konsolosluklarla görüşmeyi kısıtlayan karar
11:03 Gülistan Sönük: Demokratik toplumu kurmak hepimizin görevi
10:57 Tülay Hatimoğulları: Savaşa ayrılan bütçeye ‘hayır’ diyeceğiz
10:39 ‘Kalıcı barış için temel hak ve özgürlükler inşa edilmeli’
10:08 İzBB işçileri: Taleplerimiz karşılanana kadar mücadelemiz sürecek
09:53 Polisten ajanlaştırma mesajı: Bu hikayede yanan sen olma
09:42 Daniela Patti: Abdullah Öcalan’ın serbest bırakılmasını sağlamalıyız
09:38 İHD’li Jiyan Tosun: Türkiye hak ihlallerinde ısrar ediyor
09:24 Bolu’da 13 tutsağın tahliyesi engellendi: Sürecin ruhuna aykırı
09:23 Cizîr'deki sokağa çıkma yasağının 10'uncu yılı: 52 dosya AİHM’de
09:21 Yönetmen Kilo: Efrîn'i barış kenti yapalım
09:17 Ra belgeseliyle Alevilik inancındaki asimilasyona dikkat çekiyor
09:16 Licê'deki yürüyüşe çağrı: Özel savaş politikalarına cevap olalım
09:09 Eski Diyanet İşleri Başkanı Görmez rektör olarak atandı
09:06 Aliye Timur'u anlattılar: Dava insanıydı
09:05 Efrîn’deki cezaevleri ve ajanlaştırma ağları
09:01 Cezaevinden mektuba sansür: Tek satır bırakıldı
09:00 12 ARALIK 2025 GÜNDEMİ
08:31 Kürt seçmen, İmralı kararı nedeniyle CHP'yi terk etti
08:29 Birçok kentte karla karışık yağmur uyarısı
11/12/2025
23:54 Portekiz’de 24 saatlik genel grev
23:13 Dilan Ayan: Silivri'deki 3 bin kişilik duruşma salonunun amacı nedir?
22:09 Eskişehir'de barış konuşuldu: Toplumsallaştırmalıyız
21:22 Özel ile görüşen Ahmet Özer'den 'barış süreci' mesajı
20:30 DEM Parti'nin 'ekmek ve barış için bütçe' yürüyüşü yarın başlıyor
20:20 Mêrdîn’de zincirleme kaza: 4 kişi hayatını kaybetti
20:09 DEM Parti ve HDK'den 'asgari ücret 46 bin TL olsun' çağrısı
19:45 31 yıl sonra tahliye olan Öncü: Hep birlikte özgürlüğü kutlayacağız
19:41 Ayşe İnceyol davası yine ertelendi
19:24 Bulgaristan Başbakanı Jelyazkov istifa etti
19:07 Meclis'te çocukları taciz eden personel tutuklandı
19:02 Avukat Naim Eminoğlu tutuklandı
17:42 3. Amed Uluslararası Film Festivali sürüyor
17:24 Onur Yaser Can davasında Yargıtay'a uyma kararı
17:03 Erdoğan: Komisyonun ortak bir perspektif çizmesini temenni ediyorum
16:58 Meclis'te çocuk istismarı: Meclis dahi çocuklar için güvenli alan olmaktan çıktı
16:29 Colemêrg’te serbest kürsü kuruldu
16:26 Özel Okmeydanı Hastanesi çalışanlarından açıklama
16:17 Çetin Arkaş: Demokratik ulus çatısı altında bir arada yaşayabiliriz
16:15 MESEM'in çocuk işçi cinayetinde sanıklara indirim
16:11 DEM Parti İmralı Heyeti Babacan ve Bahçeli'yi ziyaret edecek
15:26 Aykol'un tedavisine yeni antibiyotiklerle devam edilecek
15:25 Roman dernekleri temsilcileri DEM Parti İzmir İl Örgütünü ziyaret etti
15:24 İşçilerden belediyelerden SGK borcu kesintisi yapılmasına tepki
15:00 Kadınlardan Meclis'teki istismara tepki
14:56 DEM Partili Parlak: Fidan ülkeleri silahlandırmaya teşvik ediyor
14:53 Nisêbîn’de ‘Barış ve Demokratik Toplum’ buluşması: Barış en acil ihtiyaç
14:52 MB politika faizini düşürdü
13:30 İzBB işçileri belediyeyi diyaloga çağırdı
13:23 Cezaevleri raporu: Sürece rağmen tutuklular her alanda hukuksuzluklara maruz kalıyor
12:54 Savcılık '19 Aralık Katliamı'nın zaman aşımı kararına itiraz etti
12:46 Cengiz Çiçek: Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı 100 yıllık ezberin bozulmasını gerektirir
12:44 MHP de süreç raporunu Meclis’e iletti: İnfaz düzenlemesi mutlaka yapılacak
12:18 'Uluslararası Konferans' sonuç bildirgesi: Abdullah Öcalan'ın özgürlüğü barışın gereğidir
11:45 Myanmar'da cunta yönetimi hastane bombaladı: En az 31 ölü
11:39 Gazeteci Akyüz'e verilen hapis cezasına itiraz reddedildi
10:26 'Türk'ün gücünü göreceksin' işkencesine suç duyurusu
10:07 Kayyımın Newala Qasaba'yı imara açma kararı durduruldu
09:58 FED politika faizini 25 baz puan indirdi
09:39 Adliyede intihar eden polis öldü
09:27 Hasta tutsak hastanede bir hafta elleri ve ayakları kelepçeli tutuldu
09:12 Suriyeli Aleviler için 'acil adım' çağrısı
09:09 Avukat Kaya: ‘Umut hakkı’ tercih ya da lütuf değil, zorunluluktur
09:07 Sembolîzmin Kürt edebiyatına etkisi
09:05 BES: Antalya Defterdarlığı Memur-Sen aklıyla yönetiliyor
09:03 Tarihi Ermeni bahçeleri kurutulup yapılaşmaya açıldı
09:00 Av. Özoral: Abdullah Öcalan artık serbest kalmalı
09:00 11 ARALIK 2025 GÜNDEMİ
08:42 Pendik’de yangın: 2 çocuk hayatını kaybetti
10/12/2025
23:59 Ulaştırma ve Ticaret Bakanlığı bütçeleri kabul edildi
22:22 Fed, yılın son faiz kararını açıkladı
20:53 Licê’de fuhuşa karşı yürüyüş düzenlenecek
20:48 Barış temalı müzik festivali ilk gününde
20:44 Dîlok’ta ambalaj fabrikasında yangın
20:40 DEM Parti'li Eren: Özerk Yönetim'e kapıları açın
20:23 Sendikalardan MESEM protestosu
20:16 DEM Parti: Meclis çatısı altında işlenen istismar örtülmemeli
20:11 Dindar: Milyonların konuştuğu Kürtçe, yok saymanızla yok olmaz
20:06 İzmir’de su kesintileri her gün uygulanacak
20:03 Wan’da Bîra Sûr’ê gösterimi: İhlal 10 yıldır sürüyor
19:48 Cenevre’den çağrı: Abdullah Öcalan derhal özgür olmalı
19:28 KHK eylemi 350'nci haftasında
19:18 DEM Parti milletvekilleri: İktidarın yaptığı, yapmadığı yollar halkın canına mal oluyor
19:11 Beritan Güneş Altın: Meclis çocuklar için suç mahali
19:02 Kanireş depreme hazır değil
18:58 Werîşe Mûradî’ye verilen idam cezası iptal edildi
18:50 Amed Film Festivali'ne yoğun ilgi
18:35 İsrail mülteci kampına saldırdı
17:47 ABD’nin yeni bütçe tasarısı: QSD Suriye'nin siyasi çerçevesinin parçası olmalıdır
17:24 Yasin B. kendisinden boşanmak isteyen kadına saldırdı
17:20 Avustralya'da çocuklara sanal medya yasağı başladı
17:13 Meclis'ten kız çocuklarının taciz edilmesine dair açıklama
16:57 TKDF Kasım ayı şiddet çağrısı raporunu açıkladı
16:13 Tetwan’da halk buluşması: Sayın Öcalan ilk defa bir sürece bu kadar umutla bakıyor
16:08 Gazeteci Aykol'a bir kez daha kan takviyesi yapıldı
16:06 Veysi Aktaş: Kim örgütlenirse o kazanacak
15:47 DEM Parti, CHP ve EMEP ‘çözüm’ raporlarını Meclis’e verdi
15:28 TÜMBEL-SEN 'Emek ve Demokrasi Sempozyumu' düzenleyecek
15:10 Yaşamını yitiren PKK'liler için taziye kuruldu, mevlit verildi
14:50 BM’ye mektup: ‘Umut hakkı’ kararı konusunda teşvik edici olun
14:48 Kürtçe kurs engeli protestosu: Dilimiz, onurumuzdur
14:28 Hak ve hukuk örgütlerinden İnsan Hakları Haftası açıklaması: İhlaller artarak devam ediyor
14:23 Suriye Abdullah Öcalan’a Özgürlük İnisiyatifi’nden ‘umut hakkı’ açıklaması
14:03 ‘Taliban İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni çiğniyor’
13:46 İzBB'den iş bırakan işçilere soruşturma
13:22 İşten çıkarılan maden işçileri: Maden bizim emek bizim
12:54 TJA, DBP ve DEM Parti’den İnsan Hakları Haftası açıklaması
12:37 Antalya’da 'Geçinemiyoruz' mitingine katılım çağrısı
12:35 HTŞ’nin bir yıllık iktidarında kadınlar: Kaçırılma, katliam, cinsel şiddet
12:28 Barış Anneleri: Abdullah Öcalan’ın özgürlüğünü talep ediyoruz
12:18 Amed’de insan hakları yürüyüşü: Kürt sorunu çözülmeli
11:43 ÇHD’li avukat gözaltına alındı
11:39 Gar Katliamı anması: Savaş severliğinizi alt edeceğiz