13 yaşında cezaeviyle tanıştı, şimdi babası için özgürlük istiyor

img

DİYARBAKIR - Henüz 13 yaşındayken tutuklanan, devlet ve Hizbullah'ın saldırıları altında eve yiyecek götürülemediği için bir kardeşi açlıktan yaşamını yitiren Herdem Merwanî, hem Adalet Nöbeti ile hem de edebiyatla direnişini sürdürüyor. 

Herdem Merwanî (43), bir Kürt şair ama aynı zamanda halkının yürüttüğü özgürlük mücadelesinin bir parçası. Kızıyla birlikte Diyarbakır Barosu'nda devam eden Adalet Nöbeti'nin eylemcilerinden biri. Onun ve ailesinin yaşadıkları, Kürt halkının karşılaştığı zulmün ve buna karşı geliştirilen direnişin örneklerinden biri. Herdem Merwanî, adını aldığı "Merwanilerin" başkentinden yani Diyarbakır'ın Silvan (Farqîn) ilçesinin Cûmatê köyünden. Erivan Radyosu'ndan çalınan tınılar ve şevbuhirklerdeki kilamların yakıcılığında büyüyen, bir Kürt. Televizyonun henüz yaygın olmadığı yıllarda Merwanî'nin Kürtlük bilinci de mücadele isteği de bu kültürel faaliyetler etrafında şekillenir. 
 
 
KİLAMLARLA ÖRÜLEN MÜCADELE
 
Tüm köy, Kürtlüğe dair tınılar, eserler içeren Koma Berxwedan, Şivan Perwer kasetleri nedeniyle bir evde toplanır. Merwani, o günlerde yaşadığı heyecanı şöyle anlatıyor; “O dönemde Kürt özgürlük hareketi yayılmıştı, Diyarbakır ve Silvan’da o dönemde kasetler de yaygınlaşmaya başlamıştı. Şivan Perwer, Koma Berxwedan'ın kasetleri vardı. Bunları eve getirip gizli dinliyorduk, uyuyacağımız zaman da saklıyorduk. Yeni bir film için insanlar sinemaya gidiyorsa o dönem de yeni kaset geldiğinde bir evde toplanılır ve bu eserler dinlenirdi. O şarkılar benim üzerimde büyük bir etki yarattı."
 
HİZBULLAH SALDIRILARI
 
Kürtlerin varlık ve özgürlük mücadelesinin yayıldığı Silvan'da hem devlet hem de Hizbullah saldırıları yoğunlaşır. Merwani'nin babası Abdulhalim Kırtay başta olmak üzere tüm aile bu saldırıların hedefindedir. Kırtay ailesinin evi, gündüzleri asker, geceleri ise Hizbullah kuşatması altındadır. Abdulhalim Kırtay ve bir oğlu hakkında yakalama kararı çıkartılır. Kırtay, evine ailesinin yanına gelemez, aile de kuşatmadan kaynaklı 3 ay boyunca eve erzak alamaz. Bu süreçte ailenin en küçüğü Zinarin açlıktan yaşamını yitirir. Özgür basının bugünkü kadar güçlü olmamasından kaynaklı yaşadıklarının kamuoyu tarafından duyulmadığını dile getiren Merwanî, "O dönemde Hizbullah’ın saldırıları çok yoğun oluyordu. Yurtsever olanlar bu kişiler tarafından öldürülüyordu, kimisi de tutuklanıyordu. Büyük katliamlar yaşanıyordu, ancak o dönem basın bu kadar aktif değildi ve yaşanan olaylar karanlıkta kaldı. Bu süreçte benim kız kardeşim, açlıktan yaşamını yitirdi. Ama böyle bir durumun haberi çıkmadı. Babam ve abim hakkında yakalama kararı çıkartılıyor. Evimize bu süreçte saldırılar oluyor, kapı ve camları kırılıyor. Gündüzleri polisler etrafta oluyor, gece ise Hizbullah evi kuşatıyor. O dönem 3 ay eve yiyecek girmiyor. Son olarak turşu varmış, bir tek onu tüketince mideleri kaldırmıyor. Sonra kız kardeşim yaşamını yitiriyor ve günlerce cenazesi yerde kalıyor. Kimse gidip gömmeye bile cesaret edemiyor. Bu süreçte yaşanan çatışmada 7 gerilla yaşamını yitiriyor. O gece hiç tanımadıkları insanlar gelip cenazeyi alıyor, o gerillalarla birlikte toplu olarak gömüyorlar. Ben kız kardeşimi hiç görmemiştim ama onun adını (Zinarin) ben koymuştum" diye anlatıyor. 
 
'KÜRT OLDUĞUNUZU UNUTMAYIN'
 
Belki de halkının varlık ve özgürlük mücadelesine katılma heyecanıyla yaşından erken büyümüş, büyük sorumluluklar üstlenmiş bir çocuk. Merwani, hayatı boyunca nenesinin "Kürt olduğunuzu, kimliğinizi hiç unutmayın, her şeyi unutabilirsiniz ama Kürt olduğunuzu aklınızdan çıkartmayın" sözünü bir ilke gibi benimser. Tam da bu nedenle erken yaşta mücadele içine girer ve "benim için üniversiteydi" dediği cezaevinde edebiyata yönelir.  
 
GÖZALTINDA BİR MEVSİM GEÇTİ
 
Daha 13 yaşında iken 1992 yılında tam da verdiği bu mücadele nedeniyle 3 aylık gözaltı süreci ardından tutuklanarak Muş Cezaevi'ne konulur. Merwanî tıpkı günümüzde de yüzlerce Kürdün tutuklanmasına gerekçe yapılan "tanık" ifadeleri nedeniyle hapsedilir. Merwanî, "Mart ayında Muş'ta gözaltına alındığımızda yerde 1 metre kar vardı, tutuklanıp cezaevine götürüldüğümüzde ise Mayıs'tı ağaçlar çiçek açmıştı. 1 mevsim kimsenin bizden haberi olmadan gözaltında tutmuşlardı. Gözaltına alındığımda saçlarım kısaydı, cezaevine gittiğimizde saçımın uzadığını gördüm. O kadar süreden sonra kendimi aynada gördüğümde şaşırmıştım, saçlarım nasıl uzadı diye" diye anlatıyor bu ilk gözaltı sürecini. 
 
CEZAEVİNDE KOMÜN
 
2'si kadın 17 kişi çıkartıldıkları mahkeme tarafından tutuklanarak Muş Cezaevi'ne gönderilir. Ailelerinin haberi olmaması nedeniyle ne yedek bir kıyafetleri ne de para vardır. O süreçte genel olarak adli suçtan tutuklanan kişilerin olduğu Muş Cezaevi'nde komün oluşturulur ve yeni giden siyasi tutuklular için kıyafet, para ve temel ihtiyaçlar toplanır. Henüz 13 yaşında bir çocuk olan Merwanî'nin küçük bedenine kıyafet bulmak zordur. Tamamı erkek tutuklulardan oluşan koğuşlarda tek tek gezilir ve en zayıf olan kişinin kıyafetleri Merwanî'ye getirilir. 
 
BEKARET KONTOLÜ DAYATMASI
 
Merwanî ve beraberindeki 16 tutuklu, kısa bir süre sonra Elazığ Cezaevi'ne sevk edilir. Bu sürgün, baskı halinin katlanması anlamına gelir. Burada ilk elden yanındaki kadın tutukluyla birlikte bekaret testi için Elazığ Devlet Hastanesi'ne götürülen Merwanî yaşadıklarını şu sözlerle özetliyor: "Bizi götürürken oraya da insanları yığmışlardı. İnsanlar 'vatan hainleri' diyerek bizi linç etmeye çalışıyorlardı. Çocuk olduğum için bekaret kontrolü benim için çok önemli bir durum değildi ancak yanımdaki arkadaşım bu durumun farkında olduğu için böylesi bir uygulama çok zoruna gitmişti. Morali çok bozulmuştu. Ancak şimdi dönüp baktığımda zoruma gidiyor. O gün anlayamadığım tek şey; iki kişiydik ve 100 kadar erkek gelmiş ve bizi linç etmek istiyorlardı. Ondan sonra bir müddet Elazığ'da kaldım, çok faşist bir yerdi. Saldırılar çok oluyordu. O dönem 'Govend' isimli bir dergi geliyordu, şimdilerde basılmıyor diye biliyorum. Kitap da verilmediği için ben o dergiyi ezberliyordum. Bir teyp vardı ve birkaç kaset, o kasetler tüm koğuşları geziyordu ki insanlar müzik dinleme hakkına erişebilsin."
 
Merwanî tutuklandıktan 1 yıl sonra bu kez de babası tutuklanır. Babasının gözaltında kaybedilmek istendiğini, 50 gün kendisinden haber alamadıklarını dile getiren Merwanî, "Uzun süre elimizde değil diyorlardı, aile de avukatlar da bilgi alamıyordu. O süreçte Özgür Gündem gazetesi vardı, babamın durumuna ilişkin haberleri oradan ediniyordum. 50 günden sonra bilgi verildi. Sonrasında tutuklandı ve bir daha hiç bırakılmadı" diye o günleri anlatıyor. 
 
BABADAN ÖTE MÜCADELE ARKADAŞI
 
Merwanî bir dönem özgürlüğüne kavuşsa da bir kez daha tutuklanır. Bu kez Batman Cezaevi'ne konulan Merwanî, babasıyla aynı cezaevinde olduğu için yılların hasretini burada gidermeye çalışır. Cezaevinin kendisi için bir diğer farklı özelliğinin ise tam da bu noktada başladığını söyleyen Merwanî,  "Babamla dışarıdaki anılarım pek aklıma gelmez. Gençliğimde babam ile aynı cezaevinde kaldım ve haftada bir birbirimizi görme hakkımız vardı. Cezaevinde baba-kız duygusu zayıflıyor. İster istemez aynı amaç için mücadele eden iki insan oluyorsun. Yan yana geldiğinde evet biliyorsun o senin baban ama daha çok arkadaşlık, yoldaşlık gibi çok farklı bir durum ortaya çıkıyor. Sohbetlerimiz daha çok politik oluyordu. Bazen bu durum bizi incitiyordu da. Baba-kız gibi yaklaşalım diyorduk ama istesen de olmuyor. Yıllarca uzak kalmışsın ve aynı amaç için mücadele etmişsin. Duyguların, hayatın değişiyor. 1 yıl hayatımız öyle devam etti" diyor. 
 
CEZAEVİNDE HASTALANDI
 
Babasının ömrünün 30 yılını cezaevinde tamamladığını, dışarıdayken sağlıklı ve yaşamı seven biri olduğunu anlatan Merwanî, Kırklareli Cezaevi'nde babasının hastalıklarının başladığını ve günden güne arttığını söylüyor. 
 
Babasının son olarak tedavi için Şakran Cezaevi'ne sevk edildiğini ve buradan kendilerini aradığında durumunun ciddi olduğunu aktardığını belirten Merwanî, şöyle devam ediyor: "İlk başta sadece şeker hastasıydı sonra git gide hastalığı arttı. Şeker, prostat gibi bir çok hastalığı var. Yaşı da ileri. 30 yıl cezaevinde kalmak zaten başlı başına kötü bir durum. Bazen durumunu sorduğumuzda 'kalp dışında tüm vücudumda sorunlar var' diyor. Sürekli olarak gidip görme şansımız da olmuyor. Ama sürekli yanında olduğumuzu hissettiriyoruz. Sürekli olarak size babalık yapamadım diyor. Ancak biz de ona sen bize en güzel duyguları verdin diyoruz. Sen bizim kimliğimize bağlanmamızı sağladın, bundan başka bir babalık da kimse senden istemiyor." 
 
CEZAEVİ AİLESİ OLUR
 
Batman'ın yanı sıra Urfa ve Sivas cezaevlerinde de tutulan Merwanî'nin yaşamının büyük bölümü dört duvar arasında geçer. Başkaları çocukluk ve gençlik yılları denilince, mahallesi, okulu, ailesi gelirken O, cezaevi yılları, arkadaşlarını anlatır. Merwanî tam da bu nedenle sadece tutsak edildiği bir mekan olarak tanımlamaz cezaevini. Cezaevi hem ailesidir onun için hem de direnişi, Kürt kimliğini geliştirdiği, kalemi eline aldığı mekan olarak tanımlar. 
 
KÜLTÜREL DİRENİŞE ÖNCÜLÜK 
 
Sadece kendisi için değil Kürtler ve mücadele eden herkes için cezaevinin direniş mekanı olduğunu belirten Merwanî, "Benim için cezaevleri iradenin kırıldığı yerler değil. Bizi tutuklayanlar böyle bir sonuç elde etmek istemişlerdir ama bizim yaşamımızda hep direniş kaleleri olmuştur. Görüyoruz ki en iyi edebiyatçıların bir şekilde yolu ya cezaevinden geçmiş ya da tutuklanmamak için sürgünlere gitmiş. Cezaevi hiçbir zaman beni korkutmuyor. Biliyorum ki cezaevi, isteyen kişiyi ileriye taşımış, kendisini geliştirmesine olanak sağlamış. Kültürel olarak da cezaevi büyük bir öncülük yapmış. Eğer şimdi Kürt dil  kurumları varsa, Kürtçe yazılıyorsa, kitaplar varsa, bize edebiyatçı tanımı yapılıyorsa bu cezaevindeki direniş sayesindedir. Bir çok kişi bunun farkında değil. Edebiyattan söz ediyor ancak sadece dışarıdaki ve ünlü isimlerden söz ediyor, cezaevinde buna katkı sağlayanları anımsanmıyor. Biz elbette Ehmede Xani’nin öğrencileriyiz ama cezaevlerindeki bu kültürel direniş de unutulmamalı. -Zindan sadece politikanın geliştirildiği bir yer değil aynı zamanda şiir, edebiyat, şarkı ve tiyatronun geliştirildiği alanlardan biri." 
 
POLİSİN KÜÇÜMSEMESİNE KARŞI DİLİNE SARILDI
 
Çocuk yaşta dengbêji kilamlar seslendiren Merwanî, cezaevinde ise sanata olan ilgisini edebiyata dönüştürür. Anadilinde şiirler yazan Merwanî'nin ilk şiirlerinde yurtseverlik ön plana çıkarken, dünyayı tanıdıkça eserleri daha da evrensel bir şekle bürünür. Merwanî, şiirlerini anadilinde yazmasında gözaltına alındığı süreçte Kürtçe yanıt verdiği polisin diliyle dalga geçmesinin etkili olduğunu belirtiyor ve o günü şu sözlerle özetliyor: "Polis bana bir şey sormuştu. Ben de Kürtçe cevap verdiğim için benimle dalga geçmişti. O durum beni çok etkiledi. Bu benim, annemin nenemin, babamın diliydi, beni hiç tanımayan bir kişi dilimle dalga geçiyordu . Ben de inat ettim, 'her zaman bu dille konuşacağım' dedim. Şiir yazmaya başlasam hep o polis bu yaptıklarımı görüyordur umarım diyorum. O benimle dalga geçerek bu dile bağlanmamı sağladı. Dilimizden dolayı başımız hep dikti ve ilk kez biri dilimi küçümsüyordu." 
 
GÖRÜŞME HAKKI VE SÜRGÜN 
 
Merwanî, Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşundan bu yana cezaevlerinin baskı alanları olduğuna dikkat çekerek, şimdilerde daha ince bir politika uygulandığını belirtiyor. Cezaevlerinde kimi haklar verilse de en temel insani hakların alınmak istendiğine işaret eden Merwanî, "Eskiden birlikte kalıyorduk, şimdi tek tek insanlar kalıyor hücrelerde. Şimdi açık görüşler veriyor ve dışarıdaki kişi bunun iyi bir hak olduğunu düşünüyor. Açık görüş hakkı tanıyor ama o kadar uzak bir kente götürüyor ki ailesi gidip göremiyor bile. Böyle bir hak var ya da yok bir anlamı kalmıyor. Telefon hakkı veriliyor ama kimi zaman o telefon disiplin cezası almasına gerekçe yapılıyor. Kitaplar cezaevleri için en büyük ihtiyaç ama aylık 7 kitap hakkı veriliyor. Kürtçe mektup yazma hakkı alınıyor" diye ekliyor. 
Cezaevindeki sorunları sürekli gündeme getiren, tutuklu babasının sesini dışarı duyuran, açlık grevi yapan Merwanî, tutuklu yakınları tarafından başlatılan Adalet Nöbeti'nin hem kendisi hem de toplum için bir umut olduğunu belirtiyor. 
 
TOPLUMUN SESSİZLİĞİ TECRİDİ BÜYÜTTÜ
 
Cezaevinde yaşanan ihlallerin sadece ailelerin değil tüm toplumun sorunu olduğunu anlatan Merwanî, şunları sıralıyor; "Belki herkes gelemiyor eyleme ama insanlar bunu biliyor, Kürtlerin ölümü bu kadar ucuz olmamalı. Pandemiyle birlikte devlet çok iyi kullandı bu süreci biz de bu süreçten suçsuz değiliz. Evet bizim tepkimiz büyük devlete ama bizim toplum olarak buradaki suçumuzu görmemiz lazım. Biz ne kadar üzerinde durduk. Sesini yükseltmek isteyen insanlara ne kadar sahip çıkabildik. Bu nedenle biz birlikte yani hem devlet hem de toplum olarak tecridi biz birlikte büyüttük. Tabi istediğimiz şeyleri tam olarak yapamadık ama böyle bir dönemde özgürlük mahkumlarının gündeme getiren eylem oldu. Belli ölçüde amacına da ulaştı."
 
'YAKINLARINIZI KİMSENİN İNSAFINA TERK ETMEYİN'
 
Merwanî tutuklu ailelilerine de şu çağrıyı yapıyor: "Tutuklu yakınlarının çocuğu, babası, kardeşi cezaevinde ve hasta ama bunu duyurmaktan çekiniyor. İnfazı yakılıyor ama ses çıkartmıyor. Sen yakınlarını kime emanet ediyorsun? Bu hakları talep etmek yasak değil. Bu bizim en doğal, insan olmaktan kaynaklı sahip olduğumuz haklar. Benim, babama sahip çıkmam evrensel bir hak. İhlallerin üzerinde durursak belki bir şeyi değiştirebiliriz. Ailevi bile düşündüğümüzde, baban cezaevinde hasta ve sen onun için bir şey yapmıyorsan, yarın cenazesi çıktığında ailevi olarak, vicdani olarak bunu kaldırabilir misin? Babamla ilgili sesimi yükseltmezsem kim yükseltecek? Kimse cezaevindeki yakınını başkasının insafına emanet etmesin." 
 
MA / Dicle Müftüoğlu - Özgür Paksoy

Diğer başlıklar

29/01/2022
11:02 Şenyaşar ailesinin adalet arayışı 327’nci gününde
10:45 Cizre Emniyet Müdürü'nden Dayan'ın ailesine: Olayı abartmayın
10:40 Cumhurbaşkanlığı'ndan ‘milli değer’ sansür genelgesi
10:32 Kürtçe yayın yapan Xwebûn gazetesine erişim engeli
10:27 DBP İl Eşbaşkanı Seval Gülmez'e gözaltı
10:18 İlim Yayma Vakfı yöneticisi ATK Başkanlığına atandı
10:10 İzmir'deki gençlik örgütleri: Öcalan’ın özgürlüğü sağlanmalı
10:09 Esentürk: Mücadeleyi birlikte örgütlemeliyiz
09:38 Bir fer Mekap’ın öyküsü
09:18 Vidos’tan Güngören’e: Kimin yurdu?
09:07 Öğretmeni öldüren polise 24 taksitle 10 bin TL ceza çok görüldü
09:06 Ranta dönen şehir hastanelerine halk ulaşamıyor
09:05 Barınamayanlar: Savaşa değil, öğrenciye bütçe
09:04 Yerel mahkemenin kararında ısrar ettiği Bilici'ye İstinaf'tan beraat
09:03 6'ncı Yargı Paketi: Amaç eve hapsedilmiş ‘makul kadın’
09:01 Pazarda yeni tarife: Bir şey almadan eve dönüyorlar
09:01 HDP eşbaşkanları: Kılıçdaroğlu'nun sözü anlamlı ama yeterli değil
09:01 ‘İmralı tecridi halkların gücüyle kırılmalıdır’
09:00 13 yaşında cezaeviyle tanıştı, şimdi babası için özgürlük istiyor
09:00 Çıplak aramaya karşı başlattığı açlık grevi 37'nci gününde
09:00 İnfaz Hakimliği'nin kararına rağmen tutuklu tahliye edilmiyor
09:00 29 OCAK 2022 GÜNDEMİ
08:43 Yargıtay Başsavcılığı Yüksekdağ'a verilen cezanın onanmasını istedi
07:56 Adalet Bakanlığı’nda Gül gitti, Bozdağ geldi
28/01/2022
20:34 Kovid-19’dan 210 vefat tespiti
20:30 İzmir'deki sanatçılar: AKP, AKM'den elini çek!
20:13 Şebnem Şirin'in öldürülmesinde polislere takipsizlik kararı
19:48 Marmaris'te imar planına karşı itiraz dilekçesi verildi
19:42 Sağlıkçıların 'Beyaz Nöbet' eylemi 3’üncü gününde
19:32 İzmir’de artan nefret saldırılarına tepki
18:43 Bebeğiyle gözaltına alınan kadına ev hapsi
18:08 Sanık Onur Akman'a ceza istemi
17:27 DBP’den tahliye olan Bilge'ye ziyaret
17:21 Katledilen İrem Bahçe’nin duruşması ertelendi
17:02 Bingöl esnafı: Soygun var!
16:47 Şerzan Kurt Gençlik Derneği üyelerine hapis cezası
16:03 Erkek şiddeti: Bir kadın katledildi, bir şüpheli ölüm
15:48 Eğitim Sen: Öğretmenlik Meslek Kanunu Tasarısı geri çekilsin
15:26 ‘Barışın yolu Roboski’den geçecek’
15:17 TİP zamları protesto etti
15:12 Adalet Nöbeti: Taleplerimiz tüm insanlık içindir
14:42 AP raportörü Amor’dan Gergerlioğlu’na destek
14:25 Dayan için İzmir'de açıklama: Planlı cinayetlere son versilsin
14:10 Rakkalı kadın 15 günlük bebeğiyle gözaltına alındı
13:55 Doku ailesinin eylemi 28'inci gününde
13:43 HDP Kadın Meclisi toplandı: Gündem ittifak, tecrit ve 8 Mart
13:23 Kaçak çalıştırılan Afgan mülteciler gözaltına alındı
12:50 Öcalan’ın aile ve vasisinden görüşme başvurusu
12:49 Regl yoksulluğu için anket çalışması başlatıldı
12:23 Savcı HDP’li vekili suçlayacak diye ‘hırsıza’ dokunulmazlık zırhı koydu
12:17 Amedspor'dan 1 TL'ye maç bileti
12:17 Gündüz ailesinden İstinaf Mahkemesi’ne itiraz başvurusu
12:15 Emine Şenyaşar: Oğlum serbest bırakılsın
12:05 Kemeraltı esnafından zamlara tepki
12:04 Diyarbakır merkezli 4 ilde ev baskınları
12:03 DAİŞ’in kullandığı 700 çocuk rehabilitasyon merkezlerine yerleştirildi
12:02 Lavrov'dan Ukrayna açıklaması: Rusya savaş istemiyor
11:32 Bağdat Havalimanı’na saldırı
11:21 Kadınlar savunmada: Rojava sahipsiz değil
11:21 Garibe Gezer'in tutuklu ağabeyi: Bana her şeyi anlattı
11:13 Diyarbakırlılar Hesekê zaferinden memnun: Birlik şart
10:50 Mustafa Suphi ve arkadaşları anıldı
10:44 Ankara'da baskı ve tehditler sürüyor
10:39 QSD komutanından 'DAİŞ'i birlikte yargılama' çağrısı
10:06 Öcalan: Benim adıma hiç kimse konuşmasın
09:29 ‘PKK’nin ‘terör listesi’nden çıkarılması için herkes mücadele etmeli’
09:28 Aysel Tuğluk ATK’ye sevk edilecek
09:11 AYM gazeteci Güleş’in başvurusunu kabul edilemez buldu
09:08 Dayan’ın annesi: Zırhlı araçları sokaklardan çekin
09:06 HDP Gençlik Meclisi bir genci daha uyuşturucudan kurtardı
09:06 Ukrayna’ya saldırı: Batı, Rusya ve Çin
09:03 'Dengbêjlik kadının serhildanıdır'
09:02 Gençliğin ilk hedefi tecridi kırmak
09:02 Kürtçe standa valilik engeli
09:01 ‘Tutukluların sesi olalım’
09:01 Köylüler tapu şerhine karşı dava açacak
09:00 İstanbul’da vaka sayısında rekor: 100 binde bin 571
09:00 TGS: BBC gazetecilerin taleplerini karşılaşın
09:00 Günay: Tecrit kaldırılmalı, Öcalan’ın kendisi konuşmalı
09:00 28 OCAK 2022 GÜNDEMİ
27/01/2022
21:17 İsveçli heyetten Özerk Yönetim’e ziyaret
20:13 Kadınlar Birlikte Güçlü Platformu, Doku'nun akıbetini sordu
19:43 'Beyaz nöbet’ eylemi 2'nci gününde
19:40 Koronadan 174 kişi daha hayatını kaybetti
19:30 Amed Sağlık Platformu’ndan ‘Beyaz Adalet Nöbeti’ne ziyaret
19:27 'Barınamıyoruz' eylemine katılan 33 öğrenciye soruşturma
18:56 Gazeteci Bağdat’ın duruşması ertelendi
18:53 Irak Cumhurbaşkanlığı seçimi için takvim netleşti
18:48 Kobanê’nin özgürleştirilmesi kutlandı
18:30 ‘Diktatör’ paylaşımına açılan dava ertelendi
18:25 Urfa'da tahliye olan siyasetçilere kitlesel karşılama
18:23 Mahkemeden gazeteci Kurşun hakkında mükerrer suç duyurusu
18:01 Pazar denetimi yapan görevlilere saldırı
17:57 Doku ailesinden Cemile Yücer hakkında suç duyurusu
17:49 Cinsel saldırı faili uzman çavuşa ilk duruşmada tahliye
16:59 Mardin’de gözaltılar protesto edildi
16:50 Aydeniz: Örgütlenerek saldırılara cevap olacağız
16:49 HDP'li belediyede en düşük ücret 6 bin TL oldu
16:26 Tuğluk ve Narin için Kızılhaç Komitesi’ne mektup
15:56 Dayan'ın ailesinden kayyım Tunç'a tepki: Cinayeti siz işlediniz
15:55 Bodrum'dan Aysel Tuğluk’a dayanışma kartı
15:55 Tutuklu yakınlarının Adalet Nöbeti'ne desteği büyüyor
15:38 Covid-19 testi pozitif çıkan hakim 27 duruşma yaptı
15:29 'Cezaevinde insanlık dışı şeyler yaşıyorum'
15:28 Doku ailesi: Zainal Abarakov yargılansın
15:08 Polonya’da kürtaj yasağı nedeniyle bir kadın yaşamını yitirdi
15:03 ‘Ne mutlu Kürdüm diyene’ deyince saldırının dozajı arttı
15:02 30 yıldır tutuklu olan Sıttar Gündüz tahliye oldu
14:59 AYM pasaport iptalini Anayasa'ya aykırı buldu
14:48 Êzidî kadını katleden fail hakim karşısına çıktı
14:06 Çocuğu taciz eden antrenör hakkında suç duyurusu
13:57 Öcalan’ın avukatlarından yeni görüşme başvurusu
13:41 Halfeti eski Belediye Eşbaşkanı Bayram tahliye edildi
13:40 Hukukçulardan tepki: Saldırılar hepimizin sesine, özgürlüğüne
13:35 Kömürlü termik santraller 200 bin erken ölüme neden oldu
13:26 Bir yılda en çok yolsuzluk ve usulsüzlük haberleri kaldırıldı
12:50 Dedeoğulları ailesine saldıran Veli Keleş, Erdoğan'dan yardım istedi
12:41 Adana'da 1'inci Bağlama Günleri
12:26 Katalonya'da 'cadı avı' kararı: Kurumsallaşmış kadın cinayetleridir
12:25 MB’e göre 2022 enflasyon tahmini yüzde 23,2
12:24 Aydeniz: Erdoğan değil Öcalan konuşsun
12:06 Şırnak'ta maden işçileri iş bıraktı
11:58 Mehmet Öcalan: Adına konuşacaklarına, bıraksınlar kendi görüşlerini aktarsın
11:39 Dayan’a çarpan zırhlı aracı Cizre Belediyesi üstlendi
11:37 ‘Emine Şenyaşar 325 gündür şiddete maruz kalıyor’
11:36 Gazeteci Söğütlü’nün duruşması ertelendi
11:21 Zırhlı araçlarla 14 yılda 20'si çocuk en az 41 kişi öldürüldü
11:10 DBP İstanbul’un 3 bölgesinde halk buluşmasına hazırlanıyor
10:51 İzmir'de şüpheli kadın ölümü
10:21 Konya Katliamı tetikçisi 2 ay kent kent gezdi, 50 bin TL harcadı
10:21 Şüpheli çocuk ölümünde anne ve baba tutuklandı
10:06 Hücresinde ölü bulunan Ergin’in ön otopsi raporu: ‘beyinde ödem oluştu’
10:05 Mardin’de bir kadını ezen araç TSK’ye ait çıktı
09:59 ‘Öcalan'ın sahiplenilmesi cezalandırılamaz'
09:06 Sendika temsilcileri: Ortak mücadele umut aşılıyor
09:06 Engelli çocuğun maaşıyla yaşayan ailenin elektriği kesildi
09:01 Kürt kültüründe kavalın etkisi
09:01 'Hak savunmanın ilk aşaması devlete dava açmaktır'
09:01 Hasta tutuklu kızının kalbi tükenmesin diye eylemde
09:00 Baş: Üçüncü seçenek zorunlu
09:00 Ege’de zeytin zamanı: Kadınların emeğiyle bahçeden sofraya
09:00 ‘S Tipi cezaevleri AKP’nin ortaçağ zihniyetinden geliyor'
09:00 27 OCAK 2022 GÜNDEMİ
08:18 'Hesekê zaferi yeni bir dönemin başlangıcıdır'
08:17 KNK’den küresel çağrı: DAİŞ’le mücadele sadece QSD’ye bırakılamaz
08:13 Özerk Yönetim: Hesekê zaferi ikinci dönüm noktası oldu
26/01/2022
23:59 Kılıçdaroğlu, ıslak imza ile hazineden çalınan 6 milyar TL’yi sordu
23:54 Erdoğan’dan İmralı açıklaması: Onu Öcalan’a sormak lazım
22:55 Ankara Barosu'ndan işkence iddialarına dair açıklama
22:11 Fed, faiz kararını açıkladı