HDP’li Koç: AKP ülkeyi şiddet sarmalına sürüklüyor

img

AĞRI - İşkence uygulamalarında gelinen noktayı “polis devleti” olarak tanımlayan HDP Milletvekili Abdullah Koç, “AKP, kolluk güçleriyle ülkeyi şiddet sarmalına sürüklüyor” dedi.

 
Son zamanlarda artan polis, jandarma ve bekçi şiddetine her gün bir yenisi ekleniyor. Halkların Demokratik Partisi (HDP) Ağrı Milletvekili Abdullah Koç, polis, jandarma ve bekçi şiddetinin genel bir siyaset haline dönüştüğünü belirtti. 
 
Halka şiddet uygulayan kolluk güçlerinin, “Ben devletim” söyleminin aslında var olan şiddetin özünü gösterdiğini dile getiren Koç, üniformalı olarak insanlara işkence ve kötü muamele eden kişilerin, devletin gerçek yüzünü kanıtladıklarını söyledi. Koç, “Devlet adına şiddet uygulayanlara karşı yargı organları maalesef devreye girmiyor. Bu zihniyet Sivas’ın Madımak Oteli’ni yakmalarından geliyor.  Bölgede kolluk güçlerinin çok ciddi hak ihlallerini birebir görüyor ve yaşıyoruz. Bunların sorgulanması yapılmıyor, çünkü ‘terörle mücadele’ kapsamında önlerine çıkan herkese hakaret ettikleri bir gerçektir. Bu kişiler yarın öbür gün batıya tayini çıktığında, bu hukuksuz uygulamaları orda sürdürüyorlar, çünkü onlara verilen hizmet içi eğitimde ‘Ben devletim, bütün kanun benim, bütün uygulamanın özü benim, yasa da anayasa da benim’ diyor. Dolayısıyla böyle bir mantıkla, anlayışla görev yapmak ve sırtının sıvazlanmasının sonucu budur” dedi.
 
CEZASIZLIK POLİTİKASI
 
Yaşanan polis şiddetinin işkence suçu olduğunu belirterek, iktidarı sorumlu tutan Koç, Ceylan Önkol’ın katledilmesi ve Roboski katliamı üzerinden cezasızlık politikasını hatırlattı. Koç, şöyle devam etti: “Diyadin’de 2015 yılında 2 çocuk, fırının önünde katledildiler. Hala yargılanmaları devam ediyor. Bir sonuç alınmış değildir. Burada da bir cezasızlık politikası ile karşı karşıyayız. Türkiye bir şiddet sarmalı içinde ve hukuk rafa kaldırılmış durumdadır. Adalet mekanizması AKP iktidarının 2 dudağına bakıyor. Bu gücü arkasında hisseden güvenlik güçleri, keyfi muamele yapıyor. Yaptığı kötü muamele kendisine kar kalıyor. Bu iktidar ve yapıyla ülke açık bir işkencehaneye dönmüş durumdadır” diye konuştu.
 
TEHLİKE ÇOK BÜYÜK
 
Hukukun oksijen kadar ihtiyaç olduğunu ifade ederek, hukuk olmadığı takdirde toplumun bir arada yaşayamayacağını söyleyen Koç, “Devlet eğer ki hukuk ilkesinden vazgeçerse, kocaman bir suç örgütü haline gelir. Biz bunu bağıra bağıra belirtiyoruz. İnsanlara karakollarda, kapalı odalarda işkence ediyorlar ve bu güvenlik güçleri yarın başka yerde başka bir şiddet vakası ile ortaya çıkıyor. İşkence eden iktidar ve güçlerin ruh hali normal değildir. Buna karşı herkesin ayağa kalkarak, demokratik haklarını kullanarak, hukuk ve demokrasi talep etmesi gerekiyor. Eskiden yapılan ve inkar edilen işkenceyi kanıtlayabilmek için büyük uğraşlar vermek gerekirken, şuanda bunu gizlemeye de ihtiyaç duymuyorlar. Canlı yayınlarda işkenceler yapılıyor. Bu artık bu kadar pervasızlaştılar. Tehlike çok büyüktür. Kimse kendine ben güvendeyim demesin” ifadelerini kullandı.
 
TOPLUMDAN KORKUYORLAR
 
İşkence uygulamalarında gelinen noktayı “polis devleti” olarak tanımlayan Koç, “Toplumu baskı altına alıyorlar. Bütün siyasi partilerin, bütün muhalefetin ve bütün insan hakları örgütlerinin buna karşı durması gerekiyor. Şiddet cezaevlerinde siyasi tutsaklara ve düşünce suçlarına karşı yapılıyor. Sokakta da çocuklara, basın açıklaması yapmak isteyen siyasetçilere ve demokratik örgütlemelere karşı yapılıyor. Ankara’da yapılmak istenen basın açıklamasına müdahale eden polis, il eşbaşkanımızın kafasını yardılar. Milletvekillerimizi darp ettiler. Demokratik hukuk devletinin rafa kaldırıldığı ve yerine polis devletinin hakim olduğu bir uygulama şeklidir. Bunlar açıkçası toplumdan ve demokrasiden korkuyorlar” şeklinde konuştu.
 
MA / Dindar Karataş